Güncelleme Tarihi:
Osmanlı’dan günümüze Anadolu’nun geleneksel oyuncaklarını ahşap atölyesinde tek tek işleyerek geleceğe taşımaya çalışan 71 yaşındaki Haşim Süzme, bir binanın altındaki küçük dükkanında bugünün çocuklarına da kendi oyuncaklarını yapabilme becerisi kazandırmaya çalışıyor. Çocukken ağaçtan bıçaklar ve kılıçlar yapma merakıyla başlayıp, Niyazi Ramazanoğlu adındaki hocasından öğrendikleriyle ahşap sanatçısı haline gelen Haşim Usta, evlendikten sonra Antalya’ya yerleşip bu mesleği yıllarca sürdürecek bir serüvene başlamış.
YENİYİ ÜRETİNCE ‘OH’ DERSİNİZ
Ahşap oyuncaklar yapmak insan ruhuna çok iyi geldiği için engelli çocuklarla birlikte okullarda oyuncak yapan, otizmli çocuklara topaç çevirmeyi öğreten Haşim Usta, “Bir otizmlinin topaç çevirdiğinde duyduğu heyecanı gördüğünüzde çocukça mutluluğun ne olduğunu anlayabilirsiniz. Onlar öğrenene kadar yılmadan çalışıyorum. Tekrar tekrar gösteriyorum. Başardıklarında inanılmaz mutlu oluyorlar. Milyonlarca param olsa da bu keyfi yaşayamazdım. Güzel, rahat ve stressiz bir meslek. Sabah atölyeye girersiniz, akşama kadar uğraşırsınız. Hele bir de yeni bir ürün yaptığınızda ‘Oh’ dersiniz. Sizden mutlusu olmaz” diyor.
MİNYATÜR ENSTRÜMANLAR
Ahşaptan minyatür müzik aletleri, süs eşyaları, saatler, takılar ve oyuncaklar tasarlayan Orhan Ercan da atölyesinde gün boyu ağaca şekil veriyor. Daha önce öğretmenlik yapan 56 yaşındaki zanaatkar, marangoz ustası babasından gençlik yıllarında öğrendiği mesleği minyatür eserlerle sürdürüyor. Ahşap tozunu bir kere yuttuktan sonra bu meraktan uzak kalamayanlardan olan Orhan Usta da tasarımlarını zaman zaman el sanatları sergilerinde gösterime açıyor. Minyatür saz yapımı için marangozlardan sedir ağacı toplayıp atölyede işlemeye başlayan Ercan, “Çok zaman alan ve incelik isteyen 5 santimetrelik minyatür sazlardan şu anda ayda yaklaşık 200 tane üretiyorum. Şimdilerde keman, gitar gibi diğer enstrümanların da bire bir minyatürlerini yapmaya başladım. Sonunda müzik aletlerinden bir kolleksiyon oluşturacağım” sözleriyle mesleği sürdürme sevdasını dile getiriyor.
ÇEŞİT ÇEŞİT TOPAÇ
Haşim Süzme, geleneksel Anadolu oyuncakları hakkında şu bilgiyi verdi:
“Anadolu topaçları 3’e ayrılıyor. ‘Babaç’ dediğimiz normal topaçlarımız, zilli topaçlarımız ve kıpraş topaçlarımız var. Bunların çevirme yöntemleri de, kız ve erkeklerin oyunları da birbirinden farklıdır. Topaça Anadolu’nun farklı yerlerinde ‘debeleme’, ‘şiştirpan’ gibi isimler verilir. Mardin’in kuyruksuz uçurtması, Urla’nın ‘karga kaçıran’ı ünlüdür. Kasnaklı uçurtmalar Anadolu’da çerçeve ipinden yapılır. Aslında bütün çocukların uçurtma yapması lazım. Fakat el becerisini kesmişiz. Görünce insanın ağlayası geliyor. Bir çocuğa ‘Oğlum şuraya bir düğüm atacaksın’ dediğimde ‘Ben ayakkabımı bile bağlamadım şimdiye kadar. Hep annem bağlar’ diyor. Aileler çocuklara çok iyi baksın. Ama onları el becerisi kazanmaktan da mahrum bırakmasın.