ANTALYA'NIN ALTIN ÇOCUĞU SİDE

Güncelleme Tarihi:

ANTALYANIN ALTIN ÇOCUĞU SİDE
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 19, 2021 09:14

Side bıraktığım gibi değil. Bıraktığımdan çok daha güzel. Siz de benim gibi uzun bir ara verdiyseniz ya da henüz ziyaret etmediyseniz mutlaka gidin ve o tarih kokan eşsiz atmosferi içinize çekin.

Haberin Devamı

BENİM gibi Antalya’da büyüyenler bilirler Side’nin öteden beri güzelliğini. Adeta açık hava müzesi gibidir her yeri. Turistik açıdan cazibesi o yıllarda da hep aynıydı. Özellikle sahil yolu açıldıktan sonra çok daha fark edilir olmaya başlamıştı Side. Bu kadar yakın olmama rağmen, uzun zamandır Antik Side’yi bir turist gözüyle ziyaret etmediğimi fark ettim ve çocukluğuma yolculuk yapar gibi dün karış karış gezdim..

Bunu özellikle belirtmeliyim ki Side bıraktığım gibi değil. Çünkü bıraktığımdan çok daha güzel. Siz de benim gibi uzun bir ara verdiyseniz ya da henüz ziyaret etmediyseniz mutlaka gidin ve o tarih kokan eşsiz atmosferi içinize çekin.

Kent yaklaşık 400 metrelik genişlikteki yarımada üzerinde. Aynı zamanda Antik dönemde Pamfilya Bölgesi sınırlarındaki en önemli liman kentlerden biri. Adının anlamı da kent kadar özel aslında: “Nar” Antik kentin üç ayrı girişi var. Kente girdiğiniz andan itibaren inanılmaz bir düzen içerisinde ilerliyorsunuz. Her şey özenle dizayn edilmiş gibi karşınıza çıkıyor. En güzel tarafı da yaşayan bir kentin antik kentle nasıl uyumla birleştiğine şahitlik ediyorsunuz. Restorasyonlar kentin doğasına aykırı olmamakla beraber, aksine size binlerce yıl önceyi yaşatırcasına yapılmış.

Haberin Devamı

Bana kalırsa Side’yi diğer birçok bölgeden ayıran en önemli özelliği bölge halkının sevgiyle sahip çıkması. Kenti gezerken bu bütünlüğü siz de hissedeceksiniz. Eskiden kente girişler araçla gerçekleşiyordu. Şu an araç girişi tamamen yasak ancak kentin girişinde sizi bekleyen traktör ve minibüs hizmeti var. İster kenti bu araçlarla gezebilirsiniz isterseniz de kentteki eserleri yürüyerek ve tek tek ziyaret ederek keyfini çıkarabilirsiniz. Eğer hava çok sıcak değilse yürümenizi tavsiye ederim.

Kentin hemen girişinde ziyaret boyunca hangi eserleri göreceğinizi belirten bir kent planı yer alıyor. Öncelikle onu  dikkatle okuyarak yola devam edebilirsiniz. Şehir surları, şehir kapısı ve anıtsal çeşme sizi ilk karşılayan eserler. Daha sonra ağaçların gölgesinde sütunlu caddeden ilerleyerek agora, antik tiyatro ve Dionysos tapınağına ulaşacaksınız. Tiyatro, Anadolu’nun en büyük tiyatrolarından biri. M.S. 2’nci yüzyılda inşa edilmiş. Yol boyunca bir müze ziyareti gibi eserleri bizzat yerinde deneyimlemek oldukça keyif verecek.

Haberin Devamı

Yolun devamında antik bir hamam binası olan Side Müzesi yer alıyor. Oradaki eserleri görmek için mutlaka müzeye vakit ayırın. Yol denize vardığında artık Side’nin simgesi haline gelen Apollon tapınağı karşınıza çıkacak. Ziyaret saatinizi eğer gün batımına doğru ayarlarsanız, tapınağın sütunlarının arasından denizin üzerinden batan güneşi seyrederek ziyareti taçlandıracaksınız. Mavi ile beyazın güzelliğini, sütunların arasında size göz kırpan altın sarısı güneş perçinleyecek.

Antik kentin diğer yakasında taş evler yer alıyor. Bu evlerin Side’ye yerleşen birinci kuşak Giritliler tarafından yapıldığı ve yine onların torunları tarafından turistik dükkân olarak kullanıldığı söyleniyor. Dükkânların olduğu bu caddede yürürken çok keyif aldım. Benim gibi fotoğraf tutkunuysanız antik kentin her köşesinde arşivinize eşsiz kareler ekleyeceksiniz. Anlattıklarımdan çok daha fazlası için her mevsim ayrı güzel olan bu kenti en kısa zamanda “bir turist gibi” gezin.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!