Güncelleme Tarihi:
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk komutasındaki Türk ordusunun 26 Temmuz 1922’de başlayan beş gün beş gece devam eden, 30 Ağustos’ta büyük bir zaferle taçlandırdığı Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi, tarihe altın harflerle adını yazdırdı. Dumlupınar’da Atatürk’ün başkomutanlığında zaferle sonuçlanan Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nin müjdesi ise bizzat Mustafa Kemal Atatürk tarafından 1 Eylül 1922 günü Ankara Telgrafhanesi’ne gönderilen bildiri ile tüm dünyaya duyuruldu.
ESKİ VALİLİK BİNASININ YANINDAYDI
Ulus’ta eskiden Ankara Valiliği olarak hizmet veren şimdilerde ise Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi İlahiyat Fakültesi olarak kullanılan binanın yanında yer alan Telgrafhane binası 1886-1894 yılları arasında Ankara Valisi olarak görev yapan Abidin Paşa tarafından yaptırıldı. Kentte büyük bir eksiklik olarak gördüğü Telgrafhane için büyük çaba harcayan Abidin Paşa, binaya da ayrı bir önem verdi. İlerleyen yıllarda Telgrafhane, Mustafa Kemal Paşa’nın Ankara’ya gelmesiyle daha da önem kazandı. Mustafa Kemal Paşa, İstanbul’un düşmanlarca işgalini 16 Mart 1920 günü saat 10.00 sıralarında İstanbul Merkez Postanesi telgraf memuru Manastırlı Hamdi Bey’den gelen bir telgrafla Ankara Telgrafhanesi’nde öğrendi.
ZAFER TÜM DÜNYAYA BURADAN DUYURULDU
Gizlice telgraf çeken Manastırlı Hamdi Bey’den gelen telgrafta, “Bu sabah Şehzadebaşı’ndaki Mızıka Karakolu’nu İngilizler basıp oradaki askerlerle müsamede ederek neticede şimdi İstanbul’u işgal altına alıyorlar. Berayi malumat maruzdur” ifadeleri yer aldı. Bu haberleşme, Manastırlı Hamdi Bey’in bulunduğu İstanbul Telgrafhanesi işgal edilene kadar sürdü. Mustafa Kemal Paşa, Kurtuluş Savaşı’nda da Ankara’daki bu Telgrafhane’den, İstanbul postanelerinin yanı sıra Anadolu’nun birçok merkezindeki postanelerde bulunan telgraf merkezleriyle haberleşiyordu. İstiklal Savaşı’nın kalbi adeta Ulus’ta bulunan bu binada atıyor, cepheden gelen her haberin sevinci ve üzüntüsü makine başındaki Mustafa Kemal Paşa’nın yüzüne yansıyordu. Başkomutan Mustafa Kemal Paşa’nın Dumlupınar’dan 1 Eylül 1922 günü, 30 Ağustos zaferini müjdeleyen bildirisi, Ankara Telgrafhanesi aracılığıyla tüm dünya ülkelerine duyuruldu.
BİNANIN YERİ OTOPARK OLARAK KULLANILIYOR
Büyük bir zaferi tüm dünyaya ilan eden Ankara Telgrafhanesi, 1925 yılına kadar “Telgrafhane ve Postane” olarak kullanıldı. Daha sonrasında ise Ankara Hukuk Mektebi olarak hizmet vermeye başladı. Önceden Ankara Valiliği olan, şimdilerde Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi İlahiyat Fakültesi olarak kullanılan binanın hemen yanı başında bulunan Ankara Telgrafhanesi’nin izine bugün rastlamak mümkün değil. Yıllarca ayakta kalan ve birçok bilginin duyurulmasında aracı olan Telgrafhane’nin bulunduğu noktanın üzerinden ise şimdi yol geçiyor, otopark olarak kullanılıyor. Bugün birçok kişi binanın olduğu yerin tarihi önemini bilmeden gelip geçiyor.
‘SAVAŞI NASIL KAZANDINIZ SORUSUNA’ BU YANITI VERDİ
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde okuduğu Nutuk’ta; Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasında telgrafçıların büyük görevler üstlendiğini belirtmiş ve üstün başarılarından dolayı kendilerine teşekkür etmişti. Kurtuluş Savaşı sırasında haberleşmenin ana unsurunu oluşturan telgrafın önemini belirtmek amacıyla Atatürk, 1922 yılında “Bu savaşı nasıl kazandınız?” diye soran bir gazeteciye tebessüm ederek ‘Telgraf telleriyle’ cevabını vermişti.