Güncelleme Tarihi:
YILLAR geçer ve bir çok şey değişir. Bazı şeyler vardır değişmez. Değişim gerekli der dururuz ama bazı şeyleri hiç değiştiremeyiz. Gücümüz vardır ama gücün yetmediği değişimler vardır. Kafaların değişimi için sahip olunan güç yetmez. Vizyon değişimi için ya da vizyon sahibi olabilmek için güç yetmez. İşte bu kentte, Antalya’da bunu sıkça görüyoruz. Yapılanlara sadece seyirci kalan, o da yetmezmiş gibi bir de kulp takan olmadı... Atan o kadar çok insan var ki...
Tek işi, oturduğu yerden yapılanları eleştirmek ama bi ucundan da sen tutuver dendiğinde, bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın tavırlarında olanlar, size sesleniyorum bu yazımda. Çoğu zaman, klavye silahşörleri oluverirler, sosyal medyada ve sadece yaralamak için yazarlar, yazarlar yazmasına ama etliye sütlüye karışmazlar. Bir kısım vardır, sırça köşklerinden çıkmazlar; bir kısım vardır, süslü makam odalarını, oturdukları koltukların geçici olduğunu düşünmeden hareket ederler.
YAPIVER, EDİVERCİLER
‘Yapıver, ediver, koyuver, alıverciler vardır bir de... Hayat onlara kolaydır. Destek olmadıkları gibi, köstek olmayı severler. ‘Engel koyucular’ diyorum ben bu insanlara. Hep fikri vardır mesela bu insanların, hemen hemen her konuda. İş yapmaya geldi mi; ortadan yok olurlar. Fikri atar ama bu nasıl olsun, ne ile olsun, hangi bütçe ile olsun dendiğinde bu insanları göremezsiniz. Mangalda kül bırakmaz ama ne mangalı yakacak oduna sahiptirler ne de nerden odun buluruzu bilirler. Sadece konuşurlar! İcraat yapanı eleştirirler, kazara yaptıkları bir iş varsa da yıllarca onu anlatır dururlar. Dileğim var evet evet büyük bir dileğim var, bu kentin bu insanlardan temizlenmesi. Keşke bir sabah uyansak ve engel koyucular buraları terk etmiş olsa. O zaman bu kenti kimse tutamaz. Roket hızıyla uçar, inanın bana uçar!
ANTALYA TANITIM VAKFI
Bollukta herkes güçlüdür önemli olan darlıkta güçlü olmaktır; kısıtlı bütçelerle ortaya bir şey koyabilmek, emek ve çaba vererek, alın teri ortaya koyarak icraat yapabilmektir. Antalya’nın bir Tanıtım Vakfı var, ne mutlu ki. Evet, tek işi, Antalya’nın tanıtımı olan bir Vakıf. Başkaca bir görevi yok. Yok bütçelerle, iyi işlere imza atmış ve yine yok bütçelerle imza atmaya devam ediyor, temennim uzun yıllar da atmaya devam etmesidir. Belli kurumlardan aldığı destek dışında, ne yazık ki, Antalya’nın bir türlü özümseyemediği bir Vakıf. Bakıyorum, böyle bir vakıfı olmayan illerden, il yöneticileri arıyor, fikir alıyor; ‘bizim ilimizde yok, nasıl yaparız?’ Diye. Biz de var ama sahip olunan değerin, zenginliğin farkında değil, çoğu. Bu kent, çoğu zaman çok vefasız arkadaş, bu kentin insanıyım o nedenle eleştirim bir öz eleştiridir. Önce, vefalı olmayı sonra, emek verene desteği geçtim artık; engel olmamayı öğrenmeliyiz. İyiyi alkışlamayı ama böyle ellerimiz patlayana kadar alkışlamayı, kötüyü yüceltmemeyi öğrenmeliyiz. İyi olanı biz yapmadıysak da; anlatabilmeyi, övmeyi öğrenmeliyiz. Yanlış yapana, bizim delimiz nasılsa diye şak şak yapmamayı, önceliğin kentin çıkarları olduğunu, kişisel çıkarlar olmaması gerektiğini artık sadece sözlerle değil eylemlerle ortaya koymalıyız. Yeliz, kimi diyorsan açıkça söyle; üzerimize alınalım mı diyorsanız; mektubum doğru yere ulaşmış demektir.
BU YILDAN DİLEĞİM
Yeni yıldan dileğim ‘Antalya Gönüllüsü’ insanların artmasıdır. Kişisel çıkarları olmadan bu kent için çalışan insanların artmasıdır. Mevzu Antalya ise, gerisi teferruattır! Diyen insanlar artsın, öyle bir artsın ki; diğer grup kafasını değiştirebilsin.
Sevgiyle Kalın.