Yeni mezun öğretmen adayları yeterli mi?

Güncelleme Tarihi:

Yeni mezun öğretmen adayları yeterli mi
Oluşturulma Tarihi: Ekim 28, 2007 20:24

EĞİTİM sendikalarının sürekli gündeme getirdiği öğretmen atamaları, atamaların adaletli yapılıp yapılmadığı ve atanan öğretmenlerin yeterliliği konusuyla ilgili Eğitim Başkenti köşesinin "ankara kampus@hurriyet.com.tr" adresine gelen bir e-posta durumu özetler gibiydi.

Yeni mezun öğretmen adayları yeterli mi
İşte Başkent’teki bir özel okulda görev yapan bir öğretmenin, çalıştığı okula yeni öğretmen alınırken kurulan komisyona başvuran genç öğretmen adaylarına yönelik gözlemleri:"Bugün mensubu bulunduğum özel okulda çalışmak için müracaat eden öğretmen adaylarının bir anlamda kader günüydü. Adaylar, benim de içinde bulunduğum beş kişilik bir komisyonun önünde 20’şer dakikalık örnek dersler verecekler. Üç pırıl pırıl öğretmen adayı. Biz ne kadar şanslı bir kuşakmışız ki, diplomamızı alır almaz bir okulda öğretmen olarak göreve başlamışız.Bu çocuklar, hala öğretmensiz okulları bulunan ülkemizde "o sınav senin, bu sınav benim" diyerek iş arıyorlar. Üç genç arkadaşımızdan Y. ile konuşuyoruz önce. Y. çok sevimli, sempatik, konuşması düzgün. Diğerleri ile ders öncesi konuşacak vaktimiz olmuyor. Biz önyargısız onları dinlemeye hazırız. Onlar da simülasyona hazırlar. Simülasyon diyorum, çünkü, onlar ders verirmiş yapacaklar, biz de öğrenciymişiz gibi yapacağız. Bazılarımız cici çocuk, bazılarımız sorun çıkaran, dinlemeyen çocuklar gibi. Y. dersine başlıyor.İNSAN AÇIP BAKMAZ MI? Sınıf dört, ders Türkçe, konu cümlenin öğeleri. Ders işleme yöntemine, kullandığı materyallere bir diyeceğim yok. Ancak sorun şu ki; dördüncü sınıf Türkçe programında cümlenin öğeleri yok. Bir özel okula öğretmenlik için başvuruda bulunuyorsunuz. Gerçek ortamda değilse de bir ders örneği vereceksiniz ama seçtiğiniz konunun o sınıf programında olup olmadığında haberiniz yok. Bunu anlamaya çalışıyorum. Programlar değişti, bilmeyebilir diye haklı nedenler arıyorum. Nafile, insan açıp bakmaz mı? Y. için üzgün olduğumuz gözlerimizden belli. İkinci gencimiz B. Onun dersi de sınıfı da aynı. Dördüncü sınıf Türkçe dersi. İlginç bir metin üzerinden konusunu işliyor. Çok keyifli çok eğlenceli bir ders veriyor. Kendimizi kaptırıyoruz dersin akışına. Moralimiz düzeliyor.AH BE GÜZEL ÇOCUĞUM! Ve o günkü son adayımız L. O kadar heyecanlı ki, elleri titriyor. Titremeyi durdurmak için bir eliyle diğerini tutuyor. O kadar üzülüyorum ki onun adına, yüzüne bakamıyorum. Yerinde olmak istemezdim doğrusu. Çok zor olmalı. Sınıf yine dört, ders Matematik. Konu uzunlukları ölçme. Ah güzel çocuğum! Başka konu bulamadın mı? Ölçme zaten öğrencilerin en zor öğrendikleri alan. (Hatta ne yaparsak yapalım bir türlü öğrenemedikler alan desem hiç abartmış olmam.) Her şey birbirine o kadar karıştı ki, km, mm... Hangisi ne idi ben bile şaşırdım. Kullandığı, daha doğrusu kullanamadığı, materyallere hiç girmiyorum bile.KPSS’YLE Mİ ATANMALI? Gelelim nihai duruma. Üç öğretmenin birisini kurumumuza uygun gördük. Yani uygulamadaki sonuç üçte bir olumlu diyebiliriz. Biz özel okul olarak uygun gördüklerimizi seçme şansına sahibiz. Ya Türkiye Cumhuriyeti’nin her hangi bir köyünde, kasabasında çalışan programdan habersiz üçte iki...Bu gençler acaba KPSS ile mi öğretmen olarak atanmalı, yoksa daha uzun soluklu uygulamalardan geçtikten sonra mı? Hep Ardahan, Hakkari, ve Şırnak’ın ÖSS’de son üç olmasının nedenlerini düşünürüm. Sakın bu üçte iki olmasın."Hacettepe’de heyecan doruktaTÜRKİYE’nin hatta dünyanın sayılı üniversitelerinden Hacettepe Üniversitesi’nde rektörlük yarışı start aldı. 23 Kasım’da yapılacak rektörlük seçimlerinde sekiz yıldır bu görevi başarıyla sürdüren Prof. Dr. Tunçalp Özgen’in yerine kimin geleceği belli olacak.Hacettepe Üniversitesi’ni dünyayla yarışır konuma getiren Prof. Dr. Özgen’in koltuğu için yarışacak aday listesi bir hayli kabarık. Dokuz adayın yarışacağı rektörlük yarışındaki adayların yedisi tıp fakültesinden. İşte Hacettepe Üniversitesi rektörlüğü için aday olan öğretim görevlileri:Prof. Dr. Murat Tuncer, Prof. Dr. Zafer Hasçelik, Prof. Dr. Uğur Erdener, Prof. Dr. İskender Sayek, Prof. Dr. Sinan Beksaç, Prof. Dr. Erol Belgin, Prof. Dr. Ahmet Özenç, Prof. Dr. Hasan Bayhan ve Prof. Dr. Süleyman Yıldız.
Haberin Devamı

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!