Güncelleme Tarihi:
İKİ vadi ve beş tepe üzerine kurulmuş bir yerleşim yeri olan Göynük 1967 yılındaki deprem ile tarihi dokusunun bir kısmını kaybetse de buna rağmen küçük bir Osmanlı şehrini hala yaşatıyor. 1987 yılında kentsel sit alanı olarak kabul edilen Göynük, 7 cami, 3 türbe, 1 hamam, tarihi Zafer Kulesi, eski belediye binası, eski Hükümet Konağı, 2 çeşme, 1 tarihi çınar ve mimari özelliklerinden dolayı tescillenmiş sivil mimari örneği konut ve işyerleri ile birlikte toplam 127 adet tescilli eski eseri içerisinde barındırıyor.
20. Yüzyılın başlarına ait Türk evleriyle, tarihi Zafer Kulesiyle, yaşayan konaklarıyla, yöresel yemekleriyle, gölleriyle ve camileriyle keşfedilmeyi bekleyen Göynük, Anadolu’da Türk yaşamının, Türk kültürünün önemli örneklerinden biri.
Sarayın arka bahçesi
Göynük, ağırlıklı olarak Osmanlı’dan kalma tarihi dokusunun yanında Roma ve Bizans eserleri ile de misafirlerini karşılıyor. Tarihin her safhasında yer alan şehir, bu özelliğiyle adeta tarihi bir şölen sunuyor. Osmanlı sarayının arka bahçesi olarak da nitelenen Göynük, o dönemde sarayın pek çok ihtiyacını karşılayan bir özellik taşıyordu. O dönemde bu bölgedeki Türkmenler, Osmanlı sarayının bütün Avrupa’da ün salan atlarını yetiştiriyorlardı.
Göynük’ün bekçisi
Göynük sınırlarına girdikten sonra ilçenin her yerinden görülebilen Zafer Kulesi tüm ihtişamıyla konuklarını selamlıyor. Milli mücadeleye büyük destek veren Göynük, bunu ilçeye hakim bir tepede yapılan Zafer Kulesi ile anıtlaştırmış. 1922 yılında Sakarya Meydan Muharebesi anısına Cumhuriyet döneminin ilk kaymakamı Hurşit Bey tarafından altıgen taş temel üzerine üç katlı ahşap yalı baskı mimarisi tarzında inşa ettirilen Zafer Kulesi, geçmişte saat kulesi olarak da kullanılmış. Kurtuluş Savaşının ve Cumhuriyetin anıtlaştığı, Göynük’ün simgesi olarak kabul edilen bu gökyüzüne doğru uzanan abide, geçmişi yansıtıyor.
Yaşayan konaklar
Arnavut kaldırımlarıyla, dar sokaklarıyla, tarihi eserleri ve eski evleriyle, nostaljik Osmanlı kasabası görünümüne sahip olan Göynük’ün en dikkat çekici özelliklerinin başında tarihi konaklar geliyor. Anadolu’da Türk yaşayışının, yerleşme kültürünün önemli değerlerini taşıyan 100-150 yıllık Göynük konakları tarihe tanıklık ediyor. Şimdilerde konak otel olarak kullanılan Akşemsettinoğlu, Hacı Ali Paşa, Gürcüler, Caferler, Türksoylar konakları ilçedeki otellerin yanı sıra alternatif bir konaklama imkanı sunuyor.
Doğanın bahşettiği güzellik
Sünnet ve Çubuk Göllerinin müthiş manzarası ve temiz havası da Göyük’ün önemli özellikleri arasında yer alıyor. Erenler ile Kurudal arasındaki dar vadinin heyelanla tıkanmasıyla oluşan Sünnet Gölü’nde konaklama imkanlarının yanı sıra göl ve çevresinde balık avı ve trakking de yapılabiliyor.Kayabaşı Tepesinden inen heyelanın genişleyen vadiyi tıkaması sonucu oluşan Çubuk Gölü’nün çevresinde ise yürüyüş parkuru bulunuyor. Etrafı çam ormanlarıyla çevrili göl günübirlik piknik ve kamp amaçlı geziler için ideal.
Osmanlı Hükümdarı Fatih Sultan Mehmet’in hocası ve Fatih’in deyişiyle, İstanbul’un gerçek fatihi Akşemseddin’in türbesi de Göynük’te bulunuyor. İlçe bu özelliği ile Diyar-ı Akşemseddin olarak anılıyor.
Marka kent olacak
GÖYNÜK Belediye Başkanı Kemal Kazan, Osmanlı döneminde Göynük’ün İstanbul’un arka bahçesi olarak anıldığını ifade ederek şöyle konuştu:
“Göynük, Osmanlının kuruluşundan itibaren sürekli sarayla ilişisi olmuş bir kent. Aşçılar, yamaklar, sebze meyve, tavuk eti hep bu bölgeden saraya gitiş. O yüzden burası İstanbul’un arka bahçesi. Bİz de Göynük’ün bu avantajını kullanmak istiyoruz.” Göynük’te turizmi hızlandırmak için 2012 yılı sonuna kadar alt yapı çalışmalarını tamamlamayı hedefliyoruz. İçme suyu ve kanalizasyon çalışmalarımızı tamamladıktan sonra Göynük’ü tam anlamıyla tanıtıma geçmek ve burayı bir marka kent haline getirmek istiyoruz.”