Yaz sıcağında diziler iyi gider

Güncelleme Tarihi:

Yaz sıcağında diziler iyi gider
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 28, 2011 00:00

azın gelişi birikmiş kitaplar ve filmler kadar televizyon dizilerine de ayrılan geniş zamanlar demek. Son yıllarda seyircinin gözünü yeniden ekranlara bağlayan televizyon dizilerini takip etmek, popüler kültürden uzak durmanın pek mümkün olmadığı hayatımızda sohbetlere yabancı kalmamak için bir elzem gibi dursa da pek çok kişi için saatleri, hatta günleri ekran karşısında geçirmek vazgeçilmez zevklerden birine dönüştü.

İşte bu yazı dizilerle geçirmek isteyen o pek çok kişiye birkaç öneri.

2011’in beklenen dizisi

Games of Thrones
HBO (Türkiye’de yayınlanmıyor)

Kanlı taht mücadeleleri, karanlık mistik güçler, rayından çıkmış bir dünya ve geçmişin günahlarıyla boğuşan çocuklar? Camelot, Spartacus, Tudors gibi tarihi ve kurmaca-tarihi dizilerin büyük ilgi gördüğü bugünlerde televizyon dünyasına yeni bir dizi daha katıldı. 17 Nisan’da başlayan ve 50 milyon dolardan fazla para harcanan Games of Thrones kusursuza yakın görsel tasarımı, sınırsız hayal gücü ve HBO’nun yetişkin dizilerinden aşina olduğumuz şiddet ve cinsellik sahneleriyle türdeşi diziler ve filmlerden ayrılan bir yapım. George R.R. Martin’in fantastik edebiyatın başyapıtlarından sayılan Buz ve Ateşin Şarkısı serisinin ilk kitabından uyarlanan dizi, efsanevi Westeros topraklarını kontrol edebilmek için yedi soylu ailenin verdiği savaşı, taht için yürütülen politik ve cinsel entrikaları anlatıyor. Türkiye’de henüz yayınlanmayan dizinin tanıtım filminin bile 17 yaş sınırıyla gösterildiğini belirteyim.

Erkeğin skandalı, kadının yeni hayatı

The Good Wife CBS
(Türkiye’de DIGITÜRK’te yayınlanıyor)

Geçen yıl televizyon ödüllerinde drama dalında sıkça karşımıza çıkan, Sinema Oyuncuları Derneği ve Emmy Ödülleri’nden kadın oyuncularına heykelcikler taşıyan etkileyici bir drama.
Son dönem sıkça karşımıza çıkan kadın kahramanlı dizilerin de en iyilerinden?
Geçtiğimiz hafta ikinci sezonunu tamamlayan The Good Wife, Chicago başsavcısı olan kocası Peter’ın bir kadınla kamuya açık yerde seks yapması ve hapse düşmesi üzerine Alicia’nın değişen hayatını anlatıyor.
Bu olay üzerine gerçeklerini yeniden gözden geçiren Alicia 13 yıl önce evi ve ailesi için vazgeçtiği avukatlık mesleğine geri dönüyor ve her şeye sıfırdan başlayıp zirveye doğru tırmanıyor.
Dizi bir kadının var olma mücadelesine tanıklık ederken bir yandan da siyaset ve hukuk dünyasındaki ikiyüzlülüklere ayna tutuyor.

Ekranların en iyisi

Nurse Jackie Showtime
(Türkiye’de DIGITÜRK’te yayınlanıyor)

Yarım saatlik formatına ve “komedi” dalında aday gösterilmesine aldanmayın, karşınızda dramı bol, mizahı kapkara bir dizi duruyor. 2009’dan beri yayınlanan, sıra dışı kadın karakteri ve mizahıyla kendi seyircisini yaratan Nurse Jackie, New York’ta All Saints’ Hastanesi’nin acil servisinde çalışan bir kadının hayatını anlatıyor. Ev ve iş arasında iki farklı kadına dönüşen, en yakınında duranların bile bilmediği sırlarla dolu, azizeyle günahkar arasında gidip gelen Jackie üstüne üstüne gelen dünyaya ancak uyuşturucuyla tahammül edebiliyor. Dünya da sanki Jackie’nin kullandığı ilaçlarla ayakta duruyor! Televizyon tarihinin en etkileyici kadın karakterlerinden birine can veren Edie Falco’ya komedi dalında Emmy Ödül’ü getiren dizi yan hikayelere ve karakterlere gösterdiği özenle seyirciyi ilk dakikasından itibaren yakalıyor ve üç sezondur bırakmıyor.

True Blood

HBO
(Türkiye’de DIGITÜRK’te yayınlanıyor)

Ekranların en ateşli, en tutkulu ve en kanlı dizisi True Blood dördüncü sezonunu 26 Haziran’da açıyor. Kısa sürede popüler kültürün en radikal çalışmalarından birine dönüşen ve vampir kültüne getirdiği yorumla tutkunlarını yaratan dizi, vampirler ile insanların birlikte yaşamaya başladığı bir dünyada geçiyor.
Alacakaranlık (Twilight) serisinin o sıkıcı muhafazakarlığıyla dalga geçercesine sunduğu cinsellik sahneleri ve cüretkarlığıyla da meşhur dizi yeni sezonda cadıları konuk ediyor. Merakla bekliyoruz!

En komik, en tuhaf

Parks and Recreation
NBC (Türkiye’de FX’te yayınlanıyor)

Her ne kadar TIME dergisi tarafından geçen yılın en iyi üçüncü dizisi (Komedi dalında birinci) seçilmiş olsa da televizyon dalında verilen ödüllerde hakkının yendiği muhakkak. Ekranların en özgün komedisi olan Parks and Recreation, Pawnee belediyesinin park ve bahçelerden sorumlu olan departmanında çalışan bir grup insanın tuhaflıklarla dolu hayatını anlatıyor. Rayından çıkmış bu karakterlerin gündemlerinin konut inşaatı izni, yoldaki bir çukurun tamiri ya da yapılacak yeni bir bahçe gibi sıkıcı konular olmasına bakmayın, orta kademe bürokraside yaşanan absürdlükler başınızı döndürüyor.

Sırlar aydınlanıyor

The Killing
FOX (Türkiye’de yayınlanmıyor)

2007’de Danimarka’da yayınlanan Forbyrdersen adlı dizinin yeniden çevrimi olan The Killing, henüz dokuz bölüm yayınlanmış olsa da gerek yarattığı gizem gerek hiç düşmeyen temposuyla ekranların beklenen polisiyesi oluverdi. Puslu ve yağmurlu Seattle’da geçen dizi, bir genç kadının öldürülmesinin ardında yatan gerçekleri aydınlatırken kasabada yaşayanların kendilerine bile itiraf edemedikleri sırlarını da ortaya döküyor. Dedektif Sarah Linden’ın yürüttüğü soruşturma etrafında örülen şüphelerle merak unsurunu sürekli ayakta tutan The Killing, dramatik yapısına yakışır etkileyicilikte görüntüleri, karamsar müziği ve Sarah rolünde aslından daha iyisi Mireille Enos’un oyunculuğuyla bir saatlik karabasana dönüşüyor. İkiz Tepeler’i (Twin Peaks) sevenler kaçırmasın.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!