Yaz mevsiminde iftar başkadır
Güncelleme Tarihi:
Dila DİNÇ
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 24, 2009 00:00
Ramazan ayının uzun yıllar sonra sıcak ve uzun günlere denk gelmesi, iftar sofralarını da değiştirdi. Ünlü diyetisyen Elvan Odabaşı Kantar, Ankara Hürriyet okuyucuları için yaz günlerinde iftar sofralarında dikkat edilmesi gerekenleri anlatıyor.
Ramazan Ayı uzun yıllardır ilk defa yaz aylarına denk geliyor. Uzmanlar kışın yenen ağır iftar yemeklerinin yerine hafif yaz yemeklerine tercih edilmesini öneriyor. Ünlü Diyetisyen Elvan Odabaşı Kanar, değişen iftar sofrasında nelere yer verilmesi gerektiğine dair bilgi verdi. Kanar, doğru bilinen yanlışlara parmak basarken, Ramazan Ayı’nda beslenirken dikkat edilmesi gerekenler ile ilgili olarak şunları söyledi:
"Ramazan Ayı’nda bizim için en önemli şey uzun süre açlık ve uzun süreli açlığın üzerine yapılan ilk öğün. Ramazan Ayı yaza denk geldiğinde daha uzun süre aç kalıyoruz, daha fazla su kaybediyoruz, açlıktan dolayı kan şekerimiz ve tansiyonumuz daha çabuk düşüyor. Bu sebeple iftar öğünü biraz da ağır yemeklerle geçtiğinde, sağlığımız açısından riskli bir durum söz konusu oluyor. Ramazan Ayı yaza denk geldiğinde en kural su tüketimine dikkat edicez. Gün içinde sıcaklardan kaynaklı su kaybediyoruz, onun için 10 bardağın altına su tüketimini düşürmeyeceğiz. Suyu bu kadar içerken bir yandan da diüretik yerine geçen yani idrarı atmamızı hızlandıran çay, bitki çayı ve kahve tüketimini de azaltıcaz. Bu, içtiğimiz suyun vücudumuzca iyi kullanılması açısından çok önemli.
Bir anda yemeyin
Uzun süre bir açlığın üzerine iftar öğününü bir anda yapmıyoruz. İkiye bölmeyi tercih ediyoruz. İftara bir çorbayla başlarız, yanında bir ramazan pidemiz olur, küçük bir çoban salatamız olur. Ya da tercihen kahvaltı gibi bir öğün olabilir; biraz hurma, zeytin, peynir, ekmek vb. Sonra yarım saatlik bir ara, birazcık midemizi dinlendirelim sonra ana yemek kısmına geçelim. Ana yemek kısmında, yaza denk geldiği için çok şanslıyız çünkü bir sürü mevsim sebzelerimiz var. Mevsim sebzeleriyle çok güzel zeytin yağlı hafif yemekler yapabiliriz. Yanında et, tavuk, balık, kurubaklagil gibi protein grubu besinler olacak çünkü gün boyunca uzun süre ancak sağlıklı bir şekilde dayanmamız açısından protein ağırlıklı besinlere mutlaka iftar sofrasında yer vereceğiz. Kızartma hiç tercih etmediğimiz bir pişirme tarzı, yazın kızartma hem midemiz açısından problem, hem de kilo açısından da daha sonra problem yaratacaktır. Özellikle et grubu besinleri kızartmak bünyemize çok daha fazla zarar verecektir.
Ramazan pidesi korkutmasın
Salatayı hiç ayırmayalım soframızdan, mutlaka yoğurt bulunduralım. Ramazan pidesinden hiç kormayalım. Diyette de bile bulunabilir Ramazan pidesi. Ramazanda kilo aldığımızda suçu Ramazan pidesine atmayalım. Ortalama bir pide, sekiz dilim ekmek yerine geçiyor. Onunda dörtte birini yediğimizde, aslında iki dilim ekmek yemiş oluyoruz. Dolayısıyla rahatlıkla iki dilim ekmek ya da dörtte bir ramazan pidesi yiyebiliriz. Hem birazcık geçmişi canlı tutmak adına, bu güzel bir özelliği Ramazan’ın gerçekten. Herkes o pidenin kokusuna hasrettir, hem çocukluğumuzu hem ailemizi hatırlattığı için de yeri özeldir. Dolayısıyla soframızda bulunmasında bir sakınca görmüyorum. Yine tabii ki miktarı abartmamamız koşuluyla. Abarttığımızda sadece kilo değil mide sorunları yaşamamızda ihtimaller dahilinde.
İftarda hurma faydalı
Hurma da mesela hem posası yüksek, hem şekeri de yüksek, o kadar uzun süre açlığın üzerine kan şekerini birazcık yükseltmek adına yardımcı oluyor. Hurma güzel bir başlangıç aslında, kuru meyve olması açısından da öyle. Hem faydalı lifler alıyoruz, hem de faydalı vitaminler ve mineraller alıyoruz. Yanlız kuru meyvelerle ilgili gözden kaçırdığımız nokta bir kişinin günlük meyve ihtiyacı 400-500 gram civarındadır. Bunun üzerine çıkmamak adına 100 gram meyvenin dört tane hurmaya eşit olduğunu tüketirken unutmayalım. 400 gram meyve hakkımız olduğunu düşünürsek, 16 hurma yiyebiliriz ama tabi ki yirminci hurmayı yemeyelim artık. Bu sefer fazla olmaya başlıyor. Zaten bu tarz besinleri üstüste yememek lazım. Kan şekerinin hızla yükselmesini engllemek için aralıklarla yemek yememiz gerekir.
"Ramazan Ayı’nda bizim için en önemli şey uzun süre açlık ve uzun süreli açlığın üzerine yapılan ilk öğün. Ramazan Ayı yaza denk geldiğinde daha uzun süre aç kalıyoruz, daha fazla su kaybediyoruz, açlıktan dolayı kan şekerimiz ve tansiyonumuz daha çabuk düşüyor. Bu sebeple iftar öğünü biraz da ağır yemeklerle geçtiğinde, sağlığımız açısından riskli bir durum söz konusu oluyor. Ramazan Ayı yaza denk geldiğinde en kural su tüketimine dikkat edicez. Gün içinde sıcaklardan kaynaklı su kaybediyoruz, onun için 10 bardağın altına su tüketimini düşürmeyeceğiz. Suyu bu kadar içerken bir yandan da diüretik yerine geçen yani idrarı atmamızı hızlandıran çay, bitki çayı ve kahve tüketimini de azaltıcaz. Bu, içtiğimiz suyun vücudumuzca iyi kullanılması açısından çok önemli.
Bir anda yemeyin
Uzun süre bir açlığın üzerine iftar öğününü bir anda yapmıyoruz. İkiye bölmeyi tercih ediyoruz. İftara bir çorbayla başlarız, yanında bir ramazan pidemiz olur, küçük bir çoban salatamız olur. Ya da tercihen kahvaltı gibi bir öğün olabilir; biraz hurma, zeytin, peynir, ekmek vb. Sonra yarım saatlik bir ara, birazcık midemizi dinlendirelim sonra ana yemek kısmına geçelim. Ana yemek kısmında, yaza denk geldiği için çok şanslıyız çünkü bir sürü mevsim sebzelerimiz var. Mevsim sebzeleriyle çok güzel zeytin yağlı hafif yemekler yapabiliriz. Yanında et, tavuk, balık, kurubaklagil gibi protein grubu besinler olacak çünkü gün boyunca uzun süre ancak sağlıklı bir şekilde dayanmamız açısından protein ağırlıklı besinlere mutlaka iftar sofrasında yer vereceğiz. Kızartma hiç tercih etmediğimiz bir pişirme tarzı, yazın kızartma hem midemiz açısından problem, hem de kilo açısından da daha sonra problem yaratacaktır. Özellikle et grubu besinleri kızartmak bünyemize çok daha fazla zarar verecektir.
Ramazan pidesi korkutmasın
Salatayı hiç ayırmayalım soframızdan, mutlaka yoğurt bulunduralım. Ramazan pidesinden hiç kormayalım. Diyette de bile bulunabilir Ramazan pidesi. Ramazanda kilo aldığımızda suçu Ramazan pidesine atmayalım. Ortalama bir pide, sekiz dilim ekmek yerine geçiyor. Onunda dörtte birini yediğimizde, aslında iki dilim ekmek yemiş oluyoruz. Dolayısıyla rahatlıkla iki dilim ekmek ya da dörtte bir ramazan pidesi yiyebiliriz. Hem birazcık geçmişi canlı tutmak adına, bu güzel bir özelliği Ramazan’ın gerçekten. Herkes o pidenin kokusuna hasrettir, hem çocukluğumuzu hem ailemizi hatırlattığı için de yeri özeldir. Dolayısıyla soframızda bulunmasında bir sakınca görmüyorum. Yine tabii ki miktarı abartmamamız koşuluyla. Abarttığımızda sadece kilo değil mide sorunları yaşamamızda ihtimaller dahilinde.
İftarda hurma faydalı
Hurma da mesela hem posası yüksek, hem şekeri de yüksek, o kadar uzun süre açlığın üzerine kan şekerini birazcık yükseltmek adına yardımcı oluyor. Hurma güzel bir başlangıç aslında, kuru meyve olması açısından da öyle. Hem faydalı lifler alıyoruz, hem de faydalı vitaminler ve mineraller alıyoruz. Yanlız kuru meyvelerle ilgili gözden kaçırdığımız nokta bir kişinin günlük meyve ihtiyacı 400-500 gram civarındadır. Bunun üzerine çıkmamak adına 100 gram meyvenin dört tane hurmaya eşit olduğunu tüketirken unutmayalım. 400 gram meyve hakkımız olduğunu düşünürsek, 16 hurma yiyebiliriz ama tabi ki yirminci hurmayı yemeyelim artık. Bu sefer fazla olmaya başlıyor. Zaten bu tarz besinleri üstüste yememek lazım. Kan şekerinin hızla yükselmesini engllemek için aralıklarla yemek yememiz gerekir.