Güncelleme Tarihi:
TÜRKİYE’nin en büyük sanayi kuruluşları arasında yer alan AGT, 1984 yılında Antalya’da şirket kurucusu Ahmet Söylemez’in küçük bir atölyede sehpa üretimiyle faaliyetine başladı. Yenilikleri takip ederek her geçen yıl büyüyen şirket, 38 yılda Türkiye’nin en büyük, dünyanın da sayılı entegre ağaç ürünleri tesislerinden biri haline geldi. Bugün 5 kıtada 100’ün üzerinde ülkeye ihracatıyla global marka vizyonuyla yoluna devam eden AGT’nin İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Ahmet Çetinkaya ile şirketin kuruluş, büyüme hikâyesi ve yeni projelerini konuştuk.
EN UCUZU ÜRETELİM PEŞİNDE OLMADIK
Şirket nasıl gelişti, ihracata ne zaman başladınız?
AGT’nin ihracat serüveni bundan yaklaşık 22 yıl önce, 2000 yılında başladı. İkinci, üçüncü yılında da ihracat oranını yüzde 50’lere çıkardı. Bugün geldiğimiz noktada 100’ün üzerinde ülkeye ihracat yapıyoruz. Bu nasıl oldu peki? Bugün herkes ‘İhracat yapacağım’ dediğinde hemen ihracat yapabiliyor mu? Bu yine AGT’nin vizyonunda vardı. AGT hiçbir zaman ‘En ucuzu üretelim, en çok satalım’ peşinde olmadı. AGT dünyada istenen ürünün en iyisini yapmaya odaklandı.
‘RUSYA’YA YATIRIMI ERTELEDİK’
Yatırımlarınızla ilgili bilgi verebilir misiniz, yeni yatırım planı var mı?
Antalya’daki yatırımımızı tamamladık, 500 bin metrekare büyüklüğünde tesisimizde 2 hat tam kapasite çalışıyor. Antalya’daki yatırımımızı tamamladık. Yurt içi ve yurt dışı yatırım planlarımız ise devam ediyor. Rusya’ya yatırım planımız vardı fakat şu anda biraz erteledik. Avrupa’da yatırım düşündüğümüz değişik ülkeler var. İki ay önce Denizli yatırımımız başladı. Denizli’de Antalya’daki MDF tesisimize benzer bir hat ile parke, panel, profil üretelim istiyoruz.
ORMAN ATIKLARI DEĞER KAZANIYOR
Ham maddeniz orman ürünleri, bunları nasıl temin ediyorsunuz?
Biliyorsunuz ormanların belli dönemlerde yenilenmesi gerekiyor. Eskiyen ağaçlar, kuruyan dallar kesiliyor, budanıyor. Yeni bir ağaç kesilmeden orman atıkları bizim işimizde kullanılıyor. Bu şekilde atıklara da değer kazandırmış oluyoruz. Hatta şunu söyleyeyim, mobilyacıların kullandığı, testereden çıkan talaş tozları bile bizim tesisimizde ürün haline getiriliyor. Ağaç seçmeden çam, kayın, meşe bunların hepsi bizim işimizde kullanılabiliyor. Ağaç öyle bir canlı ki toz haline getirdiğinizde bile yaşamaya devam ediyor. Bu kadar kutsal bir ürün aslında. Şu anda Türkiye’nin ormanları mevcut kapasitemizi karşılamıyor. Dolayısıyla dünyanın her yerinden ürün geliyor.
ANTALYA’YI ÇOK SEVİYORUZ
Antalya’da üretim yapmanın avantajları var mı?
Elbette Antalya’da olmanın avantajları da var dezavantajları da var. Bir kere turizm kenti olduğu için mevsimsel olarak iş gücü bulmakta zorlandığımız zamanlar oluyor. Fakat kesinlikle Antalya’yı çok seviyoruz. Fakat AGT Antalya ile özdeşleşmiş bir marka. Bugün 100’ün üzerinde ülkeye ihracat yapıyoruz. ‘AGT’nin merkezi Antalya’ dediğimizde turizmden dolayı birçok ülkede Antalya çok iyi biliniyor. Bu anlamda Antalya’nın bize sağladığı avantajlar kesinlikle çok fazla. Diğer dezavantajları da avantaja çevirmek için gayret gösteriyoruz. Sanayi odamız, siyasiler de AGT’yi her zaman destekliyor. Her yönüyle Antalyalı olmanın mutluluğunu bize hissettiriyorlar. Sadece AGT değil Antalya’da çok önemli marka olmuş önemli sanayicilerimiz var. Biz de onlarla gurur duyuyoruz.
AR-GE İLE FARK YARATIYORUZ
AGT’nin çok güçlü bir Ar-Ge departmanı var. Ve biz bu sayede hâlâ büyümeye devam ediyoruz. Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarıyla hem yenilikleri takip ediyoruz hem de ‘Daha fazla nasıl değer katabilirim’ peşinde koşuyoruz. Bugün geldiğimiz noktada biz çok iyiyiz. Dünyanın sayılı markaları arasındayız. Bizim hedefimiz burada kalıcı olmak ve dünyada hızlı değişen zevkler ve modada beklentileri karşılayabilmek.
PANDEMİDE DURMADIK
Pandemi tüm dünyada diğer sektörlerde olduğu gibi Türkiye’de bizim sektörümüzü de değiştirdi. Fakat bu değişim olumlu oldu. Neden? Çünkü insanlar evlerinde daha çok oturmaya başlayınca mobilyalarını değiştirmek, zevklerine daha çok hitap edebilecek ürünleri evlerinde görmek istediler. Bütün firmalar hizmetlerini ona göre geliştirdi. AGT de önlemlerini alarak üretime devam etti. Pandemide hiç durmadık ve pandemiyi fırsata dönüştürdük. Bugün hala değişim dönüşüm devam ediyor.
DUYGUYA HİTAP EDİYORUZ
Aslında bizim sektörümüz direkt duygulara hitap ediyor. Çünkü evinizde örneğin kapınızın son haline veya parkenize baktığınızda duygunuz o kadar değişiyor ki. Bu görsellik size mutluluk, huzur veriyor. Bir ev hanımının mutfağı değiştiğinde, mobilyası değişinde elde ettiği haz. Biz buna hizmet ettiğimiz için çok mutlu oluyoruz aslında.
TAM KAPASİTE
2021 yılında tam kapasite çalıştık. 20 yıldır olduğu gibi üretimin yarısını ihraç ettik yarısını da yurt içinde sattık. 2022 yılında da planımız aynı şekilde.