Yaşamak için direnen kadın

Güncelleme Tarihi:

Yaşamak için direnen kadın
Oluşturulma Tarihi: Mart 10, 2008 00:00

Dünya Kadınlar Günü’nde eşitlik ve adalet için eylemler yapılırken, yıllardır mendil ve peçete satarak ailesinin geçimini sağlamaya çalışan bir kadının yaşam öyküsü, kadın hakları konusundaki sorunları da gözler önüne seriyor.

Ümmüsün Piri, kocasından dayak yiyen, zaman zaman evinden kovulan, koca dayağı nedeniyle doğmamış çocuğunu kaybeden, bütün bunlara rağmen yaşamaya direnen ve her iki çocuğunu da yetiştiren bir anne. Yıllardır sırtındaki 20 kiloluk ağırlıkla, Kızılay sokaklarında kağıt mendil ve peçete satarak evinin geçimini sağlıyor. Ümmüsün Piri, 56 yaşında ama hala sokaklarda, çalışıyor. 8 Mart Kadınlar Günü için "Kadın özgürlüğü sokaklarda aranmaz" diyen Piri, kadınların sadece bir günle hatırlanmaması gerektiğinin altını çiziyor.

İŞTEN ATILDI, SİMİT SATTI

Piri, sokaklarda mendil satmaya başlamadan önce Büyükşehir Belediyesi’ne ait, Belko’da çalıştığını daha sonra buradan sürüldüğünü anlatıyor. Daha sonra gözlerinden engelli olduğu için kendisine simit camekanı tahsis edildiğini söyleyen Piri şöyle devam ediyor:

"Büyükşehir Belediyesi ile yıldızımız hiç barışmadı. 1991’de Belko’da çalışmaya başladım, çay ocağında ve temizlik işlerinde çalıştım. 1995’te işten attılar. Mahkemeye verdim, kazandım. 2004 yılında gözlerim yüzde doksan görmediği için valilik kanalıyla simit tezgahı tahsis edildi. DTCF’nin giriş kapısında simit büfesi işlettim. Ama Halk Ekmek ile sorunlar yaşandı. Üç ay tartışmalı günler yaşadım, yerim iptal edildi, çekilişle yeniden yer verileceği söylendi ama asiller içindeyken yedekler arasına konuldum. Halk Ekmek Genel Müdürü, ona hakaret ettiğim gerekçesiyle bana dava açtı. Mahkemede ikinci duruşmada beraat ettim ama bu olaylar yüzünden düzenim alt üst oldu. Ben de çaresizlikten sokaklarda mendil, peçete satmaya başladım."

İki çocuk annesi Piri, "Kocamdan çok dayak yedim, parmağımın kırıldığını bilirim" diyerek kadına yönelik şiddete dikkat çekiyor. Gözleri dolarak, kocasından yediği dayakla doğmamış bebeğinin öldüğünü anlatıyor Piri. Soğuk bir kışta gece yarısı kocası tarafından evden kovulduğunu ve gidecek yeri olmadığı için evinin çatısında yattığını gözleri uzaklara dalarak anlatıyor. Ancak Piri buna rağmen kocasıyla yaşamayı sürdürüyor.

GELİNLİKLE GİRİP KEFENLE ÇIKMAK

Anadolu’nun birçok bölgesinde yaygın olan "Gelinlikle girdiğin evden kefenle çıkmalısın" sözünü hatırlatan Piri, "Bu sözün doğruluğu tartışılır ama acı bir gerçeği yansıtıyor bu söz. Kadınlığını yaşayamamış annelerimiz bile bir robot gibi bu sözü baba ocağından çıkan kızına söylüyor. Her türlü zorluğa karşı gelmelisin yoksa baba ocağı da kabul etmez seni. Yine suçlu duruma sen düşersin. Eşim üstüme bir çok kadın getirdi ve ben katlanmak zorunda kaldım, yalnız kaldım ama tüm bu zorluklara rağmen şerefimi, onurumu, haysiyetimi korumak için çalıştım. Keşke tüm insanlık haysiyetini koruyabilseydi" diyor.

Ben kocalı bir dulum

Oğlunu evlendiren ve kızını da evlendirmeye hazırlanan Ümmüsün Piri yaşadığı zorluklara rağmen çocuklarının sevgisiyle ayakta durduğunu söylüyor. "Kadın olmak zor ama kadın olduğunu hissettirmen daha da zor" diyen Piri şöyle sürdürüyor sözlerini: "İnsan kadın olduğunu anne olduğu zaman hissedebilir. Ben de çocuklarımla bir aradayken hissedebiliyorum bunu. Bir laf vardır, ’Kocalı Dul’ diye, benim de başımda koca var ama ben de kocalı bir dulum, bu laf tam bana göre yazılmış."

Beş kızdan biri yarım eğitim alıyor

BAŞKENT Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Yardımcı Doç. Dr. Türkan Doğan ilköğretime kayıtlı olup okula devam edenlerin oranının kızlarda yüzde 69, erkeklerde ise yüzde 73 olduğunu belirterek, "Her beş kızdan biri eğitimini yarıda bırakıyor" dedi

"Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla "Genç Akademisyenler Gözüyle Kadın" konulu panel düzenlendi. Doğan Türkiye’de kadınların yüzde 27’sinin okuma-yazma bilmediğini, bu oranın Marmara Bölgesinde yüzde 13.1 iken Doğu Anadolu’da yüzde 46.3 olduğuna işaret etti. Doğan, kırsalda yaşayan kadınların okuma yazmayı daha çok kurslarda öğrendiklerini belirtti.

YÜZDE 69’U DEVAM EDİYOR

İlköğretime kayıtlı olup okula devam edenlerin oranının kızlarda yüzde 69, erkeklerde ise yüzde 73 olduğunun altını çizen Doğan, "Her beş kızdan biri eğitimini yarıda bırakıyor" dedi.

Başkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Derya Ateş ise, Cumhuriyet öncesi dönem düşünüldüğünde Türk kadınının farklı bir süreçten geçerek bugünlere geldiğini söyledi.

Ayrımcılık korunuyor

ANKARA Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası (ASMMMO) tarafından düzenlenen "AB Sürecinde Kadın ve Siyaset" konulu panelde Başkan Ali Metin Polat, "Şiddet ve ayrımcılık sadece uygulayanlar tarafından değil, suçu takip etmesi gereken makamlar tarafından hoş görülüyor, hatta korunuyor" dedi.

Ankara Hilton Otel’de düzenlenen paneli CNN Türk Haber Program Yapımcısı Şirin Payzın yönetirken, tarihçi ve gazeteci Ayşe Hür, Sosyal Kalkınma ve Cinsiyet Eşitliği Politikalar Merkezi Başkanı Ceren İsat ve Yönetmen Handan İpekçi konuşmacı olarak katıldılar.

Polat, yargı ve devlet mekanizmalarının gereği gibi işletilmediğini savunarak şunları söyledi:

"Şiddet ve ayrımcılık sadece uygulayanlar tarafından değil, suçu takip etmesi gereken makamlar tarafından hoş görülüyor, hatta korunuyor. Kimi zaman etnik aidiyet, kimi zaman dinler ama her zaman egemen cinsin dışında kalan farklı cinsler yani kadınlar şiddetin hedefi haline geliyorlar. Şiddet toplumun benimseyebileceği gerekçelerle maskeleniyor. Türkiye, Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi’ni kabul etmesine rağmen bu mekanizma gereği gibi çalışmıyor."

Kadınlar Günü coşkusu

DÜNYA Kadınlar Günü, Keçiören Belediyesi ve Keçiören Kadınlar Derneği tarafından düzenlenen bir programla kutlandı.

Programa Keçiören Kaymakamı Mustafa Güler ve eşi, Keçiören Belediye Başkanı Turgut Altınok ve eşi, bazı milletvekili ve büyükelçi eşlerinin yanı sıra 2 bine yakın Keçiörenli kadın katıldı. Türk Halk Müziği konserlerinin yanı sıra Ankara Olgunlaşma Enstitüsü’nün hazırladığı Osmanlı Kıyafetleri Defilesi de ilgiyle izlendi.

Altınok, kadınların, özellikle de annelerin toplumun şekillenmesinde çok önemli bir rol üstlendiğine dikkat çekerek "Toplum hayatında bu denli öneme sahip kadınlarımızı sadece 8 Mart’ta değil yılın her günü hatırlamalıyız. Bizi dünyaya getiren, her türlü fedakarlığı yapan ve zorluklara katlanan kadınlarımıza ne yapsak, ne söylesek azdır" dedi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!