ANTALYA İÇİN KENETLENELİM

Haydi Antalya!
Takvim yaprakları 19 Ocak’ı gösterdiğinde Antalyaspor’da beklenmeyen bir şok yaşandı.
Deyim yerindeyse şiddetli bir deprem meydana geldi.
Depremin artçıları camiayı sağa-sola savururken kısa sürede bir karamsar tablo oluştu.
“Eyvah! Antalyaspor bitti”, “Şimdi ne olacak?” söylemleri dilden dile dolaşmaya başladı.

YÜK YILMAZ’IN OMUZLARINDA
Peki, ne oldu da bu kara tablo oluştu?
Hiç beklenmeyen bir anda Antalyaspor A.Ş. Başkanı Ali Şafak Öztürk, Antalyaspor Kulübü Derneği ve Antalyaspor Vakfı Başkanı Fikret Öztürk ani bir kararla istifa ettiklerini duyurdu.
Antalyaspor A.Ş.’de Emin Hesapçıoğlu, dernek ve vakıfta ise Mustafa Yılmaz istifa sonrası başkanlık görevini mecburiyetten üstlendi. Hızlı bir çalışmanın içerisine de girerek Antalyaspor’un bir uçuruma doğru sürüklenmemesi için camiaya umut mesajları vermeye başladılar. Herkes yeni bir başkanın ortaya çıkmasını beklerken bu kez Antalyaspor A.Ş. Başkanı Emin Hesapçıoğlu da görevi bıraktığını duyurdu. Tüm yük iş insanı Mustafa Yılmaz’ın omuzlarında kaldı. Gece-gündüz çalışarak başkan aradı. Çağrılar yaptı, camianın ileri gelenleri ile temasa geçti. Ne yaptıysa nafile, kimse ortaya çıkmadı.
Kulübün kayyuma gideceğinin dile getirildiği bir dönemde Antalyaspor’un sahipsiz kalmayacağını yazdım. Nasıl bu kadar iddialı yazı yazdığımı ifade edenlere şunu söyledim: “Hiç kimse çıkmazsa bile bu görevi Mustafa Yılmaz üstlenecek. Tanıdığım Yılmaz bugüne kadar hiçbir işini yarım bırakmadı.”
En nihayetinde belirttiğim gibi olağanüstü genel kurul geldiği gün kimse adaylık için çıkmayınca Mustafa Yılmaz “Ben adayım” demek mecburiyetinde kaldı.
Görev kabul etmek yeterli gelmezdi.
Zira bir Süper Lig kulübünü yaşatmak öyle kolay değil. Yılmaz’ın burada da tecrübesi ve güveni ön plana çıktı. 19 olan yönetim sayısını 29’a çıkardı. Ayrıca 10 kişilik bir danışma kurulu listesi de hazırlayarak Antalyaspor’un tarihteki en güçlü yönetimini oluşturdu.
Tüm bunları yapmak gerçekten kolay değildi.

VALİ YAZICI VE BAŞKANLAR
İstifa sonrası oluşan karamsar tablo bugün yerini bahar havasına bırakmış durumda. Takım ligde başarılı sonuçlar alıyor, puan durumunda rahat durumda. Türkiye Kupası’nda finale kaldı. UEFA Kulüp Lisansı alınmasına yönelik ihtilaflı dosyalar sonuca bağlandı ve gerekli tüm finansal şartları yerine getirdi. Aynı zamanda transfer engeli ortadan kalktı.
İşte tüm bu coşkulu sürecin yaşanmasında Başkan Yılmaz’ın büyük emeği var. Hakkını teslim etmezsek kendisine haksızlık etmiş oluruz.
Ancak bunlardan daha önemli olan bana göre camianın her geçen gün yakınlaşmasıdır. Yakınlaşmak yetmez, destek verme vakti geldi diye düşünüyorum. Başkan Yılmaz bayrak kampanyasının startını verdi. 5 bin bayrağın satılmasının hedeflendiği kampanyada ilk adımı Yılmaz attı ve 100 adet büyük bayrak alacağını açıkladı. Antalyalılara düşen görev bu anlamlı kampanyaya destek olmak. Bunun için Vali Ersin Yazıcı başta olmak üzere, Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, ilçe belediye başkanları ve kentin ileri gelenlerinin harekete geçmesi gerekir. Vali Yazıcı ve belediye başkanları, kurumlarına dev Antalyaspor bayrakları asarak buna öncülük edebilir. Onların vereceği bu destek çok daha anlamlı olur diye düşünüyorum. Atacakları adım diğer kent dinamiklerine örnek olur. O halde “Haydi Antalya” diyorum