9 AY BİZE YETER

Güncelleme Tarihi:

9 AY BİZE YETER
Oluşturulma Tarihi: Ekim 04, 2022 11:01

Yılın son çeyreğine girdik. Eğrisi ile doğrusu ile geçip giden yılın karnesinin yazılacağı son çeyrek biraz yaz, biraz kış, biraz güneş, biraz yağmur, biraz sevinç, biraz hüzündür.

Haberin Devamı

Bir yandan biten sezonun muhasebesi yapılırken, bir yandan da yaklaşan kasvetli kış döneminin endişesi sarar turizmciyi.
*
Tarifi zor, çok farklı bir yılı geride bırakırken, hafta sonu açıklanan verilere göre Antalya ilk 9 ay sonunda 11 milyon turist ile turizm tarihinin sayısal olarak en iyi yıllarından birini bitirmek üzere. Yılı Antalya’da 13 milyon turist ve geçmiş yıllara göre yaklaşık yüzde 20’nin üzerinde kişi başı gelir artışı ile kapatacağız gibi gözüküyor. İki yılı yüreği ağzında, korona ve savaşın gölgesinde geçiren sektör için bu rakamlar hem ekonomik hem moral olarak tabii ki büyük bir başarı.
Ama ben bu kez sayılardan bahsetmeyeceğim.

*
Ülke turizmi için tabii ki çok değerli olan bu verilerin, bu başarıda büyük katkısı olan turizm çalışanları için ne anlamı olduğu, turizmdeki rekorların onların hayatına doğrudan ne kadar yansıdığı konusunda empati yapmamız gerektiğini düşünüyorum. Mesela gelen turist sayısı 13 milyon değil, 23 milyon, kişi başı gelirimiz de 800 dolar değil, 8 bin dolar olsa, bu acentenin transfermenini, havalimanındaki kontuar çalışanını, oteldeki garsonu, uçaktaki pilotu, otobüsün şoförünü, havuz başındaki animatörü, ören yerindeki bekçiyi, gümrük kapısındaki memuru, Ayasofya’yı anlatan rehberi, mutfaktaki bulaşıkçıyı ne kadar ilgilendiriyor? Bu başarılı sonuçlar onların hayatına ne kadar yansıyor? Galiba bütün bunların onların hayatına yansıması çok zayıf. Tabii ki neredeyse milyona varan turizm çalışanı için, işlerin iyi gitmesi, yoğunluğun artması umut ve ümit veriyor, ancak bu onları turizme titrek ve ürkek yaklaşmaktan alıkoyamıyor. Zira ekimle birlikte turizmde cicim ayları bitiyor ve karanlık kış günlerinin kasveti çöküyor üstlerine.
Bugünden itibaren akılları fikirleri ‘bundan sonra ne olacak?‘ ta. Şu aralar Antalya’daki yüzbinlerce turizm çalışanının ve tabii ki ailelerinin gözü kulağı müdürünün ya da patronunun ağzından çıkacak bir söze kilitlenmiş durumda.

DÜNYADA DA BU BÖYLE

Haberin Devamı

Keşke turizm de diğer birçok iş kolu gibi 12 ay sürse ve turizm çalışanları her sene aynı sendromu tekrar tekrar yaşamasa! Açık sözlülükle söyleyeyim, bu maalesef mümkün değil. Sadece bize özgü bir durum değil, özellikle güneşe ve denize dayalı kitle turizminde işin doğası gereği bütün dünyada bu böyle. Ayrıca tatil yapan insanların da kış döneminde ülkelerinde iş, okul... gibi sorumlulukları var ve yılda ancak bir kaç hafta olan tatil hakkını genellikle yazın güneşli günlerinde geçirmeyi tercih etmeleri gayet doğal.

Haberin Devamı

*
Yılın en durgun olan 4-5 ayında haliyle işletmelerin önemli bir kısmı kapanacak ve bahara kadar hayatta kalmaya çalışacaklar. Her ne kadar bazı işletmeler ‘yazın bana, kışın personelime’ mantığıyla kış döneminde kazancı bir kenara bırakıp, personelini kaybetmemek için tesisini açık tutsa da bu, yaklaşık 10 kat daralmanın olduğu kış döneminde ancak çok az kişiye iş imkânı yaratabiliyor.
*
Turizmi 12 aya yaymak zor ama sezonu kasım sonuna kadar uzatıp, mart ayı ile birlikte yoğunluğa geçerek dokuz aya yaymak kalıcı ve yaşanabilir bir turizm sirkülasyonu oluşturabilir. Zaten sektör de bunun için çabalıyor. Bu dönemin müşterileri olan kongreler, golften futbola, bisikletten yürüyüşlere, bölgenin imkân sağladığı spor turizmi alternatifleri, emekliler için uzun süreli konaklama imkânları, kültür turizmine eğilimli turistler gibi yan ürünler ile bu dönemlerdeki kan kaybı azaltılmaya çalışılıyor. Bunu sanırım benim kadar bu satırları okuyan herkes biliyor. Yazma nedenim ‘sezon 12 ay olsun’ diye tutturup, bu iki ayı ıskalamamız için. 9 ay turizm hem çalışanlara hem işletmelere hem de ülkeye haydi haydi yeter. Kalan üç aylık dönemi resmi makamlarla, işletmeler ve çalışanlar el ele çözebilirler. Bu şehir yıllık 10 milyar doların üzerinde turizm geliri yaratırken, bunun küçücük bir kısmına çalışanına çok görmez.

Haberin Devamı

*
Gönül ister ki hiçbir tesis, işletme kapanmasın ve kimse işsiz kalmasın…

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!