Güncelleme Tarihi:
İZMİR’de yaşanan depremin üzerinden 5 gün geçti. Yıkılan binalarda yürütülen kurtarma çalışmaları tüm hızıyla devam ederken, deprem öncesi alınacak önlemlerin ne denli hayati önem taşıdığını bir kez daha acı bir şekilde öğrendik. Kent merkezi 2, batı bölgeleri ise 1’nci derece deprem bölgesinde olan Antalya’da ise riskli binaların durumu deprem ve kaybedilen canlarla birlikte yeniden kent gündeminin ilk sırasına taşındı.
Bugüne kadar onlarca haber yaptık, uzmanların uyarılarını sayfalarımıza taşıdık. Buna rağmen maalesef toplumda yeterli bilincin oluşmadığını acı tecrübelerle öğreniyoruz. Deprem sonrası Çevre ve Şehircilik Antalya İl Müdürü Tevfik Altınay, Jeofizik Mühendisleri Odası Antalya Şubesi Başkanı Engin Erarslan ve kentin nüfus yükünü taşıyan Kepez, Muratpaşa, Konyaaltı Belediye Başkanları ile görüştüm. Deprem hazırlıklarını, riskli yapı tespiti ve bu yapıların son durumunu sordum.
Açıkçası hayli karamsar bir tablo ortaya çıktı. Sadece Kepez Belediyesi sınırları içerisinde bugüne kadar 7 bin 600 riskli yapı başvurusu yapılmış. Gerekli tespitlerin ardından 7 bin 450 binanın tapularına şerh koyulup yıkımı gerçekleştirilmiş. Konyaaltı’nda bu rakam 51. Muratpaşa’da ise 2 yıl içinde 206 riskli bina tespiti yapılmış. Yıkım sayısı ise 176. Yani 30 yapıda tıpkı İzmir’deki Rıza Bey, Doğanlar ve Karagül apartmanında olduğu gibi yaşam devam ediyor.
Yetkili kurumlar çürük olduğu kamu kurumu raporları ile tespit edilen, tapusuna şerh konulan bu 30 yapının yıkımı için 90 günlük tebliğ süreci olduğunu vurguluyor. Tabii bu süre içinde Allah korusun bu binaları yıkacak bir deprem olmazsa! Şöyle de bir gerçek var; süre dolsa dahi bu seferde karara itiraz eden mülk sahiplerinin açtığı davalar yıkım sürecini geciktirebiliyor. Yani riskli binaların yıkımı bir noktadan sonra arapsaçına dönüyor.
KAMU BİNALARINA DETAYLI TARAMA
Deprem bilinci ve alınacak önlemler konusunda ateş topunu sadece kamu kurumlarının üzerine atmak da doğru değil sanırım. Çevre ve Şehircilik Antalya İl Müdürü Tevfik Altınay da tam da bu konudan dertli. Şöyle diyor: “Tüm kamu kurumu binalarında çok ayrıntılı incelemeler yapıyoruz. Binaların tamamı uzmanlarımız kontrolündeki özel sistemlerle taranıyor. Kısa süre içinde kent genelindeki kamuya ait yapıların ne durumda olduğunu raporlayacağız.”
TAPUYA ŞERH KOYULUYOR
“Özel yapılarda ise durum farklı. Yapıları kullananlar bize ya da bağlı bulundukları ilçe belediyelere başvuru yaparak binalarının sağlamlığını test ettirebilirler. Testleri Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yetkilendirdiği özel kuruluşlar da yapabiliyor. Test sonrası yapı riskli çıkarsa hemen tapuya şerh konuyor ve ilgili belediyeye resmi bildirim yapılıyor. Ama sadece kamunun duyarlı olması yetmiyor. Biz insanlara ‘Yapınız riskli’ diyoruz onlar bize dava açıyor.”
TALEP OLMADAN TEST YAPILMALI
Antalya’daki deprem hazırlıkları konusunda en karamsar isim Jeofizik Mühendisleri Odası Antalya Şubesi Başkanı Engin Erarslan. Yarım saatin üzerinde görüştüğümüz Erarslan, çok önemli bilgiler aktardı. Ama en çarpıcı tespiti riskli binaların durumuna ilişkindi: “Mevcut sistem içinde mülk sahiplerinin başvurusu olmadan kamu kurumları riskli bina tespiti yapmıyor. Yani bina 100 yıllık da olsa bir mülk sahibi çıkıp, ‘Yaşadığım binayı kontrol edin’ demeden test yapılmıyor. Oysa betonun ve diğer malzemelerin de bir ömrü var. İlgili kurumlar belli bir yaşın üzerindeki tüm binalarda test yapmalı. Açıkçası vatandaş da ekonomik nedenlerle test yaptırmaktan kaçınıyor. ‘Binam riskli çıkarsa nereye giderim’ endişesi insanları çürük binalarda yaşama sürüklüyor.”