IHA
Oluşturulma Tarihi: Mart 03, 2015 14:38
AKDENİZ EKONOMİSİNİ GELİŞTİRME VAKFI (BAGEV) YÖNETİM KURULU BAŞKANI ALİ ÇANDIR, TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU (TÜİK) TARAFINDAN AÇIKLANAN 2015 ŞUBAT AYI ENFLASYON VERİLERİNE İLİŞKİN DEĞERLENDİRMEDE BULUNDU.
Akdeniz Ekonomisini Geliştirme Vakfı (BAGEV) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan 2015 Şubat ayı enflasyon verilerine ilişkin değerlendirmede bulundu.
Düşük enflasyon beklentisinin gerçekleşmediğini kaydeden Akdeniz Ekonomisini Geliştirme Vakfı (BAGEV) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır, “Şubat ayında ülke genelinde tüketici fiyat endeksinde (TÜFE) yüzde 0,71, yurt içi üretici fiyat endeksinde (Yİ-ÜFE) ise yüzde 1,20 artış gerçekleşti. Enflasyon yıllık bazda değerlendirildiğinde TÜFE’de yüzde 7,55, Yİ-ÜFE’de yüzde 3,10 oranında artış olduğu görüldü. Ekonomistlerin Şubat ayı enflasyon beklentisi yüzde 0,49-1,00 aralığında iken, yıl sonu beklentileri yüzde 6,77 civarında idi” dedi.
FAİZ TARTIŞMASI TENCEREYE YANSIDI
Türkiye’nin 2015 yılına, hem büyümeyi hem de enflasyonu olumlu yönde etkileyecek avantajlarla başladığını belirten Çandır, “Büyümeyi ve enflasyonu doğrudan ve dolaylı yollardan etkileyen petrol fiyatlarının 110 dolar seviyelerinin yarısına düşmüş olması bu avantajların başında gelmekteydi. Özellikle petrol fiyatlarında meydana gelen her 10 dolarlık azalmanın enflasyondaki düşürücü etkisinin 0,4-0,5 puan olacağı düşünüldüğünde, enflasyonla mücadelede iyimserlik hakimdi. Bunun yanında geçtiğimiz yılın aynı döneminde enflasyonun göreli yüksek olmasından dolayı matematiksel bir avantajın da söz konusu olması ve bu baz etkisinin enflasyonu kendiliğinden düşüreceği beklentisinin oluşmasına neden olmuştu. Ancak son yılların en çetin hava koşullarının yaşandığı ülkemizde hemen hemen tüm ürünlerde rekolte düşüşünün yaşanması ve buna ek olarak kamuoyuna yansıyan faiz-kur tartışmaları, beklentileri olumsuza çevirirken, tencerelerin daha pahalıya kaynamasına neden oldu” değerlendirmesinde bulundu.
BATI AKDENİZ FİYAT ARTIŞINDAN DERTLİ
Şubat ayında Antalya, Burdur ve Isparta’nın yer aldığı Batı Akdeniz Bölgesi’nde de tüketici fiyatlarında artış görüldüğünü belirten Çandır, bölgesel enflasyonla ilgili şunları kaydetti:
“Bölgemizde tüketici fiyatları aylık artış oranı yüzde 0,92, yıllık artış oranı ise yüzde 7,02 oldu. Aylık bazda değerlendirildiğinde, Batı Akdeniz Bölgesi’nin Türkiye genelinden daha pahalı bir alt bölge olduğu söylenebilir. Son iki üç ayda görülen don ve sel olayları da bölge ürün fiyatlarına olumsuz yansıdı. Ürün kayıplarıyla sonuçlanan bu olumsuz koşullar, özellikle örtü altı üretime zarar verirken, üreticiler bunu ürün fiyatına yansıtmak zorunda kaldı. Tüketici ise bunu tezgahta hissetti. Bölgemizde geçtiğimiz bir aylık dönemde tüm ürün grupları içerisinde en yüksek fiyat artışı, yüzde 25’e yakın bir oranla dolmalık biberde görüldü. Bu yüksek fiyat artışını yine tarımsal ürünler olan ve özellikle bölgemiz için büyük önem arz eden örtü altı ürünlerinden patlıcan, sivri biber, çarliston biber ile karnabahar izledi.”
TENCERE KAYNAMA MALİYETİ ARTTI
Türkiye genelinde Şubat ayındaki fiyat artışları ürün bazında incelendiğinde en fazla fiyat artışının yine tarımsal ürünlerde görüldüğünü belirten BAGEV Başkanı Ali Çandır, “Fiyat artışı sıralamasında yüzde 28,22 artışla mandalina, harcama grubu bazında ise yüzde 2,59 artışla gıda ve alkolsüz içecekler grubu ilk sıralarda yer aldı. Ürün fiyat artışı sıralamasında sonraki sıralarda yine tarım ürünlerinden olan dolmalık biber ve patlıcan gelirken, harcama grubunda bu sıralama ulaştırma ve lokanta-oteller şeklinde gerçekleşti” ifadelerini kullandı.
Dünyada tarım ve gıda fiyatları, maliyet düşürücü destekler ve talep yetersizliğinin de etkisiyle düşme eğiliminde olduğunu vurgulayan Ali Çandır, sözlerini şöyle sürdürdü:
”Bizde halen yüksek seyirli olması, ülkemizdeki tarımsal reform ihtiyacını ortaya çıkarmakta ve olumsuz şoklara karşı üreticilerin desteklenmesini gerekli kılmaktadır. Böylece başta üretici fiyatlarının yüksek seyir ataletinin önüne geçilebilecek ve tüketici tenceresini daha ucuza kaynatabilecek. Devletin resmi kuruluşunun açıkladığı rakamlara göre bireylerin zorunlu ihtiyacının başında gelen gıda ve alkolsüz içeceklerin yıllık fiyat artışı her ne kadar yüzde 13,70 olsa da, pazardaki patatesin, soğanın fiyatının yüzde 100’lerin üzerinde artmış olması, bu maliyet düşürücü destekleri ve üretim planlamalarını zorunlu kılmakta. Ayrıca enflasyon rakamları da göstermekte ki stratejik bir sektör olan tarım ve gıdanın ileri-geri bağlantılarının çokluğu, sektörün kurumsal açıdan özel bir ilgiyi hak ettiğini kanıtlamakta.”
ÜRETİCİ DESTEK, TÜKETİCİ GÜVEN İSTİYOR
Sel ve dondan zarar gören üreticiye mazot desteği sağlaması ve kredisinin ertelenmesinin geçici de olsa rahatlama sağlayacağını belirten Çandır, “Varil fiyatı öncekine göre yarıdan fazla düşen petrol fiyatlarının tüketici ve üreticilerimize yeteri oranda yansıtılmamakta, özellikle üreticilerimiz afet yaralarını sarmanın yanında yüksek fiyatlı mazot ve maliyetlerle de boğuşmaktadır. Bu nedenle bizler enflasyonla mücadelede günümüzün popüler para politikası araçlarının yanında ve belki de bunları bir kenara bırakıp üreticiye destek, tüketiciye güven vermenin esas olduğunu düşünmekteyiz. Ekonomi politiğin yerini politik ekonomiye bırakması halinde meydana gelecek kırılgan yapının güven sarsıcı olduğunu da görmekteyiz. Zira günümüzde üreticiler düşük maliyetle üretim yapmanın, tüketiciler de satın alma güçlerinin günden güne erimemesinin derdindeler.”
Ali Çandır, eğitim ve inovasyon destekli verimlilik artışlarıyla katma değer yaratmaya mecbur olduğumuzu belirterek, “Böylelikle sağlıklı bir ekonomik büyüme yapısı oluşabilecek ve bu sayede de yapay tartışmaların yanında fiyat artışları yok edilebilecektir” dedi.