Güncelleme Tarihi:
Konyaaltı dünyaca ünlü sahile adını veren Antalya’nın en gözde ilçelerinden biri. Ata’mıza 1930 Antalya ziyaretinde Beydağları’na, denizine, sahiline bakarak “Hiç şüphesiz ki Antalya dünyanın en güzel yeridir” sözünü söyleten yer. Mursi’nin Çiftliği’nin bulunduğu, pamuktan pirince onlarca tarımsal ürünün yetiştirildiği Konyaaltı zaman içerisinde tarımsal varlığını kaybederken, yapılaşma konusunda talebin yoğun olduğu bir ilçe olmuş. Bazı güzelliklerini ise kaybetmiş.
Semih Esen, doğa konusunda duyarlı bir Başkan. Boğaçayı’nın 300 metre olan yatağından 60 metre daraltılarak, yatağının 240 metreye düşürüldüğünü söyleyince, bütün gazeteciler birbirine baktı. Sanırım onlar da böyle bir bilgiyi ilk kez duyuyordu.
PROJE HEM YANLIŞ HEM FELAKETE GEBE
Esen, dere yatağı daraltıldığı için Bozkurt’ta yaşanan sel felaketi hatırlatılınca da “Doğanın doğal akışını, doğal hareketini engelleyen herhangi bir şey uzun vadede başarılı olmuyor, bunu yaşayarak görüyoruz. Su ‘sen burayı gösterdin’ diye oradan gitmez. Yüzyıllardır gittiği yerden gider. Doğaya böyle zorlamalar yaparsanız olmaz” diyerek Boğaçayı projesinin hem yanlışlığına hem de olası bir sel durumunda yaşatabileceği felakete dikkat çekti.
YATAK NİYE DARALDI?
Boğaçayı’nın hikayesinin başka bir boyutunu sizinle paylaşmak istiyorum. Devlet Su İşleri (DSİ) 1998 yılında Boğaçayı Taşkın Korunma Planı raporu hazırlamış ve bu raporda Boğaçayı’nın yatak genişliği 300 metre olarak belirlendiği açıklanmış.
DSİ daha sonra “talep üzerine” tekrar bir çalışma yaparak yatak genişliğinin 260 metreye düşürmüş. Oradaki talep neyin talebi kimin talebi? Bir rivayete göre ise yeniden hazırlanan rapora onay vermeyen mühendis ise merkezden alınarak bir ilçeye sürgün olarak gönderilmiş.
Doğa verdiğini geri alıyor. Tabii bu saatten sonra olası bir taşkını nasıl önlerize bakmak lazım. Boğaçayı’nın denize döküldüğü bölgenin temizliğinin düzenli olarak yapılması, taş, çakıl, ot, çöp birikintisine izin verilmemesi gerekiyor. Yoksa olağanüstü bir yağış durumunda felaket yaşamamız kaçınılmaz.
BEYDAĞLARI BETONA BOĞDURULMASIN
Konyaaltı yaylaları Antalya’nın sıcağından bunalanların gözde yeri. Son yıllarda da hızlı bir yapılaşma göze çarpıyor. Başkan Semih Esen, kırsalın yapılaşmasından rahatsızlığını “Beydağları’nı betona boğdurmamalıyız” sözüyle dile getiriyor. Tabii bu iş dilek ve temenni ile çözülecek bir durum değil. Belediye yönetiminin yapılaşmaya karşı tavrı çok önemli olacak.
***
“DOĞANIN DOKTORLARINA KULAK VERİN”
TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Bayram Ali Çeltik, jeoloji biliminin birçoğumuzun “afet” diye adlandırdığı felaketleri, öncesinde gördüğünü ve uyardığını belirtiyor ve “Doğanın doktorlarına kulak verin” çağrısında buluyor. Çeltik’in dediği gibi doğa kendi sınırını çiziyor, bu sınırla oynayan insan ise bedelini en ağır şekilde ödüyor.
FELAKET KAÇINILMAZ
Çeltik’e göre Boğaçayı da 300 metre ile yatağını belirlemiş ve bunun insan eliyle 240 metreye indirilmesi doğal akışa aykırı. İklim değişikliğiyle karşı karşıya olduğumuzu, Antalya’nın ani ve yoğun yağışlarla karşı karşıya kalacağı uyarısında bulunan Çeltik, “Siz suyun akışını bozmuşsunuz, yatağını daraltmışsınız, iklim değişiyor, ani seller ve yağışlar her an olabilir, ne zaman yaşanır bilmiyoruz ama Antalya’nın bir felaketle karşılaşması kaçınılmaz” uyarısında bulunuyor.
Bana da “Bu sese kulak verin” demekten başka bir şey düşmüyor.