Yavaş’tan ‘Tatlar’ eleştirisi: 30 milyon insanın sağlığıyla oynanıyor

Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş, Ankara’nın atık suyunun arıtıldığı Tatlar Atık Su Arıtma Tesisi’nde dün basın toplantısı düzenleyerek tesisi gazetecilere gezdirdi.Tesiste kapasite artışı yapılamadığı için atık suyun yarısının Ankara Çayı’na verildiğini anlatan Yavaş, kapasite artışı için dış finansman bulduklarını ancak Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Meclisi’nde kredi taleplerinin ertelendiğini söyledi. Başkan Yavaş, “Şahsım olarak Mansur Yavaş’a bir zarar vermiyor. Ama gördüğünüz gibi 30-40 milyon insanın sağlığıyla oynanıyor” dedi. Yavaş, “Arıtılan ve arıtılamayan Ankara halkının atık suyu Ankara Çayı’na karışıyor, oradan Sakarya Nehri’ne ve Sakarya Nehri’nden de İstanbul Ömerli Barajı’na gidiyor. Yani bu arıtılamayan su sadece Ankara halkını değil İstanbul’u da ilgilendiriyor. Yine bu Ankara Çayı’nın kenarında gerek Sincan, Yenikent ve Polatlı halkı buralardan sulama yapıyor. Ve buralarda yapılan sulamayla yetişen sebzeler de Ankara’ya ve civar illere gönderiliyor. Buralarda kullanılan suyun ve İstanbul’a giden suyun tertemiz olması gerekiyor” diye konuştu.

ABB Başkanı Mansur Yavaş’ın Tatlar Atık Su Arıtma Tesisi’ndeki basın gezisine Hürriyet Ankara Haber Koordinatörü Fatih Tekeci ile Hürriyet Ankara Editörü Murat Yılmaz da katıldı.

SAKINCA İKİ MİSLİNE ÇIKMIŞ BULUNMAKTA

Tesisin yapımına 1993’te Murat Karayalçın zamanında başlandığını ve 1998 yılında açıldığını anlatan Yavaş, “Açıldığı tarihteki rapora göre artan Ankara nüfusuna göre ilk kapasitesinin arttırılması tarihi 2010 yılı olarak gösterilmiş. 2010’da mutlaka kapasitesinin arttırılması gerektiği söylenmiş. Ama maalesef arttırılmadı ve 2025 yılında da ikinci kapasite artışı ve ileri biyolojik arıtmasının yapılması gerektiği söylenmiş. 2023 yılına geldik 2010 yılındaki Ankara nüfusu ile şimdi ki Ankara nüfusunu ve atık suyun da ne kadar arttığını da takdirlerinize bırakıyorum. Normalde 765 bin metreküp buradan arıtılması gerekirken şimdi buraya gelen su aşağı yukarı iki mislini bulmuştur. Buradaki sakınca da iki misline çıkmış bulunmaktadır” bilgisini verdi.

CUMHURBAŞKANLIĞI YATIRIM PROGRAMINA ALINDI

Ankara Valiliği’nin acilen yapılması için kendilerine yazı yazdığını, atık sular Ankara Çayı’na karıştığı için de Çevre Bakanlığı’nın tutanak tutarak ceza yazdığını belirten Başkan Yavaş özetle şunları söyledi: “Tesis kapasitesi yetersiz, bir kısım atık sular arıtılamadan Ankara Çayı’na gidiyor. Tabii buradan kaçak sulama yapıldığı takdirde başımıza neler geleceği belli. Arıtılan bu atık sular, Sakarya Havzası’na deşarj edildiğinden kentsel atık su arıtımı yönetmeliği çerçevesinde 2023’e kadar tamamlanması gerekiyordu. Biz göreve geldikten sonra 2019 yılında bu durumun farkına vardık acilen bu tesisin yapılması gerektiği için yönetim kurulu kararları alındı ve çalışmalara başlandı. 2020 yılında buranın proje ihalesine çıkıldı. Projeleri yapıldı daha sonra 2022’de teslim alındı. Proje bitti 2023 yılında da ÇED raporunu aldıktan sonra Stratejik Daire Başkanlığı’na ve Cumhurbaşkanlığı’na başvurduk. ‘Buranın acil yapılması gerekiyor ve yatırım programına alınması gerekiyor’ dedik. Strateji Dairesi bunu Cumhurbaşkanlığı’na gönderdi ve oradan da projeye onay çıktı. Yatırım programına alındı.

CUMHURBAŞKANI ONAYINA RAĞMEN REDDETTİLER

Yatırım programına alınınca bu sefer finans arayışına girdik. İki ayrı kuruluştan 135’er milyon dolar kredi için görüşmelere başladık. Ve bu projenin kredisini de bulduk. Bu kredi Belediye Meclisi’nden onaylanacak. Daha sonra tekrar Hazine’ye gidecek onayı alınacak. Daha sonra da ihaleye çıkarılacak. Yani 2024 seçimlerine kadar neredeyse başlaması dahi mümkün değil. Ancak sanıyorum Belediye Meclisi’ndeki üyeler bizim bu parayı alıp başka yerlerde kullanabileceğimizi sanıyorlar. Önce reddettiler. 30 milyon nüfusu direkt ilgilendiren bir projeyi Cumhurbaşkanı’nın onaylamasına rağmen reddettiler. Ben veto ettim. Tekrar iki aydır da erteleme kararı alıyorlar. Bunu Ankara halkının, İstanbul’un ve Türkiye’nin mutlaka görmesi gerekir. Burada ‘belediye yönetimini, Mansur Yavaş’ı engelliyorum’ adı altında 30 milyon insanın sağlığıyla oynanıyor. Sadece 30 milyon da değil. Sakarya’dan Ankara Çayı dahil, Sakarya’dan da sulama yapan on binlerce insan var. Bu suyu kullanıyorlar. Tamamı arıtılmış olsa belki o kadar sorun olmayacak. Bir an evvel yapılması gerektiği konusunda sanıyorum hiç kimsenin burada tereddüdü yoktur. Dolayısıyla bir daha ertelendi.”

DEĞİL 15 YIL 15 GÜN BEKLEYECEK DURUMU YOK

Finans kuruluşunun kendilerine, ‘krediyi kullanmayacaksanız bildirin başka ülkelerdeki çevre sorunları için kullandıracağız’ yazısı yazdığını da kaydeden Mansur Yavaş, “Şahsım olarak Mansur Yavaş’a bir zarar vermiyor. Ama gördüğünüz gibi 30-40 milyon insanın sağlığıyla oynanıyor. 30 milyon insanın sağlığını ilgilendiren bir konuda sadece ve sadece Ankara Büyükşehir’in faaliyetlerini engellemek için Meclis’teki kredi talebimizi ertelemişlerdir. Eğer yine onaylamazlarsa sanıyorum yaptığımız sözleşmeler de herhalde sona erdirilecektir. Belediyenin kendi bütçesiyle burası yapılabilir miydi derseniz bütçemizden belli bir miktar ayırsak bile burası 15 yılda tamamlanacaktı. Ankara halkının değil 15 yıl 15 gün bekleyecek durumu yok” dedi.

BU İHMAL EDİLECEK BİR ŞEY DEĞİL

‘Ret’ olursa konuyu Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a tekrar götürmeyi düşündüğünü de belirten Yavaş, “Bu konu çok vahim. En azından ben onların (Meclis üyeleri) Sayın Cumhurbaşkanı tarafından ikaz edileceklerini düşünüyorum. Ve Sağlık Bakanı ve Çevre Bakanı’nı da göreve davet ediyorum bu konuda. Bu ihmal edilecek bir şey değil” diye konuştu. Kredinin onaylanması halinde kapasite artışı için yapım süresinin 4 yıl olduğu bilgisini veren Yavaş, aldıkları kredinin 9 yıl vadeli olduğunu da söyledi. Yavaş, arıtma ile ilgili de “Tesiste şu anda kapasitemiz günlük 765 bin metreküp, alabildiğimiz kapasite 500 bin metreküp civarında. Gelen su miktarı ise günlük 1 milyon metreküp” dedi.

ÖHO’LARA SATIŞ FORMU GÖNDERDİK GERİ DÖNÜŞ OLMADI

ABB Başkanı Mansur Yavaş, geçtiğimiz günlerde araçlarını belediyeye satmak istediklerini açıklayan özel halk otobüsleri (ÖHO) ile ilgili soruya da yanıt verdi. Yavaş, “İki grup var grubun birisi satmayacağını bildirdi bize. İlçelerdeki otobüslerin de satmak istemeyeceğini düşünüyorum. Ama o açıklamayı yapan şahsın üyelerinin hepsine dün satış sözleşmelerini gönderdik. Çünkü başkalarının hakkında konuşma hakları yok. Satmak isteyenlerin bize bildirmeleri için bir form gönderdik. Bugüne kadar hiçbir tane form gelmedi bize. Daha önceki yıllarda satış konusunda biz anlaştık. Rakam da belirledik ama son anda vazgeçmişlerdi” dedi.