Güncelleme Tarihi:
DÜNYANIN gelecekteki en önemli sorunlarından birinin yaşlanma olacağını söyleyen uzmanlar, önlem alınmadığı takdirde sosyal güvenlik sisteminde büyük problem yaşanacağını belirtti. Yaşlanmanın yavaşlatılabileceğine de değinen uzmanlar “Banyoda sıcak su ve çok sabun kullanmayın, cilt tipine uygun ürünleri tercih edin, egzersiz yapın, doğru beslenin, güneşten korunun” önerisinde bulundu.
Şimdiden gerekli önlemler alınmalı
Türk Geriatri Vakfı Başkanı ve Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Geriatri Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Refik Mas, yapılan demografik çalışmalarda dünya nüfusunun yüzde 14’ünü 65 yaş ve üzeri olduğunu belirterek, ”Diğer bir deyişle dünya nüfusunun bir trilyona yakın bölümü yaşlılardan oluşuyor” dedi. 31 Aralık 2011 verilerine göre, Türkiye’de, 65 yaş ve üzerinde 5 bin 490 bin 715 kişi bulunduğunu kaydeden Mas, “Bu sayı ülke nüfusunun yüzde 7.3’üne karşılık geliyor. Türkiye gelecek 10 yılda büyük bir yaşlı nüfusu ile karşı karşıya kalacak. Önlemler alınmadığı takdirde sosyal güvenlik sisteminde büyük problemler yaşanacak” dedi. Mas, Ankara Hürriyet’e şunları söyledi:
Biyolojik yaş önemli
Yaşlanma yüzde 30 genetik yüzde 70 çevresel etkenler tarafından oluşuyor. Ailesel kalıtım ne kadar iyi olursa olsun, düzgün beslenme ve yeterli egzersiz yapılmıyorsa, yaşlanma sürecinde sorunlarla sıklıkla karşılaşılır. Sağlıklı yaşlanma için, kronolojik yaş değiştirilemez bir etken olduğuna göre, biyolojik yaşı etkileyen faktörler üzerinde durulması daha anlamlı olur. Biyolojik yaşı belirleyenler ise kronik hastalıkların (şeker hastalığı, hipertansiyon, kalp yetmezliği vb.) iyi kontrolü, uygun beslenme ve yeterli egzersizdir.
Daha iyi hissetmek için aerobik yapın
Yaşam şekli ve günlük aktivite biyolojik yaşlanmayı etkileyen en önemli faktörler olarak kabul edilmiyor. Kendimizi daha iyi hissedebilmemiz için yapacağımız egzersiz ‘aerobik egzersiz’ olmalıdır. Bu egzersiz tipi, vücudun oksijen tüketim kapasitesini yükseltici fiziki kondisyonu güçlendirmek için geliştirilmiş bir sistemdir.”
Yüksek glisemik karbonhidratlardan, doymuş – trans yağlardan kaçınılmalı, omega 6 ise yeterince tüketilmeli, fazlasından kaçınılmalıdır. Akdeniz diyeti, omega 3 (ceviz, fındık, soğuk su balıkları, özellikle somon, balık yağı) ve düşük glisemik karbonhidratları içeren diyetler uygundur.
Fazla sıcak su kullanmayın
“Yıllar geçtikçe yüzümüzde kırışıklılar, saçlarımızda dökülme ve kırlaşma ile karşılaşırız. Yer çekiminin etkisi, mimik kasları olarak da isimlendirilen yüz kaslarının üzerini örten deride yıllarla oluşan ifade çizgileri bir süre sonra belirginleşir. Deri kırışır, güneş ışınlarının etkisiyle noktalı pigmentler oluşur. Ancak az da olsa ciltteki yaşlanmayı önleyebiliriz. Özellikle kuru ciltlerde deriyi nemlendirmek amacı ile nemlendirici sabunlar kullanılabilir. Banyodan sonraki ilk beş dakika içinde nemlendiricilerin kullanılmasının kuruluğu azaltabildiği biliniyor. Çok sıcak ve aşırı sabunla yıkanmaktan kaçınmak da diğer koruyucu önlemlerden biri. Deri yaşlanmasının geciktirilmesi uygun cilt bakımına uygun zamanda başlanması ile gerçekleşir. Cilt tipine uygun ürünlerin erken yaşlarda kullanılması gerekir. Egzersiz, doğru beslenme, güneşten korunma, antioksidan vitaminlerin kullanımı da deri yaşlanmasını geciktiren yaklaşımlardır.
Erkenden uygulanmalı
Tüm bu öneriler yaşlılık dönemini beklemeden, sağlıklı genç kalabilmek için de erken yaşlardan itibaren uygulandığında, biyolojik yaşlanmanın seyrini değiştirecek ve ilerleyen yaşlarda daha konforlu bir yaşama sahip olunabilecektir. Başarılı yaşlanmanın geliştirilmesi, sağlıklı yaşlı popülasyonun, sosyal güvenlik sistemi içindeki payını da daha kontrol edilebilir hale sokacaktır. Bu sebeplerden dolayı yaşlılık kavramının ve yaşlılık sorunsalının çözüm yollarının geliştirilmesi için bireylerin bilinçlendirilmesi, devletimizin ve bu konuda uzmanlaşmış sivil toplum örgütlerinin temel işlevi olmalıdır.”