Güncelleme Tarihi:
ANTALYA’nın UNESCO Dünya Miras Listesi’ne aday olarak gösterilen İbradı Karamıklı yaylasında maden ocaklarına karşı yürütülen dava sürecinde keşif raporu hazırladı. Bilirkişi heyetinin bölgede yaptığı gözlem ve incelemelere dayanan raporda, sedir, ardıç ve ladin ormanları ile dağ keçilerinin doğal yaşam alanı olan bölgede maden faaliyetlerinin yaratacağı tehlikelere dikkat çekildi.
KORUNMASI GEREKEN 9 ALANDAN BİRİ
Karamıklı Yaylası’nın Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Orman ve Su İşleri Bakanlığı ile Dünya Yaban Hayatını Koruma Vakfı tarafından Türkiye’de belirlenen çok önemli 9 alandan biri olduğunun belirtildiği keşif raporunda şu bilgiler yer aldı: “Milli Parklar Bölge Müdürlüğü ve çeşitli kurumlar tarafından hazırlanan biyoçeşitlilik raporlarına göre, bu yöre özel korumalı alan kabul edilerek dünyanın en rahat nefes alınabilir alanlarından biri olarak tescil edildi. Maden projesinin uygulanması ile birlikte endemik bitkilerin, arıcılığın, hayvancılığın, alternatif turizm alanlarının, su kaynaklarının olumsuz etkileneceği ve işletme kalker ocağı olarak işletilirse patlatmaların bölgede olumsuzluklara yol açacağı itiraz gerekçesi olarak sunuldu.”
MADENCİLİK İŞLERİ DURDURULMALI
Raporda, “Ocak alt seviyelere ve yanlara doğru genişlemekte, atık sahaları dolmaktadır. Tüm bu üretim çalışmaları sürecinde sahanın flora ve faunasının olumsuz etkilenmesi dışında, görüntü kirliliği, topoğrafyanın değişmesi, toz oluşumu, birikimi, çevreye yayılımı sorunu, gürültü kirliliği ve su sorunu gibi olumsuzluklarla karşı karşıya kalınmaktadır. Karstik yapıya ve litolojiye sahip olan bölgede benzersiz özelliklerdeki jeolojik oluşumların bulunması olasıdır. Bölgenin bu özelliği dikkate alınarak madencilik işleri durdurulmalı” uyarısı yapıldı.
KAYA YUVARLANMALARI TEHLİKESİ
Keşif raporunda işletme izni istenecek 8,48 hektarlık alanda yapılan gözlem ve incelemeler sonucunda şu tespitler sıralandı: “Alanda önemli ölçüde orman varlığı bulunmaktadır. Tesislerin ve ocak ağzının bu alan içinde oluşturulması planlanmaktadır. Arazinin aşırı eğimli olmasından dolayı ileriki aşamalarda kaya yuvarlanmaları ve pasa akmaları konularında sorunlar yaşanabilir. Üretim aşamasına geçildiğinde gerekli önlemler alınmaz ve titiz şekilde çalışılmazsa toz, gürültü, görüntü kirliliği ve pasa akmaları gibi çevre sorunlarının ortaya çıkması kuvvetle muhtemeldir.”
MÜCADELEYE DEVAM EDECEĞİZ
İbradı ormanlarını korumak için uzun süredir mücadele ettiklerini belirten İbradı Belediye Başkanı Serkan Küçükkuru, “Açtığımız davalardan biriyle ilgili olumlu bir rapor çıktı. Şimdi dava sonucunu bekliyoruz. Bilirkişi heyeti, İbradı ormanlarında maden ocağı işletmek için Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporu alınması gerektiğini raporda net bir şekilde açıkladı. Ancak maden işletmeleri hala faaliyetlerine devam ediyor. Bu işletmeler Antalya Valiliği’nden ‘ÇED gerekli değildir’ raporu alarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan ruhsat alıyor. Maden ocaklarıyla ilgili belediyelere tebliğ yapılmıyor. Bölgemizin karşı karşıya olduğu bu tehlikeyle mücadele etmeye devam edeceğiz” dedi.
BÖLGE TOZ DUMAN ALTINDA
Keşif raporuyla birlikte bölgede şu anda faaliyette olan maden ocaklarının tamamının ruhsatlarının iptal edilmesi gerektiğini savunan Başkan Küçükkuru, “Maden faaliyeti başladığından beri bölge toz duman altında. Bu maden işletmelerinin hem doğaya hem de civarda yaşayan insanların sağlığına ciddi zararları var. Bilirkişi raporunda bahsi geçen alanda geçen yıl açılan başka bir mermer ocağı da İbradı su kaynağının tam üzerinde. Keşif raporuyla birlikte işletmenin faaliyeti yeniden gözden geçirilmeli, daha önce Valilik tarafından verilen ‘ÇED gerekli değildir’ kararı ve işletme ruhsatı iptal edilmeli” diyerek ilgili kurumlara seslendi.
KORUNMASI GEREKTİĞİ BELGELENDİ
Antalya 3. İdare Mahkemesi’ne sunulan raporu değerlendiren İbradı Belediyesi avukatı Münip Ermiş, “Bu rapordan sonra Karamıklı bölgesinde açılan mermer ocakları faaliyetinin durdurulması gerekir. Rapor bölgenin jeolojik yapı, orman varlığı, su kaynakları, endemik türler ve yaban hayatı açısından mutlak korunması gereken bir alan olduğunun altını bir kez daha çiziyor. Bu ayrıntılı raporu sadece mahkemeler değil, başta ‘ÇED gerekli değildir’ kararlarını veren ilgili tüm kurumlar dikkate almalıdır” dedi.
EŞSİZ BİR DOĞAL YAŞAM ALANI
Bölgenin sadece Antalya açısından değil, Türkiye açısından da en önemli doğal yaşam alanlarının başında geldiğini vurgulayan Ermiş dava süreciyle ilgili şöyle bilgi verdi: “Bu dava AYTAP Mermer şirketine verilen izinle ilgiliydi. Bu şirkete verilen alana komşu ve Naya Mermer firmasına 2019’un Ağustos ayında 10 yıl süre ile tahsis edilen, işletme ruhsatı ve faaliyet izni verilen yaklaşık 100 hektarlık alanla ilgili ise davamız halen Konya Bölge 3’üncü İdare Dava Dairesinde istinaf incelemesinde devam ediyor. Maden Daire Başkanlığı bölgede verdiği tüm arama ve işletme ruhsatlarını iptal etmelidir. Halen devam eden başvuruları ise reddetmelidir. Bölgenin başka bir kurtuluş yolu yoktur.”