Güncelleme Tarihi:
Kurban Bayramı kadar olmasa da vardır bir telaşı bu bayramın da. Bayram namazı sonrası yapılan kahvaltılar, masa etrafında toplaşmalar. Yapılan sohbetler, anılan aile büyükleri ve eskiden şöyleydi, böyleydiler... Eskiye hep bir özlem ama yeninin de canını çıkartırcasına yaşanan hayatlar.
Bugün arife ve hazırlıklar yapılır; tatlılar açılır, şerbetleri dökülür. Mezarlıklar dolar taşar...
Bayram heyecanı, en çok da iki uçtaki yaş grubunu heyecanlandırır. Çocuklar ve yaşlılar. Çocuklar, ‘ne giyerim, ne kadar çok şeker, çikolata alırım, toplarım’ derdinde olur. Yaşlılar ise, ‘seneye görür müyüz bugünleri? Ya da kapı çalacak mı, kim girecek içeri?’ derdinde olur. Aradaki yaş sınıfı, koşturur durur, zamanın farkına bile varmaz çoğu zaman hatta işinin başında olan bile vardır bayramda.
İnsanın kalabalık aile oluşunu, çekirdek aile oluşunu ya da büyük bir aile olup birçoğunun uzak oluşunu... Bir sürü şeyi gösterir niteliktedir bayramlar. Özlenen, lakin zamansal ya da mekânsal olarak gelinemeyen dostlar, akrabalar bir araya gelir ve duyguların patlaması yaşanır.
KÜSLER BARIŞIR (!)
Ha, en önemlisi de geçmişten bugüne bayramların önemli bir görevi vardır, o da; küsler barışır. (!) ya da küs olmaya devam etseler de, bayramda çaktırmazlar. Bu ikisi ölümüne kapışır :) Ama, şu bir gerçek ki, küslerin barışması için, bayramlar hala iyi bir fırsat ve gelenek. Gerçi, insanlık öyle bir hal aldı ki; WhatsAptt'tan bile kavga edip küsüyor insanlar. Yüz yüze gelmeden:) Vallahi, her şey çok basit artık. Hiç yorulmuyorsunuz, ‘yaz, tuşla gönder, şimdi o düşünsün!’
Bir de, yazmaya bile üşenen ama bayram kutlamak isteyenler için, soğuk, kimliksiz bir resmi alıp herkese gönderme modası var son on yılın baş belası bir kutlama sistemi. Bana bu şekilde gelen ve bana ait bir zamirin olmadığı mesajları dikkate bile almıyorum. Siliyorum gidiyor.
Oturup iki kelam etmeye vaktin yoksa ya da aramaya, ‘boş ver kardeş’, kendi kendine kutla bayramını. Gözümde bir yerin var, onu bari tüketme. E-mail yoluyla yine aynı türden mailleri bir listeye sıradan atmak ya da bir SMS mesajını toplu herkese atmak... Bunu icat edenler, siyasiler ve bir koltukta oturanlardır. Ne paralar veriliyordu o mesaj şirketlerine... Aman aman.
Silmekten yorulurdum, onlar göndermekten yorulmadı, yeminle. Kişisel verileri koruma kanunu biraz bunu sekteye uğrattı ama yine bu hissiyatsız kutlamalar devam ediyor.
UZUN LAFIN KISASI
Uzun lafın kısası, lafı nereye getireceğim biliyor musunuz?
Küsmeyin, kin tutmayın, bunlar zaten çok zararlı duygular.
Yalandan kutlama yapmayın. Yapacaksanız, size yakışan şekilde yapın.
Sonra, ananıza, babanıza çok sarılın. Zira, beni anlayanlar anladı...
Çocuklarınıza, bayram geleneğini öğretin, gelenekler güzeldir; sonra, yaşlanınca kapıya bakarsınız... Gelen giden olmaz!
Bayramda diyet olmaz, ikram olur. Adı üstünde bayram!
Çocuk sevindirin, çocukken yaşananlar unutulmuyor.
Mümkünse, mutlaka bir tane el açması tatlı yiyin, kendinizi ödüllendirin.
Gezin, tozun ama çevreyi kirletenlerden olmayın, lütfen ama lütfen; kirletenleri uyarın. (Dayak yemek pahasına da olsa, uyarın. Anlamamış gibi görünseler de mutlaka anlıyorlar (!)
Trafikten uzak durmaya çalışın zira neredeyse tüm Türkiye Antalya’da.
Arife gibi arife olsun, olsun ki; bayram da bayram gibi olsun.
Sevgiyle ve sağlıkla nice bayramlara.