Güncelleme Tarihi:
Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Taner Akar, yıllardır buğday konusunda uzman. Akademisyen ama odasından tez yazan akademisyenlerden değil, sahada…
Buğday üretimi konusunda her bölgeyi karış karış geziyor, inceliyor, notlar alıyor, bilimsel çalışmalar yapıp uygulaması için özel sektörle iş birliğine gidiyor.
Taner Hoca, hububatta kıtlık söylentilerinin konuşulduğu bir dönemde hayati uyarılarda bulunuyor. Taner Hoca’ya göre alacağımız küçük önlemlerle mevcut durumda bile buğdayda üretim miktarımızı artırabiliriz.
Taner Akar, bunun için suyun önemini ısrarla vurguluyor. Stratejik ürün olan buğdayın gen kaynağı olan Anadolu’nun ortalama dekar başına 300 kilogram buğday üretebildiğini anlatıyor, sulama ve gübreleme ile bu rekolteyi dekar başına 1700 kilograma kadar çıkarabileceğimizi söylüyor.
Ülkemizde buğday üretimi dekar başına ortalama 300 kilogram civarında. Taner Hoca’nın dediği gibi suyu kullanarak, bunu 500 kilograma çıkardığımızı düşünelim. 17-20 milyon ton bandındaki buğday üretimimiz için 25 milyon ton üretim hayal değil. Ortalama üretimimizi 2 katına yani 600 kilograma çıkardığımızı düşünelim 30 milyon ton yine hayal değil.
Konya’da su kullanılarak yapılan buğday tarımından dekar başı 800 kilogram buğday alan çiftçinin yanında, sulu tarım yapmayan çiftçinin dekar başı 200 kilogram buğday hasat edebildiğini söylüyor Taner Akar.
Buğday alanlarımızın sadece 4’te 1’i sulanabiliyor. Tabii bu su meselesine bakarken enerji maliyetlerini göz ardı etmemek gerek. Onun için de desteklemeler şart.
Taner Hoca, “Bütçe dışı kaynaklardan acil sulama fonu oluşturulmalı. Ulusal bilinçle tüm su kaynakları 4-5 yıllık süre içerisinde depolanmalı. Çiftçinin eline modern sulama teknikleri verilmeli” önerilerini dile getiriyor. Daha kaliteli ve ucuz buğday üretimi için yapılamayacak uygulamalar değil.
Hububat üretimi sadece bizim mutafımız için değil en önemli besin kaynağımız hayvancılığın sürdürülebilirliği için de çok önemli. Buğdaydaki fazla arz, fiyatın düşmesi demek, düşük fiyattan hububat ucuz et demek…
**
SALATALIK 1 TL
Evet şaşırmayın kışın 20 TL’ye kadar çıkan salatalık pazarda 1 TL’ye kadar indi. Cumartesi günü pazara gittiğimde salatalığın fiyatını görünce tekrar bakma gereği duydum. Gerçi pazarcı esnafının beden diline baktığımızda halinden pek de memnun görünmüyordu. Ama tüketici kapış kapış kışın yiyemediği salatalığın acısını çıkarcasına tezgâhtan poşete salatalık doldurmakla meşguldü. Yaş sebzenin fiyatında bir istikrar olmaz mı hep uçlarda mı göreceğiz fiyatları? Ya uzaktan bakıp yutkunacak kadar pahalı, ya da kapış kapış alıp çöpe atacak kadar ucuz…