Güncelleme Tarihi:
Geçmişten günümüze kadar gelmeyi başarmış en nadide eserler tüm yaşanmışlıklarıyla 10 yıldır olduğu gibi her ayın ilk pazar günü Ayrancı Antika Pazarı’nda koleksiyoner tutkunlarıyla buluşuyor. Anadolu Antikacıları Kültür ve Yaşatma Derneği Başkanı Şükrü Sarı, Antika Pazarı’nı ve Ankara’daki antika eserlere olan merakı Hürriyet Ankara’ya anlattı:
EN AZ 100 YIL GEÇMİŞ OLMALI
“Derneğimiz, Ayrancı Antika Pazarı’nın organizasyonunu 10 yıldır üstleniyor. Türkiye’den ve yurt dışından katılım sağlayan koleksiyonerlerin ürünleri derneğimizin oluşturduğu komisyon tarafından seçiliyor. Bir ürünün antika olabilmesi için yapım tarihinin üzerinden en az 100 yıl geçmiş ve belli bir dönemi temsil ediyor olması gerekir. Ancak, bu tarz ürünlerin taşıması zor ve pazarda zarar görme olasılığı yüksek olduğu için pazarımızda 20-30 senelik ürünler de bulunuyor.
ASLINDA HERKES BİR ANTİKACI
Bizim dernek olarak gelir kaygımız yok. Bu kültürü yaşatmaya kendimizi adadık. Ülkemizde antikacılığın değerinin bilinmediğini düşünüyorum. Antikacılık, insanlık tarihi ile beraber başlıyor, aslında herkes bir antikacı. Herkesin evinde özenle sakladığı bir eşya mutlaka vardır. Bizim kültürümüzde bu eşyalar aile yadigarlarına sonra da antikaya dönüşmektedir.”
HER TEZGÂHIN TARİH KOKAN HİKÂYESİ VAR
Ayrancı Antika Pazarı’nın en dikkat çeken tezgâhları ve o tezgâhlardaki antikacıların anlattıkları ise şöyle:
HER KULP FARKLI BİR HAYAT
Yusuf Türkoğlu (51)
“24 yıldır antika mobilya tamirciliği yapıyorum. Eskiden Tunalı Hilmi Caddesi’nde dükkânım vardı, sonra kapattım. Eski antika dolapları ve kapıları tamir ederken müşterilerin beğenmediği eski kulpları atmadım, biriktirdim. Elimde Avrupa ve Türkiye’nin çeşitli illerinden gelen 60-70 yıllık kulplar var. İnternetin yayılmasıyla antikaya ilginin biraz daha arttığını görüyorum.”
KUŞAKTAN KUŞAĞA SAATÇİLİK
Özcan Saatçiler (81)
“71 yıldır antika saat tamir ediyorum, alıp satıyorum. Babam, dedelerim hiç usanmadan kuşaklarca saatçilik mesleğini devam ettirdi. Eskiden ata mesleğini sürdürmek bir kültürdü ama artık ben en son nesilim ve benim çocuklarım başka mesleklere yöneldi, saatçi olmak istemediler. 25-30 senedir pazarlara gidiyorum önceden dükkânım vardı ama artık çok yaşlandım ve uğraşamıyorum.”
SAYI AZALDIKÇA DEĞER ARTIYOR
Anıl Değer (37)
“12 yıldır eski fotoğraf makineleri alıp satıyorum. 8 yıldır Ayrancı Pazarı’na katılıyorum. Uluslararası İlişkiler mezunuyum ama babam fotoğraf makinesi tamircisi. Ben de bu sebeple küçüklükten beri işin içinde büyüdüm, aynı zamanda fotoğrafçıyım. Burada 1910’dan 2000 yılına kadar fotoğraf makineleri bulmanız mümkün. Öğrencilerin ilgisi yoğun oluyor.”
GENÇLERE ULAŞMAK İSTİYORUZ
Bayram Öncel(60)
40 senedir bu işi yapıyorum. İstanbul’da yaşıyorum ama Antika Pazarı için 8 yıldır Ankara’ya geliyorum. Ürünlerim genelde 100-150 yıllık ama 50 senelik eşyalar da var. Osmanlı döneminden kalma daha eski eşyalarım da bulunuyor. İnsanların ilgisi eskisi gibi değil. Ekonomik durum herkesi etkiledi, evler küçüldü. İnsanlar alsa bile koyacak yer bulamıyor.”
ESKİMEYEN EŞYALAR ESKİMEYEN ÇİFT
Vecdi (67)-Gülçin (60) Candemir
“Antikacılar Pazarı kurulduğundan beri katılım sağlıyoruz. Antika merakımız hep vardı. Üniversitedeyken ikinci el eşya alıp giyiyorduk. İlk evimizi de antika eşyalarla döşedik. Hollanda, Belçika ve Almanya’dan ürünler getiriyoruz, seyahat rotamız ilgimizi çekecek ürünlerin nerede olduğuna göre şekilleniyor.”
HOLLANDA’DAN AYRANCI’YA BÜYÜK BİR SEVDA
Sinan Kiraz(61)
“Aslında Hollanda’da yaşıyorum. Türkiye’ye Antika Pazarı için geldim. Bu iş bir sevda. Maddiyat için yapmıyorum, bunun için yapıyorsanız zaten bir süre sonra silinip gidersiniz. Benim amacım bu ülkeye kendi branşımla ilgili bir şeyler katabilmek. İki yıldır bu pazara geliyorum 12 yıldır da antika saat ve gramofon öncelikli satış yaptığım dükkanımı Hollanda’da işletiyorum. Antikacılığın insanın içinde olması gerekir. Türk halkının antikaya olan ilgisi yüzde on civarında, bilinçlenmek istemiyorlar.”
ESKİ DJ YENİ PLAKÇI
Arkın Bor(46)
“Eskiden Dj’lik ve radyo sunuculuğu yapıyordum aynı zamanda 30 yıldır plak topluyorum. Antika Pazarı’na sadece izleyici olarak gelip gidiyordum, sonra koleksiyonumu genişletmeye başladım. Biraz pahalı bir hobi. Yeni başlayanlar bir 45’lik ile giriş yapabilir.”
ÜNLÜ SANATÇININ ZARARSIZ HASTALIĞI
Mehmet Atay(60)
“Konservatuvar mezunuyum, amatör olarak bu işle ilgileniyorum. Benimki çocukluktan süregelen bir tutku. Kendimi bildim bileli biriktirme, birbirine benzer şeyleri toplama, bir araya getirme tutkum var. Koleksiyonculuğa, ‘zararsız hastalık’ derler. Ben de buna yakalandım. Pul ile başladı, son zamanlarda kurmalı kameralar çok ilgimi çekiyor.”