Zorla sahip olamadıklarını yok etme yolunu seçiyorlar
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Mart 27, 2010 00:00
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Biıklim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Füsun Çuhadaroğlu, aşklarına karşılık vermeyen kadınları katleden erkeklerle ilgili, “Küçüklüğünden beri her isteği karşılanan erkeklerde, zamanla elde edemedikleri şeylere zorla sahip olma eğilimi gelişiyor. Buna zorla sahip olamazlarsa da yok etme yolunu seçiyorlar” dedi.
Türkiye, bu ay başından beri aşklarına karşılık bulamayan üç erkeğin yaşamlarına kıydığı üç genç kız ile bu genç kızlardan birinin annesinin ölümüyle sarsıldı.
Prof. Dr. Çuhadaroğlu, aşklarına karşılık vermeyen genç kadınların yaşamlarını sonlandıran bu üç erkeğin ortak yönünün, “elde edemediklerini yok etme eğilimine sahip, kişilik bozukluğu bulunması” olduğunu söyledi.
Türk toplumunda, özellikle erkek çocuklarının, her istediklerinin verilerek yetiştirilmesi gibi yanlış bir eğilim bulunduğunu anlatan Çuhadaroğlu, “Küçüklüğünden beri her isteği karşılanan erkeklerde, zamanla elde edemedikleri şeylere zorla sahip olma eğilimi gelişiyor. Buna zorla sahip olamazlarsa da yok etme yolunu seçiyorlar” dedi.
Hem hastalık hem ilkellik
Küçüklüğünden beri her istediği yerine getirilen kişilerde, ileride aynı durumun devam etmemesi nedeniyle kişilik bozukluğu gelişebildiğini ifade eden Çuhadaroğlu, şunlara işaret etti.
“Toplumda bu tür şiddet olaylarının görülmesi, son derece hastalıklı kişilerin yetiştiğinin bir göstergesi. Bu tür davranışlar hem hastalıktır hem de ilkellik. Bir toplumun gelişmişliği ulaştığı medeniyet düzeyi ile gösterilir. Bu da isteklere sınır koyma ve başkalarının koyduğu sınırlara saygı göstermekle olur. Diyalog yoluyla uzlaşmaya varılamaması durumunda kabullenme şarttır. İlkel toplumlarda zor kullanarak sahip olmak yaygındır. Kız kaçırmak da bu tür ilkel davranışlardandır.”
Aşkın biraz da sahiplenme duygusu içerdiğini vurgulayan Çuhadaroğlu, “İstediği her şeyi elde etmeye alışmış kişiler reddedilmeye tahammül edemez. Oysa, aşk karşılıklı olunca güzeldir. Aşkına karşılık bulamayan kişinin bunu kabullenmesi gerekir” ifadesini kullandı.
Prof. Dr. Çuhadaroğlu, aşklarına karşılık vermeyen genç kadınların yaşamlarını sonlandıran bu üç erkeğin ortak yönünün, “elde edemediklerini yok etme eğilimine sahip, kişilik bozukluğu bulunması” olduğunu söyledi.
Türk toplumunda, özellikle erkek çocuklarının, her istediklerinin verilerek yetiştirilmesi gibi yanlış bir eğilim bulunduğunu anlatan Çuhadaroğlu, “Küçüklüğünden beri her isteği karşılanan erkeklerde, zamanla elde edemedikleri şeylere zorla sahip olma eğilimi gelişiyor. Buna zorla sahip olamazlarsa da yok etme yolunu seçiyorlar” dedi.
Hem hastalık hem ilkellik
Küçüklüğünden beri her istediği yerine getirilen kişilerde, ileride aynı durumun devam etmemesi nedeniyle kişilik bozukluğu gelişebildiğini ifade eden Çuhadaroğlu, şunlara işaret etti.
“Toplumda bu tür şiddet olaylarının görülmesi, son derece hastalıklı kişilerin yetiştiğinin bir göstergesi. Bu tür davranışlar hem hastalıktır hem de ilkellik. Bir toplumun gelişmişliği ulaştığı medeniyet düzeyi ile gösterilir. Bu da isteklere sınır koyma ve başkalarının koyduğu sınırlara saygı göstermekle olur. Diyalog yoluyla uzlaşmaya varılamaması durumunda kabullenme şarttır. İlkel toplumlarda zor kullanarak sahip olmak yaygındır. Kız kaçırmak da bu tür ilkel davranışlardandır.”
Aşkın biraz da sahiplenme duygusu içerdiğini vurgulayan Çuhadaroğlu, “İstediği her şeyi elde etmeye alışmış kişiler reddedilmeye tahammül edemez. Oysa, aşk karşılıklı olunca güzeldir. Aşkına karşılık bulamayan kişinin bunu kabullenmesi gerekir” ifadesini kullandı.