Güncelleme Tarihi:
Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Kasapoğlu’nun 2 Nisan’da, Kredi Yurtlar Genel Müdürlüğü’ne (KYK) bağlı yurtlarda barınan öğrencilerin, mart ayında ödedikleri ücretlerin iade edileceğini açıklamasının ardından gözler Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı özel öğrenci yurtlarına çevrildi. Koronavirüsle mücadele kapsamında alınan ilk önlemlerden biri olan ‘16 Mart itibarıyla üniversite ve okulların tatil edilmesi’ kararının ardından yurtlarından ve evlerinden çıkıp memleketlerine dönen, Ankara’da eğitim-öğretim gören öğrenciler de sosyal medyadan, “Peki biz ne olacağız” diye sormaya başladı. Konuyla ilgili Hürriyet Ankara’ya açıklamalarda bulunan Tüm Yurt İşverenleri Sendikası (TÜYİSEN) Genel Sekreteri Ömer Kurtaran, şunları söyledi:
KYK İLE REKABET EDEMEYİZ
“Biz Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı ve onun belirttiği kriterleri yerine getirdikten sonra bu hizmeti veren özel yurtlarız. Yani ne devletin sosyal devlet anlayışıyla ekonomik durumu iyi olmayan öğrencilere tahsis ettiği KYK; ne de belediyeler tarafından binası tahsis edilen ve devletin öğrenci başına her ay 670 TL yemek-barınma yardımı verdiği vakıf yurtları ile rekabet edemeyiz. Bunlar para almayabilir ama biz özel yurtlarız. MEB’in hem personel kriterleri hem de öğrencilerimizin can güvenliği için belirlediği bina zorunluluklarını yerine getirip ancak hizmet vermeye başlıyoruz.
AKADEMİK TAKVİMİN ÜCRETİ
Bunun yanı sıra bizim yine MEB’in yönetmeliği gereği 12 ay boyunca açık kalmamız gerekiyor. Akademik takvim 8 buçuk ay. Ancak kalan aylarda pansiyon ya da otel işletmeciliği gibi günlük oda kiralayamadığımız için 3 buçuk ay boş yere açık duruyor ve günlük bakımından personel masraflarına kadar harcama yapıyoruz. Bir de kafa karışıklığına sebep olan aylık ödeme şekli var. Bu süreçte öğrenci ve veliler, ‘Oturmadığımız ay için niye para verelim’ diyorlar. Ancak atladıkları bir konu var. Biz onlara kolaylık olsun diye 8 buçuk aylık konaklama ücretini, peşin almak yerine 12 aya bölüyoruz. Bunu atlamamaları lazım.
YÜZDE 30 ALACAĞIZ
Yaşadığımız bu olağanüstü süreçten dolayı hepimiz dikkatli davranıyoruz. Ancak bizi de anlamaları lazım. Sendika üyemiz olan Türkiye genelindeki yaklaşık 500 yurtta şöyle bir karara vardık. Mart ayı aidatını alıyoruz. Geri kalan iki ay için de, yani nisan ve mayıs aylarında da alacağımızın yüzde 30’unu alıyoruz. Odalarda hâlâ eşyalar olmasına rağmen böyle bir karar aldık biz, kendimizce süreci yönetebilmek için. Ancak unutulmamalı ki, her sektörde olduğu gibi bizde de bu durumu fırsata çevirip kalan ayların da kirasını isteyen insanlar var.”
*APARTLARA İLİŞKİN
KAÇAK YERLERİ ŞİKÂYET EDİN
Kurtaran, yurt ya da apart adı altında lüks sitelerin stüdyo dairelerini senet karşılığı öğrencilere kiralayanlara karşı da velileri uyardı: “Buralarda öğrenci barınması yasak aslında, ancak yurt adı altında kontrolsüz şekilde hizmet veren yerler var. Ellerinde senet olduğu için velilerimiz, öncelikle telefonla iletişime geçip bu şahıslarla orta yolu bulmaya çalışsınlar. Olmuyorsa Tüketici Hakları’na başvursunlar. Ya da MEB’e dilekçe verip, ‘Burası yurt olarak bizim kaydımızı yaptı ancak durum bu şekilde değil’ diye şikâyette bulunsunlar.”
* ÖĞRENCİ EVLERİNE İLİŞKİN
MECBURİYETTEN GİTTİLER DUYARLI OLMAMIZ LAZIM
Sözleşmeye göre mülk sahibine her ay kira ödemeleri gereken ancak salgın sebebiyle memleketlerinde olan öğrencilerin evleriyle ilgili açıklamada bulunan Ankara Tüm Emlakçılar Meslek Esnaf Odası (ATEM) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Rıfat Yetkin ise, “Herkes işin vahametinin farkında. Herkesin şapkasını çıkarıp önüne koyması ve bazı şeyleri iyi değerlendirmesi lazım. Şimdi birlik ve beraberlik zamanı. Kimsenin birbirini sıkıntıyı sokmasına gerek yok. Neticede öğrenci arkadaşlar da keyiflerinden gitmediler, mecburiyetten gittiler. Duyarlı olmamız gereken bir süreç yaşıyoruz” çağrısında bulundu.