Seğmen,
ankara.sendeyolla.com’un gönüllü şehir muhabiri
Soner İnce’nin haberini anlatıyordu.
Başkent’te meydan kalmadığını örnekleriyle vurgulamak isteyen
İnce, bunun için güzel bir kıyaslama yapmıştı. İnce,
"Berlin Zafer Anıtı Meydanı"nın uydu görüntülerini göndermişti. İki Başkent’in farkı, "meydana"a çıkıyordu. Ankara’da hiç meydan kalmamıştı.
Ankara Hürriyet, uzunca bir süredir yeni bir gazetecilik hareketine öncülük ediyor.
www.sendeyolla.com, tüm Türkiye’de hızla büyürken, sadece Ankara’da 5 bin gönüllü muhabiriyle önü kesilemez bir dinamizmi temsil ediyor.
Tüm dünyada
"citizen journalism" (yurttaş gazeteciliği) ismiyle yaygınlaşan
"gönüllü muhabirlik" olgusunun Türkiye’deki bayrağını Ankara Hürriyet taşıyor.
AKTİF ROL ALMAK
Shayne Bowman ve
Chris Willis, "Biz Medya" isimli raporunda yurttaş gazeteciliğini
"Haber ve bilgiyi toplamada, oluşturmada, analiz etmede, yaymada aktif rol almak" sözleriyle tanımlıyorlar.
Başkent’in gönüllü muhabirleri de kentlerinde
"aktif rol oynuyorlar" artık.
Artık, Başkent’in herhangi bir
mahallesinde, sokağında, parkında, herhangi bir
alışveriş merkezinde ellerinde fotoğraf makineleri ve not defterleriyle
beş bine yakın kentliden oluşan bir
muhabir ordusu var.
Bu geniş haber ailesi kendi gündemini kendisi yaratıyor, sokağın, pazarın, parkların nabzını tutuyor.
Profesyonel gazeteciler gibi
"gündeme haber" bırakıyorlar artık. Bir günü habersiz geçirmemek için sokakları arşınlıyorlar, fikir üretiyorlar.
Her geçen gün, bakış açılarını, haber kalitelerini ve yazım dillerini geliştiriyorlar. Soner İnce’nin Berlin kıyaslaması da bu gelişimin bir sonucu.
TEHLİKELİ VE SORUMSUZ MU?Tüm dünyada
"yurttaş gazeteciliği" masaya yatırılıyor. Bu yeni akımı savunanlar olduğu gibi çok sert biçimde karşı çıkanlar da var. Bu tip gazeteciliği
"tehlikeli ve sorumsuz" sözleriyle niteleyenler de...
Tüm dünyadaki bu yeni harekette Türkiye’nin yine geri kaldığı tek nokta da bu;
tartışmak.22 Temmuz seçimlerinde Başkent’te görme engelli bir sandık yetkilisinin görevlendirildiğini, Ankara Hürriyet’te gönüllü muhabir
Bekir Kılıç ile Ankara Hürriyet İstihbarat Şefi
Eray Görgülü’nün ortak çalışması sonucu okudunuz.
Yaz aylarının kavurucu sıcağında Başkent’i perişan eden su kesintilerinin haberlerinde kimi zaman bu kent muhabirlerinin imzası vardı.
DEĞİŞİMDEN KORKMAMAKBiz gazeteciler de bu yeni hareketten korkmak yerine, bu hareketin bize iletmeye çalıştığı mesajı anlamalıyız.
Yaklaşık iki yüzyıldır, halkın sesi olmaya çalışan gazeteciler, demokrasinin daha da ileri gitmesi için çok önemli bir araç olan katılımcı gazetecilik anlayışına sırt çevirmemeli.
Kent muhabirleri, profesyonel editörlerin kontrolünde, bizlerin ulaşamadığı noktalara ulaşacak, bütün editörlerin sayfalarına taşımak için can atacakları, fotoğrafları, haberleri gönderecekler.
Yeni çağın en önemli hareketlerinden biri bu.
Ankara Hürriyet bu harekete korkmadan öncülük edecek, halkın sesi olma bilincinden asla vazgeçmeyecek.
Arşivdeki 222 dosyaİSTANBUL’un adalarında bazı yazlıkçılar, baktıkları, besledikleri kedileri, köpekleri, soğuyan havaların pençesine bırakıp gidiyorlar.
Terk edilmiş, aç bırakılmış kediler, köpekler kışı çıkaramadan ölüyor.
Bir grup hayvansever bir kaç yıldır bu canlılara sahip çıkıyor. Yüzlerce kilo mamayı sırtlanıp, vapura atlıyorlar, bütün bir haftasonlarını ayırarak adalarda terk edilmiş hayvanları besliyorlar.
İnsanlık vahşetinin,
kentli şımarıklığının açık yarasına pansuman yapmaya çalışıyorlar. Gönüllüler, dün de bu yılın üçüncü ada çıkartmasını yaptılar.
AYNIFAİLBaşkent’te köpek katliamları, terk edişleri neredeyse vakayi adliyeden hale geldi.
Gün geçmiyor ki, dağ başına terk edilen, zabıta eliyle zehirlenen, katledilen hayvan haberleri gelmesin.
Ankara Hürriyet hiçbir zaman bunları "sıradan" saymadı.Tıpkı, geçen hafta Mamak’ta yaşananları saymadığı gibi.
Muhabirimiz Oğuz Demir, Doğukent’te 15’i yavru 22 köpeğin ölüme terk edildiğini görüntüledi. Hayvanseverler bu köpeklere sahip çıktı.
Çıktı ama bu köpeklerin oraya kim tarafından soğuğa, karanlığa bırakıldığı konusu aydınlanamadı.
Mustafa Işıkçı isimli görgü tanığı, tanıdık bir faili işaret ediyordu. Resmi plakalı mavi renkli Dodge kamyonet...
"Mavi Brandalı Katliam Aracı" başlığıyla geçen yıl Ankara Hürriyet sayfalarında yer alan haberdeki mi, bilinmiyor.
UNUTULMAMALI
Haber arşivimize iki kelime yazıyorum:
Köpek ve katliam...
Hürriyet sıralarından 222 tane dosya geliyor.
Son bir kaç yılda bu konuda tam 222 haber yapmışız.
Demek ki tam 222 katliam yaşanmış.
Katliamın adresi kimi zaman Kutludüğün, kimisinde Şereflikoçhisar, bazen, Gazi Osman Paşa, bazen Oran...
Ya katlediyorlar, bunu yapamadıklarında ölmeye yatırıyorlar.
Haber başlıklarına bakıyorum:
"Yine köpek katliamı", "Adres
bu sefer...", "Katliamlarda
kaldığı yerden"...
En unutulmazlardan, unutulmaması gerekenlerden biri
Kutludüğün’deki...
Kepçelerle, canlı canlı,
kendilerine bakan gözlerin üzerini kumlar, taşlarla doldurarak öldürdüler.
İnsanlık tarihi utanç izleriyle dolu.
Başkent bir türlü bu izlerden kurtulamıyor.
Arşivdeki 222 dosya bu katliamın ayak izleri.
Mezarlık yazıtı gibi.