Güncelleme Tarihi:
Çocukken annesini bir trafik kazası sonrası kaybeden İhsan Mert Alyaprak (31) anne karnında ve ilerleyen süreçte gelişen rahatsızlıkları sebebiyle böbrek yetmezliği yaşamaya başladı. Doktorların ‘önünde iki seçenek var, ya diyaliz ya da nakil’ cevabına karşılık nakil olmayı seçen Alyaprak’a ise,üvey annesi Filiz Alyaprak, böbreğini bağışlayarak yeniden can verdi. Memorial Ankara Hastanesi’nde nakil süreci tamamlanan ve taburcu olan İhsan Mert Alyaprak, yaşadığı zorlu ama umut dolu süreci Hürriyet Ankara’ya anlattı:
ÖNÜMDE İKİ SEÇENEK VARDI
“Böbrek yetmezliğimin temeli aslında önceden geçirdiğim başka rahatsızlıklara ve buna bağlı olarak kullandığım ilaçlar sebebiyle gelişiyor. Bebekken öz annem bir trafik kazası sonucu yaşamını yitirmiş. Bana hamileyken anne karnında susuz kalmışım ve akabinde ciğerlerim su toplamış. İlerleyen yaşlarda mide rahatsızlığım ortaya çıktı ve kullandığım ilaçlar da böbreklerimi olumsuz etkiledi. Turizm ve otelcilik mezunuyum, bir gün Antalya’da otelde çalışırken rahatsızlanarak hastanelik oldum. Orada yapılan tetkik ve tahliller sonrası sağ böbreğimin tam çalışmadığını ve diğer böbreğime göre daha küçük olduğunu öğrendim. Sonrasında Ankara’ya gelerek tekrardan doktor kontrolünden geçtim. İlaçlarla belli bir süreye kadar idare ettim fakat bu sene mart ayında geçirdiğim ağır bir enfeksiyon sonucu, böbreğim daha da işlevini yitirdi. Doktorlar enfeksiyon sonrası, böbreklerimin son evreye geldiğini dile getirerek önümde iki seçenek olduğunu söyledi. Ya diyalize girecektim ya da böbrek nakli olacaktım. Tercihimi böbrek nakli olmaktan yana kullandım.
BENİ MEŞAKATLİ YOLDAN KURTARDI
Babam, mesleği gereği bana böbreğini bağışlayamadı ama Filiz Alyaprak annem devreye girerek bana böbreğini bağışlamak istedi. Biz de öz-üvey ayrımı yoktur. Filiz anne geldiğinde ben beş yaşındaydım, onunla birlikte büyüdüm. Ankara’da tahlillerimizi yaptırdık, kanımız uyumlu çıktı. Böbrek nakli için uygun olduğunu duyduğum o an inanılmaz derecede mutlu oldum, duygulandım. Ve sonrasında Filiz annem bana böbreğini bağışladı. Allah bin kere razı olsun beni o meşakkatli ve sıkıntılı yoldan ayırdığı için. Hastane sürecinde de doktorlarımız, hemşirelerimiz benimle birebir ilgilendi, sağlığıma kavuşturdu. Hepsine çok teşekkür ederim. Öte yandan yaşadığım süreçten yola çıkarak organ bağışının önemine de dikkat çekmek isterim. Ben tam anlamıyla sağlıklı olmuş olsaydım bütün organlarımı bağışlamak isterdim açıkçası. Ama sağlıklı olup da bu durumda tereddütte olan insanlara diyorum ki hiç tereddütte olmayın. Bir insana bir hayat bahşediyorsanız en mutlu sizsinizdir.”
KURTARMAK DÜNYADAKİ HER ŞEYE BEDEL
Üvey oğluna böbreğini bağışlayan Filiz Alyaprak ise “Evlendiğim zaman İhsan beş yaşındaydı, 26 senedir ona gözüm gibi bakıyorum, çok seviyorum. İhsan’ın durumu ağırlaşınca ya diyaliz ya da böbrek nakli dediler. Nakil için gerekli bütün tahlilleri yaptırdık ve uyumlu çıktı. Hatta doktorlarımız da söyledi, ‘biyolojik annesi olsan bu kadar tutmaz, sizinki şaşırılacak bir durum’ dediler. Değerlerimiz tuttu. Şükürler olsun. Oğlumun gözümün önünde acı çektiğini görünce insana acısı vız geliyor. Nakil sürecinde acı çektim mi? Hayır, çekmedim. İnanın bir hayata dokunmak, kurtarmak dünyadaki her şeye bedel” ifadelerini kullandı.
FARKINDALIK YARATMAK SON DERECE ÖNEMLİ
İhsan Mert Alyaprak’ın sağlık durumu hakkında bilgi veren Nefrolog Prof. Dr. İhsan Ergün ise şunları söyledi: “Eğer uygun bir verici adayı varsa biz hastalara canlı vericilerden böbrek nakli öneriyoruz çünkü Türkiye’de kadavradan nakil ve bağış oranı çok az. Hastalar nakil olabilirse yaşam süreleri diyaliz hastalarına göre daha uzun oluyor. Bu yüzden canlı verici varsa, biz hemen nakil olunmasını istiyoruz. İhsan’ın operasyonunu Prof.Dr. Acar Tüzüner ve Op. Dr. Mustafa Anıl Turhan birlikte gerçekleştirdi, bu bir ekip işi. Nakil iki-üç saat sonrasında başarıyla tamamlandı. İhsan’ın genel durumu da şimdilik gayet iyi. Özellikle belirtmekte fayda var, insanlar kendi başlarına gelmedikçe bu işin ciddiyetini anlayamıyorlar. Türkiye’de yaklaşık 60 bin hasta böbrek nakli olmak için bekliyordur. Bu anlamda farkındalık yaratmak ve duyarlı olmak son derece hayati ve önemli.