Güncelleme Tarihi:
Yörük kültürünün en önemli unsurlarından Döşemealtı el halısı, Döşemealtı Belediyesi’nin başvurusu üzerine Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından coğrafi işaretle tescillendi. Tescil ile Döşemealtı el halısını bir anlamda koruma altına alan, geçmişin izini geleceği taşıyan Turgay Genç Başkan’ı tebrik ederim.
Dönemin Antalya Valisi Alaaddin Yüksel’in odasında görmüştüm ilk. Canlı kırmızı rengi ve üzerindeki motifleri çekmişti ilgimi. Daha sonra bir çok kere de haberini yaptım...
Bir dönem çadırların, evlerin süsü, duvarların tablosu olan Döşemealtı Halısı’nın en önemli özelliği, atkı, çözgü ve ilmesinin yün olması ve ipliğinde kök boya kullanılması. Istar adı verilen ahşap dokuma tezgahında dokunuyor.
Türk düğümü ile dokunan Döşemealtı El Halısı, halı tarlalarında sabah çiğinin güneşle buluşmasıyla soft pastel bir renk alıyor. Deve, akrep, muska, bucak ucu, tutmaç, mektup, pıtrak, keçi, koç boynuzu, sekiz köşeli yıldız gibi motifler kullanılıyor. Her motifin ayrı bir hikayesi var.
Döşemealtı Halısı’yla Antalya’nın coğrafi işaretli yöresel ürün sayısı 13’e çıktı. Coğrafi işaretli ürünlerin sayısının artmasında Yöresel Ürünler Fuarı YÖREX’in hakkını teslim etmek lazım. YÖREX deyince de Antalya Ticaret Borsası Başkanı Ali Çandır’ın ismini anmadan geçmek olmaz. İlki 2010 yılında düzenlenen YÖREX’ten önce Antalya’da sadece 2 ürün tescilli iken, 11 yılda tescilli ürün sayısının 13’e çıkması takdire değer. 4 ürün de coğrafi işaret için gün sayıyor. Türkiye geneline bakıldığında ise 2010’da 109 olan coğrafi işaretli ürün sayısı, şimdi 783’ü geçti. Emeği geçen herkese teşekkürler…
***
BÜYÜKNOHUTÇU ÇİFTİNİN ADI YEŞİLDE YAŞASIN
Finike’de sedir ve kızılçam ormanlarındaki mermer ocaklarına karşı mücadele verirken evlerinde öldürülen Ali Ulvi -Aysin Büyüknohutçu çiftinin kızı Emine Büyüknohutçu’nun TEMA Vakfı ile birlikte Gaziantep’in Kızılin bölgesinde kurak bir alanda anne babası adına orman oluşturmak için başlattığı kampanyada 22 bin 554 fidana ulaşıldı.
***
Çevre dostu çiftin adının yeşilde yaşaması çok anlamlı ve önemli. 9 Ağustos’a kadar devam edecek kampanyaya sizin de katkınız olabilir. Kampanyada bir ağacın bedeli kimsenin bütçesini sarsmayacak bir rakam sadece 10 TL. Yeşile doğaya sahip çıkmak için büyük mücadele verirken canlarından olan Büyüknohutçu çiftine karşı hepimiz borçluyuz. Gaziantep’teki kurak alan yeşerdikçe Büyüknohutçu çiftinin ruhu da huzur bulacaktır.
HAYDİ TÜRKİYE AŞIYA
İlkokulda engelli bir arkadaşım vardı. Biz ne zaman bahçeye çıksak bir duvarın üzerinde oturur oyunlarımızı seyrederdi. Sonradan öğrendim, küçükken geçirdiği çocuk felcinin bizimle oynamasını engellediğini… Aşılanamayan bebeklerin ölüm sayısı 1980’lerde azımsanamayacak sayıdaydı. Türkiye yoğun aşılama kampanyası ve aşı programı sayesinde 1998 yılında elimine edebildi çocuk felci, suçiçeği gibi bir çok hastalığı.
***
Şimdi Koronavirüs belasıyla karşı karşıyayız. Bilim adamları bu işin şimdilik bilinen tek çaresinin aşı olduğunu söylüyor. İstatistikler, aşı yapılan ülkelerde yapılmayanlara göre vaka sayısı ve ölümlerde azalma olduğunu gösteriyor. Bilim ve istatistiğe rağmen aşı karşıtlarını anlamak gerçekten güç. Bebeği doğduğunda rutin aşılama kapsamında bütün aşılarını aile hekimliğinde yaptıranlar, sıra Koronavirüs aşısına gelince birbirinden ilginç ki bazıları bana göre gerçekten akıl dışı gerekçelerle aşı olmuyor.
***
Sağlık Bakanlığı’nın bu konuda geçmişte olduğu gibi yoğun bir aşı kampanyası yürütmesi gerekiyor. Kampanyaya rağmen aşı olmakta direnenler ise bazı ülkelerde gündeme geldiği gibi sosyal alanlardan kısıtlanmalı. Yoksa ne eğitimimiz, ne sağlığımız, ne de ekonomimiz tekrar bir kapanmayı kaldıramaz.