Güncelleme Tarihi:
SİZE, bilmece tadında bir soru sorarak başlamak istiyorum;
Antalya’nın kalbinde,
Antalya’nın akciğerleri,
Rengi yeşil ve yeşilin tonları,
Bir mevsim olsa, kesinlikle ilkbahar olacak olan,
Tavşan yüreğinin evi...
Bilin bakalım burası neresi?
Dünyada şehir merkezinde kalmış dokuzuncu büyük yeşil alandır olan, 2 milyon 630 bin metrekarelik bir alana sahip Antalya’nın (deyim yerinde ise) Central Parkı. Bir çoğunuzun, ‘nerede bu?’ dediğini duyar gibiyim.
ZEYTİNPARK elbette
Antalya Otogarı ile Yeni Sanayi Sitesi arasında kalan, çevresi yüksek duvar ile örülü alan, ZeytinPark. Antalya’ya Burdur istikametinden girişte hep önünden geçilen ama büyük ihtimalle gözden kaçan, fark edilmeyen güzeller güzeli ZeytinPark.
Burası, ‘Muratpaşa Vakıf Zeytinliği’nin Antalya’ya kazandırılması, doğal yeşil dokusunun, tarımsal niteliğinin korunması ve geliştirilmesi’ amacıyla, kâr amacı gütmeyen bir işletme olarak kurulmuştur.
Yaklaşık olarak, 25 bin ağaç var bu parkın içinde.
Ve bu ağaçlar, Antalya kent merkezinde, her yıl havadaki 2 bin 6 yüz ton tozu, 610 milyon ton metreküp karbondioksiti emerek temizler.
Hangimiz bu kadar faydalı olabiliriz? Etrafı kirletmekten başka bir işe zar zor yarayan insanoğlundan daha faydalı olan bu ağaçların önünde eğiliyorum.
DOĞADA DÜĞÜN VAR!
Şimdilerde, doğada düğün var, festival var... Hangi cümbüşü yakıştırıyorsanız, siz onu deyin. Her zaman cömert olan tabiat ana, ZeytinPark’ta bir fazla cömert şu ara. Bu ay kaçmaz, kendinize ve özellikle de çocuklarınıza vakit ayırıp bu eşsiz, mucizevi parkı görün ve içinde kuşlarla, kaplumbağalarla (bizim deyişle, tosbalarla), karıcalarla ve elbette sayısı milyonlarca olan papatyalarla huzurun iliklerinize kadar işlediği bir yürüyüş yapın. Zeytin ağaçları arasında farklı yürüyüş rotalarını seçin ve şehrin göbeğinde ama bir o kadar şehirden uzak keyif yapın. Bir fotoğraf tutkunu iseniz; ZeytinPark, size unutulmaz kareler verecektir. Canınız kahvaltı veya da bir şeyler mi yemek istedi o zaman önceden rezervasyonunuzu yaptırın derim. Küçük, mütevazi kafesinde gözünüzün ve ruhunuzun yanında karnınızı da doyurabilirsiniz.
Ben doyamadım derseniz, satış ünitesinden evinize, dostlarınıza zeytinler, zeytinyağları alabilirsiniz.
Çocuklar için müthiş ve güvenli kamp alanı, büyükler için yoga alanları arasında rakipsiz diyebilirim.
Ben ZeytinPark’a her gidişimde, bir yeri de koruyabilmiş olmanın huzurunu yaşıyorum ve korumaya niyet edenlere ve korunması için emek verenlere dua ediyorum.
YAŞADIĞINIZ KENTE İLGİ GÖSTERİN
Bundan 5 yıl önce, bir 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda Antalya Tanıtım Vakfı olarak bir yemek organize etmiştik ve seksen kişilik yemekte ilk defa oraya gelmiş ve şoka girmiş hatrı sayılır bir hazirun vardı. Hatta, menüde tavşan yüreği ile başlayan bir yemek adını gören bir arkadaşım; ‘Yeliz, bu kadar çevreci ve doğa severim diyor ve tavşan yüreğini yemekte veriyorsun, bunu nasıl yaparsın?’ dediğinde, Tavşan Yüreği’nin Antalya’nın yerel zeytinin adı olduğunu bilmediğini anlayıp sonrasında önce bir vah vah deyip ona bu zeytini anlatmıştım.
Yani, diyeceğim o ki; yaşadığımız kente ilgi gösterelim, neresinde ne var, ne yetişir, nasıl yetişir, korunur ilgili olalım. Dahası bu muhteşem işler için kendinden fedakârlık yapan insanlara yardım edelim.
Bu parktan çok şey olur, öyle bir olur ki... Aklınız şaşar! Gerekli olan destek, maddi ve manevi destek. Sahiplenmek ise en başında geliyor. İlk olarak, henüz bir ziyaret etmediyseniz, hemen bu pazar gidin.
TAM ZAMANI
Uzun uzun kavakların olduğu yolda bir fotoğrafınız olsun, çitlembik ağacının dalına elinizi sürün ve koklayın, söğüt, çam, servi, palamut, çınar, okaliptüs, ara ara narenciye ağaçları ama en müthişi ayaklarınıza dolanan papatyalar ve aralarında gelincikler, anemonlar... Şu an tam zamanı dediğim şey!
Sevgiyle Kalın.