Güncelleme Tarihi:
ANTALYA Turizm Fuarı, bu yıl ‘bisiklet turizmi’ temasıyla 27-28 Ekim’de Türkiye ve dünyadan sektör profesyonellerine 4’üncü kez kapılarını açmaya hazırlanıyor. Fuarın organizatörü olan ve QM Ödülleri’ni sektöre kazandıran GM Center Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Meral, dijital dünyadan Z kuşağına pek çok güncel konunun gündeme geleceği fuar programını Hürriyet’e anlattı.
Antalya Turizm Fuarı nasıl başladı?
Turizm sektörünün müthiş güçlü olduğunu düşünüyorum ama çok basit hataları da var. Bunların bir tanesi bireysellik. Biz birlikteliği bu yüzden çok önemsiyoruz. Antalya Turizm Fuarı’na 2019’da bu düşüncelerle başladık. Pandemi dahil olmak üzere 7 bine yakın seyahat acentesini buraya getirmişiz. Acentelere, “Biz devam ediyoruz ve çok iyiyiz. Gelin birlikte daha da iyi olalım” diyebilme şansımız oldu. Onlar da “Evet burada hayat var” diyebildiler pandemide. Sadece bu bile muhteşem bir ışık yaktı. Biz doğru olduğunu düşündüğümüz yoldan hiç vazgeçmedik. Bu 4 yılın sonunda turizmin kalbi olan Antalya’nın bir turizm fuarı var artık. Türk turizminin yakaladığı bu rüzgârın devam edeceğini düşünüyorum.
Antalya Turizm Fuarı’nda geniş bir programla ve çağın ihtiyaçlarına uygun dijital imkanlarla karşılaştık. Nasıl bir çabanın ürünü oldu bu fuar?
İlk dakikadan bugüne kadar büyük bir kitle buna inandı inandırabildik ve giderek büyüyoruz. Ne yapmak istiyorsunuz derseniz, tüm dünyayı burada toplamak istiyorum. O yüzden diyorum ki biz kocaman bir çerçeve yapalım ve dünyanın tüm renklerini biz burada Türkiye’de toplayalım. Herkes birbirinin gözlerine baksın, el sıkışsın, daha iyisini yapabilecek ortamı yaratsınlar, fikirler üzerinde çalışıp başka fikirlere yol açsınlar.
Bu yılki programdan da bahseder misiniz?
27-28 Ekim’de yaklaşık 20 bin metrekarede düzenleyeceğimiz Antalya Turizm Fuarı’nda trend temamız bisiklet turizmi. Bununla ilgili yaklaşık 25 uzmanı burada ağırlayacağız. Bisiklet turizminden nasıl yararlanabiliriz, dünya pastasından bu alanda nasıl pay alabiliriz? Bunu onlardan dinleyeceğiz. Z kuşağı turizme nasıl bakıyor, biraz bu konu üzerine eğileceğiz. Dijital dünyaya atım atarken yaşadığımız dönüşümü incelemek istiyoruz. Turizm 5.0’ı o yüzden konu haline getirdik. O yüzden dijitalin etkileri üzerine bir panel düzenledik. Dolayısıyla bu konudaki görüşlerimizi o dünyadaki insanlardan dinleyeceğiz. Bu sene neredeyse her pazardan katılımcımız var. İngiltere, Almanya, BDT ülkeleri, Ortadoğu, Balkanlar ve iç pazarın en önemli operatörleri fuarımızda katılımcı olarak yer alacaklar ve ‘Yeni ne yapabiliriz’i konuşacaklar. Yurt içi ve yurt dışından 2 bine yakın seyahat acentesi bizimle birlikte olacak. İstihdam konularına değinmek istiyoruz. ‘Destinasyonlar ve etkinlikler’ adlı panelimiz, bir de Türk turizminin nereye evrildiğiyle ilgili de bir panelimiz var.
Türkiye’nin turizm merkezindeki önemli bir boşluğu doldurdunuz. Bunun geri dönüşleri nasıl oldu size?
İhtiyaç olduğu için düzenledik. Genelde müşterinin olduğu yerlerde fuar düzenlenir. Biz tam tersi olarak ürünün olduğu yerde bunu yaptık. Buraya gelenler 4 gün boyunca turizmin en iyi olduğu ortamda bir etkinlikte buluşuyor. Herhangi bir başka fuarda konuşmaya 20 dakikaya ayırıp sonra gündelik hayatına dönen yabancı turizmci, bunu burada 4 gün boyunca şehrin atmosferini yaşayacak. Burada Antalya’dayken, siz anlatmasanız da gelen kişi destinasyonu yaşayacak. Biz fuarda servis hizmetini çok iyi yaptığımızı anlatacağız, o kaldığı otele gidince bizzat yaşayacak.
Antalya Turizm Fuarı, QM ödülleri, GM Turizm Yönetim Dergisi… Her biri marka haline gelmiş ve turizmcilerin kendilerini görmek istedikleri mecralar. İlk adımı nasıl attınız ve nasıl devam etti?
İlk adımı dergi ile attık. 2004’te ilk sayımızı çıkardık. Amacımız, sektöre bir katkı sunmak, sektördeki aktörlerin ne kadar kıymetli olduklarının altını çizerek birlikte gelişimi sağlamaktı. Ben aslen otelciyim, 2008 yılına kadar otel yöneticiliği yaptım. Daha sonra danışmanlıklarla devam ettim. Nasıl daha kollektif paylaşım yapabiliriz, profesyonel bilgiyi nasıl daha genele yayılabiliriz, bunun üzerine kafa yorup yola çıktık. GM turizm dergisini hazırlarken profesyoneller için bir referans kaynağı oluşturmaya çalıştık. Bugün 18’inci yılını devirdik, iyi gidiyor. Turizm sektörüne gönülden bağlı olduğumuz için ilk günkü azimle sürdürüyoruz.
İlk günden bugüne nasıl bir dönüşümden geçerek geldi bu markalar?
GM, zaman içerisinde basında, sosyal medyada, internet sayfasıyla, yayıncılıktan çok daha fazlası olmaya çalışıyor, olmasını istiyoruz. Sektör içerisinde önemli bir karakter ve sürekli yenilerini eklediğimiz faaliyetlerle sektöre katkı vermeye devam ediyoruz. Bunların biri 12 yıl önce başlattığımız QM ödülleri. Bu ödül töreninde sektörün gelişenlerini, geliştirenlerini, rol modellerini takdim edip ön plana çıkartmak istedik. QM Kalite Yönetim Ödülleri böylece ortaya çıkmış oldu. Online oylamaya küçük rakamlarla başladık, şimdi yaklaşık 100 bin kişinin giriş yaptığı bir sayfa haline geldi. Pandemi döneminde yaptığımız GM Talks konuşmaları, akademisyenler tarafından kitap haline getirildi, sektörün durumu ne olacak sorusunun cevabına köprü olduk. Zaman içerisinde Antalya sınırlarını aştık. Artık Van’dan Edirne’den Malatya’dan Didim’den temsilcilerimiz de organizasyona dahil oluyor ve birbirimizi alkışlayabiliyoruz.
Yenileri olacak mı?
Nasıl Almanların, İngilizlerin buna benzer markaları varsa bizim de markalarımız olacak ve biz kendi açımızdan bu markaların üzerinde yoğunlaşıp üretmeye devam edeceğiz. Çünkü Türk turizmi memleket meselesi gözümüzde. Ben gurbetçi bir ailenin çocuğuyum. Sektörün başarısını üst seviyelere çıkarma arzumda bunun etkisi vardır. Bu devam edecek.
QM ödülleriyle yıllardır devam eden bir markanın içinden yeni bir marka çıkarmış oldunuz. Ödül gecelerinde çok ciddi bir yoğunluk görüyoruz. Nasıl başladı da bu noktaya geldi?
QM ödüllerinin ilkini GM ödülleri olarak 2006 yılında150 kişilik bir davetli topluluğuyla Kemer’de gerçekleştirdik. Küçük bir toplulukla orada gördük o enerjiyi. Sonra biraz ara verdik, 2010 yılında o zaman yönetiminde bulunduğum Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği’ne (POYD) önerdim. Sağ olsun o zamanki başkan ve yönetim kurulundaki ağabeylerim konuya sıcak yaklaştılar ve kabul edildi. İşte bugün fark yaratabildiğimiz şu aşamaya gelmemiz, o zaman onların bana cesaret vermesiyle oldu. Kendilerine bir kez daha teşekkür ediyorum. Ve QM ödülleri böyle ufak ufak başladı. Önce hatırlıyorum, ilk oylamada 2 bin 500 kişi katılmıştı. Sonra 20 bin–25 bin kişi katıldığında bayram ettiğimiz günleri hatırlıyorum. Ve sonrasında ‘95 bin kişi katılmış, 100 bini geçemedik’ deyip üzüldüğümüz günler de oldu. Aslında bu da çok önemli değil. Nitelik önemli. Biz dünyada yapılanları kopyalamıyoruz. Daha iyisini yapabilmemiz gerektiğini düşünerek üretmeye çalışıyoruz. Çünkü sektör daha iyisini her zaman istiyor senden.
Pandemide Antalya turizmi neden dünyaya kıyasla önemli bir başarı yakaladı sizce?
Biz krizin içerisinde büyüdüğümüz için kriz içerisinde kaldığımız için krizde ne yapmamız gerektiğini 3 aşağı 5 yukarı artık refleks haline getirdik. Ani kararlar… Onun da sebebi aslında birtakım eksiklikler. Yani biz neden ani karar verebiliyoruz, neden hızlı karar alabiliyoruz? Kurumsal olmadığımız için. Dolayısıyla her parametrenin artıları var, eksileri var. Bu kimi zaman işimize yarıyor, kimi zaman işimize yaramıyor. Pandemi döneminde hızlı karar verip uygulayabilmemiz, bürokrasiden uzak aktif bir modellemeyle çalışabiliyor olmamız artımız oldu. Normal zamanlarda kurumsallıktan uzak kararlara da sebep oluyor bu özelliğimiz. Bu önemli bir özellik ama ne zaman, nerede, nasıl kullanacağımızın da belki biraz daha üzerine çalıştıkça farkında olacağız.
Turizmin yıllardır içinde olan biri olarak eksiklikleri ne olarak görüyorsunuz, ne olsa tamamlanır?
Yapısal eksiklikler var. Nedir bunlar, biri hepimizin üzerinde durduğu personel konusu. Konu bence personel değil, konu bakış açısı, paylaşım modeli, birliktelik ruhu. Bunu ekiplerimize hissettirmek zorundayız. Türk turizminin dünya turizm sektörü içerisindeki en yaratıcı en etkin, en mücadeleci profesyoneller grubu olduğundan eminiz. Her yerde varız zaten ama daha belirgin hale geleceğiz. Markalarımız otellerden ibaret olmayacak. Bir birlikte üretmeliyiz. Etkinlikler bunun aynalarından bir tanesi. Bizim çok iyi yatağımız var, acayip güzel duvarları olan otellerimiz var. Sahilimiz, deniz, kum, güneşimiz de çok güzel. Ama bunların ötesinde turistin biriktireceği anılar olmalı. O, kaldığı odanın duvarlarını unutur ama yaşadığı deneyimi unutmaz.