Güncelleme Tarihi:
'EKONOMİDE ENDİŞEYE MAHAL YOK'
Başbakan Binali Yıldırım, Antalya Kentsel Dönüşüm ve Stratejik Yaklaşımlar Kurultayı'nın kapanış konuşmasını yaptı. Belek'teki Atlantis Otel'deki kapanış toplantısına Başbakan Binali Yıldırım'ın yanı sıra Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz,Ak Partili milletvekilleri, Antalya Valisi Münir Karaloğlu, Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel katıldı.
Konuşmasında dünyanın gelişme hızı ve Türkiye'nin geldiği seviye göz önüne alındığında şehirlerin çok büyük hedeflere ulaştırılmasının zaruri olduğunu belirten Binali Yıldırım, dünyada sadece devletlerin yarışmadığını, şehirlerin de yarıştığını söyledi. Şehirlerin kadim değerlerini koruyarak çağın getirdiği şekilde yeniden ele alınması gerektiğini belirten Yıldırım, "Cumhurbaşkanı'nın ısrarla söylediği bize verdiği bir hedef var, yatay mimariyi tercih edin. Daha insani ve ruhu olan, insanların birbiri ile kaynaşması için yatay mimari ve geniş alanlar herkesin özlediği bir şeydir. Kültür dokumuzun korunmasını şehircilikle olmazsa olmaz önceliğimiz olarak görüyoruz. Çocuklara, gençlere, kadınlara, engellilere, bütün vatandaşlarımızın ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde planlama mecburiyetiz var" dedi.
7,5 MİLYON YAPININ YENİDEN ELE ALINMASI GEREKİYOR
15 yıl önce büyük bir kentsel dönüşüm seferberliği başlattıklarını belirten Başbakan Binali Yıldırım, şöyle devam etti:
"Bizler depremin yıkıcı etkilerini yaşayarak bilen bir milletimiz. Depremi yaşayan biri değilim ama Erzincan depremini bilen biriyim. Babaanne ve anneannemin nasıl yıkım ile karşı karşıya kaldığını hep dinledim. Babamın halası bir hafta sonra sağ salim tesadüfen çıkarıldı. Erzincan 1939'da yerle bir oldu. Şimdiki Erzincan, eski Erzincan değil. Şehir depremden sonra kuzeye taşındı. Deprem öldürmüyor ama depreme hazırlıksızlık öldürüyor. Depreme hazır olmak için çok ama çok sıkı çalışmamız lazım. Mutlaka deprem olacak. İstatistikler bunu gösteriyor. Her yıl 500 bin konutun dönüştürülmesi lazım. 7,5 milyon yapının yeniden yapılması lazım. Türkiye'nin yapı stoku 20 milyon civarında. Binaların üçte biri ya ruhsatsız ya planlara, projelere uygun yapılmamış ya da depreme dayanıksız. Bütün bunları dikkate aldığımızda bugünkü performansımız yeterli değil."
ZAMAN YOK
TOKİ başta olmak üzere çok ciddi çalışmalar yaptıklarını anlatan Başbakan Binali Yıldırım, milletvekili olduğu İzmir'in yapılarının yüzde 62'sinin dönüşüme tabi yapılardan oluştuğuna dikkati çekti. Onlarca yılın getirdiği sorunu hal etmek için yine 40- 50 yıla ihtiyaç olduğunu, ancak bu kadar zamanın olmadığının altını çizen Yıldırım, "Bu dönüşümü 15 yıla sığdırmamız gerekiyor. Kaynak kendi kendini finansal edecek potansiyele sahip. Büyük şirketler var. Başka ülkelerde inşaat sektörü o kadar dinamik değil. Bizde son 15 yılda hiç krize girmeyen sektör inşaat sektörüdür. İnşaat sektörü deyip geçmeyin. Tepeden tırnağa bütün sektörü etkiliyor" dedi.
'MEMLEKET İÇİN AYNI NOKTAYA KİLİTLENMEMİZ GEREKİYOR'
TOKİ'nin son 14 yıl içinde kentsel dönüşüme yönelik 17 milyar liralık ihale gerçekleştirdiğini kaydeden Yıldırım, bu kentsel dönüşüme tabi yaptığı işlerin oranının yüzde 38'e çıktığını söyledi. 81 ilde dönüşüme tabi tutulması gereken yapıların tespitinin gerçekleştiğini anlatan Yıldırım, "Siyaset her zaman hakikat ile örtüşmüyor. Kentsel dönüşüm dediğimizi zaman siyasi rakipler 'rantsal dönüşüm niyetin var' diyor, niyet okumaya başlıyor. Böyle bir şey yok, tartışma ile işin özünden çıkıyor. Zaman kaybı oluyor. Zaman kaybının değeri paradan daha değerli. Parayı kaybedersiniz tekrar kazanırsız, zamanı tekrar kazanma şansınız yok. Her gün hesabınızda 86 bin 400 saniye yatıyor. Ertesi gün bakiye sıfır. Parada kullandığınız miktarı gidiyor geri kalan öbür güne devrediyor. Lüzumsuz işleri bir tarafa bırakıp memleket için aynı noktaya kilitlenmemiz lazım" diye konuştu.
YERİNDE DÖNÜŞÜM PRENSİBİ
Kentsel dönüşümdeki temel prensibin yerinde dönüşüm olduğunu belirten Başbakan Yıldırım, vatandaşın içine sinmeyen, rıza alınmamış, dayatma çözümlerle bir yere varılamayacağını söyledi. Binali Yıldırım, şöyle devam etti:
"Vatandaş bu iş geleceğim için iyi bir iştir demeli. Hayal satmak zordur. Aynen bizim 16 Nisan'da gibi 'hayırcılar' mevcudu anlatı, biz geleceği anlattık. Bizim işimiz zordu. Biz zoru başardık. Bu işin 2 yolu var; vatandaşı rızası alınacak ve yerinde dönüşüm yapılacak. Ya da rezerv alanında dönüşümü yapıp vatandaşı oraya götürüp göstericeğiz. Bunu yapınca iş daha kolay oluyor. Ama bunu her yerde yapma şansımız yok. Büyükşehirlerde alan yok. Sadece depreme dayanıklı bina yapmakla kalmayacağız. Burası bir yaşam alanına dönüşecek. Eğitim ve yeşil alanları, sosyal tesisleri ile adeta bir külliye gibi eser ortaya koymamız gerekiyor. Bu hedefi gerçekleştirmek için uzun bir zaman yok. İşi dağıtacağız. Hepsini TOKİ yapsın diye beklemeyeceğiz, kuralları koyduktan sonra herkes o çerçevede yapacak. İstihdam da oluşturacak, piyasa hareketlilik devam edecek."
KENTSEL DÖNÜŞÜMDE YENİ MÜJDELER
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın kentsel dönüşümde harç muafiyetini yükseltme kararı aldığını dile getiren Başbakan Binali Yıldırım, harç muafiyetinin yüzde 150'ye çıkacağını söyledi. Yıldırım, "Malikleri yapılan yardımlarda hak kaybını gidermek amacıyla ikamet şartını kaldırıyoruz. İkamet ediyorsan verilecek yoksa verilmeyecek, böyle bir şey olmaz. Madem bu işi yapacağız buradaki engelleri kaldırmamız lazım. Mülkiyet sorunu yoksa dönüşüm ihtiyacı yok. Dolayısıyla bir karar alıyoruz ama uygulaya gelince aldığımız kararların hiçbirinin sahada tatbik imkanı yok. Bu mağduriyeti gidermek için mülkiyetini belgeleyemeyenlere katkı vereceğiz. Dönüşüm sürecinde vatandaşı yanlış yönlendirenler olduğunu gördük. Maalesef bu yanlış yönlendirilmelerle, hileli hisseli devirlerle, yurt dışına küçük bir hisse satışı ile tebligat sorununu oluşturma ve dönüşümün hızını kesme engelleme girişimlerini gördük. Bu tıkanıklığın önüne geçilmesi için kentsel dönüşümde bu tebligat oyununun önüne geçilmesi için kentsel dönüşümde elektronik tebligat uygulamasına geçeceğiz" dedi.
BELEDİYELERE KOLAYLIKLAR GELİYOR
Kentsel dönüşümle ilgili olarak belediyelerin zorluklar yaşadığını farkında olduklarını belirten Binali Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Belediyeler dönüşüm konusunda istekliler, bu sıkıntıları da gidereceğiz. Kredilendirme noktasında belediyeler limiti dolunca kredi alamıyor. Kentsel dönüşümü hariç tutacağız. Borçlanma sınırına bunu dahil etmenin anlamı yok. Kentsel dönüşüm yapan belediyelere hem finans hem kaynak desteği öngörülüyor. Bürokrasi fazla, bunu azaltmak gerekiyor. Bunun için de bakanlık bir çalışma başlattı. Dönüşüm alanları için imar askı planları azaltacak. Alan bazlı dönüşüme teşvik edeceğiz. Planlamayı başaramıyorsak başarısızlığı planlıyoruz demektir. Bankalarda temin edilecek kiraya yardımı sağlamaya devam edeceğiz. Hatta önümüzdeki yıldan itibaren çok kentsel dönüşüme yönelik faiz tarifesini devreye sokacağız. Bundan böyle kamu idareleri kendi aralarında işbirliği protokolü ile kentsel dönüşümü gerçekleştirecek. Belediyeler birbiri ile çalışabilecekler. Kamunun üstünden kamulaştırma yükünü azaltmamız gerekiyor. Yol geçen yerin değeri artıyor. Öyle bir uygulama var ki hem yol geçiyor diye para alıyor, hem de bina ve arsası değerlendiriyor. Yoldan da yolunu buluyor. Bu haksız bir şey, eğer orada bir artı değer oluşuyorsa adil bir paylaşıma ihtiyaç var. Kazanç elde edenlerin katkı sunması lazım."
KENTSEL DÖNÜŞÜMDE YÜZDE 100 MUTABAKATA GEREK KALMAYACAK
Dönüşüm yapılan yerlerde yüzde 100 mutabakat arandığını hatırlatan Binali Yıldırım, bu oranı düşüreceklerini söyledi. Yıldırım, "Yüzde 66 ya da 3/2 oranında karar verirse böylece dönüşüm kararı alınmış olacak. Biz bunları yaparken ülkenin geleceği hakkında plan yapanlar boş durmuyor" dedi.
'EKONOMİDE ENDİŞEYE MAHAL YOK'
Ekonomi üzerinden Türkiye'nin sıkıştırılmaya çalışıldığını dile getiren Başbakan Yıldırım, bunu yapanların yeni bir yanlışın içine girdiğini kaydetti. Ekonominin gün geçtikçe daha da büyüdüğüne işaret eden Yıldırım, "Bu dalgalanmalar geçicidir. ABD'nin ekonomi ile ilgili aldığı kararlar, bölgesel istikrarsızlık ve gelişmekte olan ülkelerin bazı aleyhte söylemleri kısa süreli de olsa piyasalarda hareketlenmeye neden oldu. Bu bizim öngördüğümüz bir şeydi. Türkiye hala göstergelerde dünyanın en önde gelen ülkeleri arasında yer alıyor. Bütçe açığı kriterlerin altında. Kamu borcu milli gelirin yüzde 30'unun altında. Endişeye mahal yok. 2017'de dünyada Çin ve Hindistan'dan sonra en fazla büyüyen ülke Türkiye'dir. 2017 yılında büyüme oranımız 6 ile 7 arasında bir noktaya ulaşmış olacak. Bu orta vadeli plan içinde 3 yıl içinde yüzde 5,5 asgari büyüme hedefliyoruz" diye konuştu.
56 DEPREMDE 83 BİN İNSAN ÖLDÜ
Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki de Türkiye'nin deprem ülkesi olduğunu, son yüzyılda 56 depremde 83 bin insanın hayatını kaybettiğini söyledi. Özhaseki, "Adalar segmentinde eski depremin süresi dolmuş gibi görünüyor. Bütün bilimsel çalışmalarda 2030'a kadar Adalar açıklarında 7 büyüklüğünde deprem olacağı. Böyle bir deprem bizi büyük bir sıkıntıya sokar. Son büyük depremin üstünden 500 sene doldu ve deprem olacağı bilim adamları hem fikirler. Kentsel dönüşümle deprem riskini fırsata dönüştürerek ekonomik bir kazanç olacak. Kendi piyasamıza 150 milyar lira her sene bir giriş olacak. Konut yapımında 250 sektör çalışma yapıyor. Bu 250 sektör yakın zamanda daha hareket hale gelecektir" dedi.
Hasan DEMİRBAŞ/ANTALYA, (DHA) -
FOTOĞRAFLI