Güncelleme Tarihi:
TURUNÇ ağaçları, palmiyeleri ve begonvilleriyle ünlü Antalya, sadece denizi, kumu ve güneşiyle değil doğal dokusuyla da dünyanın gözde yerleri arasında bulunuyor. Peki iklimin getirdiği çeşitlilik ne ölçüde avantaja dönüşüyor? Ağaçlandırma ve peyzaj çalışmaları nasıl planlanıyor? Bu sorulara yanıt veren Türkiye Ormancılar Derneği Batı Akdeniz Şubesi Başkanı Prof. Dr. Tuncay Neyişçi, ulaşım, imar, restorasyon alanlarında kapsamlı planların olduğu Antalya’da henüz bir ağaçlandırma planının olmadığına vurgu yaptı.
UZMANLAR BELİRLEMELİ
Hangi ağacın nereye dikileceği, hangi sıklıkla sulanması gerektiği, sağlayacağı gölge büyüklüğü gibi kriterlerin önemine değinen Tuncay Neyişçi, yeni yapılacak tüm projelerde dikilecek ağaçların uzmanlar tarafından değerlendirilerek belirlenmesini önerdi. Antalya’nın dünyanın her yerinden turist ağırlayan bir turizm kenti olmasına rağmen ağaçlandırma ve bitkilendirme planına sahip olmadığının altını çizen Neyişçi, “İmar planları gibi şehrin bitkilendirme ve ağaçlandırma planlarının da olması lazım. Belediyeler tarafından konum, çevre koşulları, toprak yapısı, iklimsel durum ve bitkilerin sahip oldukları özellikler gözetilmeden gelişigüzel biçimde ağaçlandırma çalışmaları yapılıyor” dedi.
DOĞA DÜŞMANLIĞINI TETİKLİYOR
Antalya’da belediyeler tarafından yapılan plansız ağaçlandırma çalışmalarının doğa düşmanlığını tetiklediğine değinen Neyişçi, “Deniz manzaralı bir apartmanın önüne çevresel şartlar düşünülmeden bir sokak benjamini dikiliyor. Bu bitki sadece manzarayı kesmekle kalmıyor, hava akımını da önlediği için nefes almak dahi mümkün olmuyor. İnsanlar da fırsat bulduklarında bu ağaçları gizli saklı kesiyorlar. Kentin toprak ve iklim yapısına uygun olmayan ağaç türleri fırtına anında devrilip arabaların üzerine düştüğünde insanlar ikinci fırtınayı beklemeden bu ağaçları kesiyorlar” diye konuştu.
FELAKETİ ÖNLER
Neyişçi, şu uyarıları dile getirdi: “Yanlış ağaçlandırma insanların doğaya karşı suç işleme pratiklerini artırıyor. Ağaçlarla, doğayla aralarındaki bağ, sevgi değil nefret ilişkisine dönüşüyor. Bu sorun, kentin tamamını kapsayan bir planlama ve denetime yönelik yasal boşlukların giderilmesiyle çözülür. Bu konuda atılacak adımlar, sadece kente görsel güzellik katmak için değil, felaketleri önlemek ya da etkisini azaltmak için de son derece önemlidir.” m Ceren DENİZ/HÜRRİYET