Başkan Tütüncü "Kent Buluşmaları"nın konuğu oldu

ANTALYA (AA) - Kepez Belediye Hakan Tütüncü, son 16 yılda Antalya'da çarpık bir kentleşmenin ortaya çıktığını belirterek, "Devletin, sosyal devlet olması ilkesiyle yapması gereken çalışmaları zamanında yapmamasından kaynaklanan bir çarpık kentleşme oluşmuş" dedi.

Başkanı Tütüncü, Antalya Ticaret Borsası (ATB) tarafından düzenlenen "Kent Buluşmaları"nın konuğu oldu. ATB'de düzenlenen toplantıda konuşan Başkan Tütüncü, Antalya'da 40 yıldır çarpık kentleşme olduğunu, bunda en büyük payın vatandaşa değil devlet idarelerine ait olduğunu ifade etti.

40 yıl önceki Antalya'nın daha yaşanılabilir olduğunu belirten Tütüncü, kentin güney kesimlerinin güzel ve zarif, kuzeyinin ise özensiz ve rüküş olduğunu savunan Tütüncü, özellikle çatılardaki güneş enerji sistemleri ve uydu antenlerinin kötü bir görüntü oluşturduğunun altını çizdi.

Verimli tarım topraklarının da kentsel çalışmalara "kurban edildiğini" vurgulayan Tütüncü, şöyle konuştu:

"Son 16 yılda çarpık bir kentleşme ortaya çıkmış. Devletin, sosyal devlet olması ilkesiyle yapması gereken çalışmaları zamanında yapmamasından kaynaklanan bir çarpık kentleşme oluşmuş. Dönemin yöneticileri, meclis üyelerinin anlattıklarına göre, Kepez'e her gittiklerinde bir mahallenin eklendiğini ifade ederlerdi. 2000'li yıllarda yasal düzenlemelerle bunun önü alındı. Bu süreçten sonra da 16-17 yıl süresince meydana gelen gecekondu yapısını nasıl kent planlarına uyarlanabileceği üzerine çalışmaya başladık. Daha çok yeşil alan üretmeliyiz, daha düzgün konutlar üretmeliyiz."

Tütüncü, ATB Başkanı Ali Çandır'ın Kepez'deki Dokuma alanı ile ilgili sorusu üzerine de bu alanda hukuki başarı kazandıklarını anlattı. Şirketin oraya yaptığı masraflar konusunda yargıya başvurduğunu belirten Tütüncü, şunları söyledi:

"Dokuma arazisinin gerçek sahibi Antalyalılardır. Onun için burada gerçekleştirilecek projelere Antalyalılar karar verecek. Ortak aklın yol göstericiliğinde oraya kent parkı yapacağız. Bir tane ağaç kesmeden, bir bina yıkmadan orayı restore edeceğiz ve şunu da söyleyebilirim ki oraya kesinlikle ticari alan, alışveriş merkezi yapılmasına izin vermeyeceğiz."

- "Dördüncü nesil büyüklerinin gözlerini kapatmasını bekliyor"

ATB Başkanı Ali Çandır da son 10 yılda 166 bin dönüm tarım alanının kaybedildiğini bildirdi. Tarım topraklarının korunması gerektiğini belirten Çandır, tarım topraklarıyla ilgili hassasiyetini dile getirdiklerinde çiftçi ailelerinin kendilerini eleştirdiğini anlatan Çandır, geçmişte imara açılan tarım topraklarıyla zengin olan kişilerin büyük bölümünün bugün durumunun "iç açıcı olmadığını" savundu.

İlk nesillerin bolluk içinde yaşadığını, sonrakilerin ise o zenginlikten yeterince pay alamadığını belirten Çandır, şöyle konuştu:

"Tarımla bir arada olan aileler dağılmış, birbirinden uzaklaşmış durumdalar. Bir başka üzücü taraf da üçüncü nesil, hatta dördüncü nesil, büyüklerinin gözlerini kapatmasını, o mirasa konup birkaç gün de olsa rahat etmeyi hedefleyen bir yapıya doğru gitmeye başladı. Bu bizim toplumsal normlarımıza da aykırı birşey. Günü birlik zevklerimiz için geleceğimizi tehlikeye atmamamız gerektiğini ifade etmek istiyorum."

- "Bu 'İstemezük' mantığı değil"

Kepez'in Antalya için çok önemli olduğunu da vurgulayan Çandır, çok hızlı gelişmesine rağmen ilçede halen eski alışkanlıkların yaşatıldığını belirtti.

Çandır, Kepez'de halen otoparkı, bahçesi olmayan binalar inşa edildiğinin altını çizerek, şöyle konuştu:

"Bir prensip kararı alarak bunların hepsini bir düzene koymamız gerekir diye düşünüyorum. Batı Çevre Yolu'nun açılması iyi bir imza. Çünkü bu kent, 1971 yılından bu güne kadar bir çevre yolu açma kapasitesini ancak gösterebildi. Bu gerçekten Antalya'nın ihtiyacı olan hepimizin çok sevindiği bir olay. Ancak bunun karşılığında bin 600 dönümlük bir tarım toprağını kaybediyor olmak, bu faturanın bu kadar büyük olması, gerçekten üzüntü verici. Gerçekten bin 800 metre yol için bu kadar tarım alanının yok olmasına sivil inisiyatif olarak tepkimizi dile getirmek istiyorum. Bu 'İstemezük' mantığı değil. Bu her şeye rağmen birşeye sahip olma değil. Ama bu kent birlikte hareket edebilse kamuyu bu konuda ikna eder ve oradaki yolun kamulaştırılması devlet eliyle yapılabilirdi diye düşünüyorum."