7/24 ATSO GELİYOR

ANTALYA Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) seçim sürecinde heyecan doruk noktaya ulaştı. Adaylar, yeni projeleriyle iş dünyasının karşısına çıkarken, Hürriyet Akdeniz Editör Masası’nın son konuğu Antalya Organize Sanayi Bölgesi Başkanı, ATSO başkan adayı Ali Bahar oldu. Bahar, hazırladığı projelerin yanı sıra mevcut ATSO yönetimine yönelik eleştirilerini de gündeme taşıdı. İşte, Ali Bahar’ın Hürriyet’e özel açıklamaları…

ÇİFT KANATLI MELEK OLACAĞIZ
“Antalya Organize Sanayi Bölgesi, operatif yani sayısal bir güç. Oysa ATSO, spekülatif yani dinamikleri yöneten, bambaşka bir güç. ATSO başkanlığını neden istediğimi şöyle anlatıyorum: Biz Organize Sanayi Bölgesi’nde tek kanatlı meleğiz. Ticaret ve Sanayi Odası’nı da aldığımızda çift kanatlı melek olacağız ve bu, Antalya’yı çok daha hızlı uçurabileceğimiz bir duruma sokacak bizi. Tek kanatla uçamazsınız, biz Antalya’yı iki kanatla uçuracağız.

ÇOK BÜYÜK FARK OLACAK
OSB’de şehri inanılmaz düşünüyoruz ama işin ekonomi tarafına daha çok ağırlık veriyoruz. Sanayiciye çözüm bulma, dertlerine derman olma noktasında çok daha fazla girişimimiz var. Burada şehrin algısına ve lobisine çok daha fazla zaman ayıracağız. Dolayısıyla siz, ATSO’yu daha medyayla iç içe, daha barışık, daha odaklanan bir anlayışla göreceksiniz. Gündüz ve gece kadar büyük bir değişimi orada yaşama fırsatı bulacaksınız.

PROJELER GERİDE KALDI
Aslında ilk adaylığımızdan sonra geçen 4 yıllık süreç bize iyi geldi diyebilirim. Nereye odaklanacağımızın daha çok farkındayız. Antalya Ticaret ve Sanayi Odası’nın şu anki projelerinin tamamını koskoca bir masaya yatırıp etrafında bir çalıştay yapmaya ihtiyacımız var. Çünkü birçok projenin çok geride kaldığını görüyoruz.

TÜM ÜYELER İÇERİ GELECEK
ATSO’yu çoğulcu bir anlayışla yönetmek istiyoruz. Askıda olan, faal olmayan bütün üyelerin içeri gelmesini sağlayacağız. Bütün belediyelerimize, şehrin bütün dinamiklerine proje üreten bir merkez olacağız. ATSO’nun çok çalışan, üreten bir yer olmasını istiyoruz.

BU İŞTE BİR YANLIŞLIK VAR
Antalya 4.0’ın bir vizyon proje olarak vurgulandığını görüyoruz. Ben inşaat mühendisiyim, kusura bakmayın ama olamaz öyle bir şey. Bu sözde bir yanlışlık var. Biz geldiğimizde bunu kesin düzelteceğiz de biz gelmezsek düzeltmeleri için de ben onlara bir pas vermiş olayım. Antalya 4.0 diye bir şey olamaz. 4.0 ifadesi Hannover’de 2009 yılında Şansölye Merkel’in de katıldığı bir fuarda açıklanmış bir stratejidir.

4.0 BİTELİ ÇOK OLDU
Biz birkaç yıl önce Antalya 4.0 demişiz ve hâlâ gelecek vizyonumuzla alakalı Antalya 4.0 denmesi, ‘2009 model bir arabayla hayatıma devam edeceğim’ demek gibi bir şey benim için. Biz bu anlayışı, hemen 2022 model bir araba ve ötesindeki bir vizyona taşıyacağımıza garanti gözüyle bakıyoruz. 4.0’dan sonra 5.0, 6.0 çıktı. Dijitalden, yeşil dönüşümden bahsediyoruz. 4.0 biteli çok oldu, bunun devam etmesi son derece yanlış.

BİZ ‘LOBİ’ DİYORUZ
Peki, biz ne yapıyoruz? Biz 4.0‘ın yerine lobi kelimesini koyuyoruz. Lobi her şeyi içeren bir şeydir. Siz şehrin sanayisi için lobi yapabilirsiniz, eğitimi, sanatı, turizmi için yapabilirsiniz. Şehrin evrensel kimliğine katkı sağlamak için, şehrin Ar-Ge ve inovasyonla beslenmesi için lobi yapabilirsiniz. Lobi, tamamının tanımıdır. Turizm birliklerinden belediyelere aslında hepimiz birer lobi kuruluşuyuz. İşte biz o lobi kuruluşlarının çatı kurumu olmak istiyoruz.

NOTA GÖRE OY VERSİNLER
4 yıl önce her şeyi OSB ve ATSO için anlatıyordum. Ama bugün ‘cambaza bak’ demek durumunda değilim. OSB’ye bak diyebiliyorum. Çünkü 4 yıl içinde inanılmaz çalıştık. İnsanlar OSB’nin internet sayfasına girsinler, yaptığımız projelere baksınlar. Fayda-maliyet analizleri çok iyi yapılmış projelerimizi görsünler. Ondan sonra bize oy versinler. Bizim yarıştığımız kişilere de baksınlar. Eğer onların notu bizden yüksekse onlara oy versinler. Çünkü şehir hizmet bekliyor, şehir çalışma bekliyor. Biz sadece çalışkanlığımıza, gençliğimize, değişime olan inancımıza oy istiyoruz.

ÜYELER MEMNUN DEĞİL
Sahada konuştuğumuz üyeler, ‘ATSO para almaktan başka ne işe yarar’ diyor. Destekler, krediler bir sürü şey açıklanıyor. Oda üyeleri bu konuda memnun değil. Birçok yere bambaşka imkânlar tanındığını görüyor. O zaman üyeler, ‘Bu kurum benden aidat almaktan başka ne işe yarar’ diye soruyor. 50 bine yakın üyemiz var. Yaklaşık yüzde 40’ı askıda. Yani aidatını ödememiş durumda. Bu sadece ekonomi kötü de mi böyle? Yoksa ben oraya para ödersem bu nasıl geri dönecek diye mi düşünüyor üyemiz?

BU ALGIYI YOK EDECEĞİZ
Kesin ve net söylüyorum. İki yıl içinde üyemizdeki bu algıyı tamamen yok edeceğiz. Üyelerimizin tamamına dokunacağız. Öyle sadece bir kredinin, hediyenin soğukluğunda değil. Bütün duvarları yıkıp, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası’nı sonsuz açık hale getirip, üyenin ayağına giderek sıcacık kalplerine dokunmak suretiyle bu algıyı 2 yıl içinde yok edeceğiz. Üyemiz asla böyle bir şey söylemeyecek. Onun için değişim şart diyerek maviye oy istiyoruz.

RAKİBİM ÇIKMADI
OSB’de 4 yıl görev yaptım. 4 yıl içerisinde bunları yapacağımı söyledim. Tek başıma aday oldum. Karşımıza rakip çıkmadı ve 296 sanayicinin 276’sı rakibimiz yokken sandığa gidip bize oy verdi. Bizim 4 yıllık çalışmamızın mükafatı, sanayicimizin teveccühü ve takdiridir.

KALDIRIMDA GÖRÜŞME YAPTIK
Pandemi döneminde ben Organize Sanayi Bölgesi Başkanı olarak hiç evde durmadım. Fabrikalarımızı bir gün, bir saat kapattırmadık. Bir saat enerjilerini kestirmedik. İlk sokağa çıkma yasağında servis araçlarımızı jandarma durduğunda, salınması için ben o jandarma noktasındaydım. Sanayicim için sokaktaydım. Fabrikalarına gitmeleri için, üretimin durmaması için, insanların evlerine ekmek götürebilmeleri için ben oradaydım. Biz sanayiciyi hiç ayağımıza çağırmadık. Görüşmek için arayanlara ‘Neredesin’ diye sorup ‘Bekle’ geliyorum’ dedim ve bulunduğu yere gittim. Bırakın randevuyu, kaldırımda işini görmeye çalıştık. Biz başkancılık oynamıyoruz, oynamayacağız da.

İN ORADAN BAŞKASI GELSİN
OSB’lerde doğal gaz, elektrik kısıntısı oldu biliyorsunuz. Ama biz hiç kısmadık. Hep devletimizle birlikte çalıştık. Kısıntı oldu, sanayicimize fedakârlık düştü. Yerine getirmemiz gerekiyordu. Bu konudaki bilgilerimizi aktardık, öyle değil de böyle yapılsa dedik. Her şey eleştiriyle çözülmez. Eleştiri işin en kolay ve en kaçak yoludur. ‘Ben söyledim başka bir şey yapamam’ deniyorsa cevap ‘İn oradan, başkası gelsin.’

SADECE SÖYLEMEK YETMEZ
‘Biz söylemekle mükellefiz, karar mekanizması değiliz’ diyor şu anki Ticaret ve Sanayi Odası. Bu kesinlikle yanlış bir anlayış. Biz sadece söylemekle mükellef değiliz. Biz devletimizle birlikte çalışıp konuyu inatla, ısrarla anlatmaya çalışan, yapılan şeyin üyemize, şehrimize faydalı olması için işin asla ucunu bırakmayan ve kararı etkileyen bir konumdayız. Böyle bir şeyi kesinlikle kabul etmiyoruz. Biz geldiğimizde bu değişecek.

EKSPERTİZ SORUNUNU ÇÖDÜK
Ekspertiz konusunu attık ortaya. Biz belki de bunu gündeme getirip başarabilecek kurumlar arasında 4’üncü, 5’inci sırada geliyoruz ama başardık. Ekspertiz konusu, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği’nin İyi Uygulamalar Kılavuzu’nun maddeleri bizim 4 yıllık haklı savaşımızın neticesidir. Sadece Organize Sanayi Bölgesi’nin o günün değeriyle 1,8 milyar dolar kredi değeri arttı. Bu kredi, istihdama, yatırıma dönüşecek.

ÇATILAR ÖZGÜRLEŞTİ
Çatılara Özgürlük projesini ortaya koyduk. Bugün elektrik fiyatlarına bakın. Elektrik maliyetleri nedeniyle rekabette geri kaldığımızı görüyorsunuz. Biz 4 yıl önce ne kadar ileri görüşlü, vizyoner olduğumuzu gösterdik. Eğer biz Çatılara Özgürlük projesini birlikte çalışarak yeterince hayata geçirebilmiş olsaydık, bugün Antalya OSB’nin bütün çatıları güneş paneliyle donanmış olsaydı, sabah saat 09.00 ve akşam 17.00 arasında enerjiye ihtiyacı yoktu Antalya OSB’nin.

43 KİŞİ 1300 KİŞİ OLDU
Türkiye’nin en iyi teknik kolejini yaptık. Bizden önce kayıt için yılda 43 kişi gelen okula biz geldik, 1300 kişi kayıt için geldi, ikinci yıl binin üzerinde başvuru geldi. Biz geldik, yılda 282 kişiyi alıyoruz, 4 yılda toplam 1300 kişiyi alacağız. Şimdi ne diyorum, tam dolu teknik kolej. Sizce bu, gece ile gündüz değil mi?

IŞIKLAR KAPANMAYACAK
Kasım-aralık ayında Teknopark bitiyor. Teknopark inşaatı devam ederken, Teknopark doldu. Yer veremiyorum. Organize Sanayi Bölgesi dolu. OSB’ye kurduğumuz kreş için torpil istiyorlar, dolu. Bir itfaiye yetmedi, ikincisini yaptık. Şimdi 7/24 ATSO geliyor. Akşam ışıkları kapanmayan bir Antalya Ticaret ve Sanayi Odası geliyor.

İLKLERİ BAŞARDIK
Hiç ihracat, ithalat yapmayan 100’ün üzerinde firmayı ihracat yapabilir hale getirmişiz. Bu, inanılmaz bir katma değer. Genç Organize Sanayi Derneği kurmuşuz. Sanayicilerimizin 70’in üzerinde çocuğu var. Kümelenme ve ortaklaşma kültürü için inanılmaz bir adım.

KALEİÇİ EVİ ÜYENİN OLACAK
Bugün Antalya Ticaret ve Sanayi Odası’nın birçok yeri boş duruyor. ATSO’nun Kaleiçi’ndeki evinin hangi meclis üyemiz tarafından kullanıldığını, hangi kişiler tarafından oraya gidildiğini bilmiyorum. ATSO’nun Kaleiçi Evi’ni göreve gelir gelmez 50 bin üyemizin emrine açacağız.

BÖYLE İNNO OLMAZ
İNOVATSO’nun kapısını yukarı çıkar inerken karanlık görüyorum. ‘Inno’ demek 24 saat açık demektir. Arada bir çekilen 2 videoyla inno olmaz, inno 24 saat yaşamalıdır. Bizimle kurumların yaşadığını ve çok iyi çalıştığını göreceksiniz. Şehir uyuduğunda bizim uyumadığımızı göreceksiniz. Şehir uyanıkken de bizim koşturduğumuzu göreceksiniz.

LİSTELERİ VERMEDİLER
Kişisel Verileri Koruma Kanunu (KVKK) diye bir şey var. Birlikte yarış içinde olduğumuz kişilerin ellerinde hiç KVKK’ya uygun olmayan veriler olduğunu, temsil edilen kişilerin telefon numaralarının olduğu seçim listeleri görüyoruz. Biz bunu istediğimizde ‘KVKK var veremeyiz’ diyorlar. Allah aşkına soruyorum, bu nasıl bir yarış? Bunun neresi hakkaniyetli? Şehre soruyorum, bunun neresi etik? Siz böyle seçim kazanırsanız, akşam eve gittiğinizde nasıl huzurlu yastığa başınızı koyacaksınız, nasıl uyuyacaksınız soruyorum. Ama buna rağmen öndeyiz. Buna rağmen şehir kazanacak.

SANAYİ SİTELERİ ÇOK ÖNEMLİ
Antalya’nın sadece sanayisine değil, Akdeniz Sanayi Sitesi’ne de Yeşil Akdeniz’e de Eski Sanayi Site’mize de bambaşka bir gözle bakılması lazım. Oralardan gelmiş, oraları bilen insanlarız. Bizim çıkışımız Akdeniz Sanayi Sitesi’dir. Sanayi sitelerimizin çok daha elverişli çalışabilen, çok daha imkana ulaşabilen noktalar olması gerektiğini düşünüyoruz. Biz göreve geldiğimizde şehrin içinde kalmış sanayi sitelerimizin sesine ses, derdine derman olacağız.

TEK SES OLACAĞIZ
İş dünyasının şu anda en büyük sorunu tek ses haline gelememek. Çok seslilikle istişare edelim, tek sesle gereğini yerine getirelim. En büyük sorun bu. Biz o tek ses olacağız işte. ATSO kentin bütün kılcal damarlarına ulaşacak. Bir sorunla alakalı herkesten görüş alarak beklentileri Türkiye gündemine taşıyacak.

TAKINTI DEĞİL AŞK
4 yıl önceki yarışı kaybetmek iyi geldi. OSB’de kazandık, tevazu gösterdik, çok çalışıp takdir kazandık. Burada da 4 sene önce kaybettik, vakurumuzu bozmadık, bastık elimizi, çalışma aşkımızla kalktık koşuyoruz. ATSO benim için asla takıntı olamaz. Biz aşktan bahsediyoruz, başkaları takıntı diyor. Takıntı insanı geriye çeken bir şeydir. ATSO bizim için aşktır. ‘Takıntı’ diyenler, geriye çekmek isteyenlerdir. Onları takıntılarıyla baş başa bırakıyorum.

ANTALYA’YA KÜSMEM
Seçim tarihinin 1 Ekim olmasından dolayı çok mutluyum. Bir an evvel bu iş bitsin. Koltuğa inşallah biz oturalım, bu söylediğimiz farkları şehrimiz için yaratalım. Eğer oturamazsak da el sıkışırız. Hizmetimize Organize Sanayi Bölgesi’nde devam ederiz. Antalya aşkından vazgeçmemiz, küsmemiz kızmamız ve gitmemiz söz konusu değil.