Yasaklı dereler

Güncelleme Tarihi:

Yasaklı dereler
Oluşturulma Tarihi: Nisan 07, 2008 00:00

BİZLER bu kentte dereleri, çayları vurduk. Betonların altına gömdük.

Değil gençler, orta yaşlılar bile bu kentteki dereleri hatırlamıyor. Artık hepsi bizler için, bir sokak, cadde ya da mahalle ismi.

Oysa dereler üzerine kurulmuş bir kentti Ankara.

Kavaklıdere, Dikmen, İncesu, Bademlik, Kıbrısköyü, Hacı Kadın, Hoşdere, Bentderesi, Bülbülderesi, Hatip, Ankara ve Çubuk çayları.

Derelerimizi pisliklerimizle doldurduk.Koca şehrin kanalizasyonunu bu derelere akıttık. Belki 50, belki 60 senedir akıtıyoruz. Kendi ellerimizle kirlettiğimiz, yok ettiğimiz, katlettiğimiz derelere şimdi de yasak koyduk.

Bu suları kullanarak sebze ve meyve üretilmesini yasakladık.

Büyükşehir Belediyesi açıkladı, 3 Nisan’da da Ankara Hürriyet’te okudunuz.

Açıklamaya göre, numunelerinde koli basili ve ağır metal belirlendi derelerin.

Hangileri mi?

"Ankara Çayı, Çubuk Çayı, Kayaş Çayı, İvedik Deresi, İmrahor Deresi ve bağlı kolları ile bölgede açılan kuyulardan elde edilen sular."

Yani Ankara’nın hemen hemen bütün akarsuları.

Ne kaldı geriye?

ÜÇ GÜMÜŞ DERE

TEMA’nın Ankara Temsilciliği’nin internet sitesinde bir ay önce Ankra’nın akarsularıyla ilgili bir yazı yayınlandı. Ankara, Hatip ve Çubuk Çayları için "Ankara’nın üç gümüş deresi" nitelemesi kullanılıyor.

Artık bu çaylar pislik yuvası, kent yaşamı için tehdit haline geldi.

Aslında bizler yıllardır bu akarsular için tehdittik.

Atatürk’ün biraz daha yeşilleştirmek için çaba harcadığı, binlerce ağaçlar diktiği, diktirdiği, doğal güzelliğini koruyarak geliştirmek için modern planlar yaptırdığı bu kentin akarsularını da katlettik.

TEMA’nın yazısına göre, Hatip ve Çubuk çayları ile İncesu Deresi, 1957 yılında üstü betonla örtülerek, "canlı canlı gömüldü."

Yazıya göre, "Ankara Çayı Islah ve Temizleme Alanı" projesi tamamlandı ancak yeterince etkisini göstermedi.

Bu güzelim şehrin içinden akıp geçebilecek bu kadar çok dere varken, bizler hepsinin üstünü kapattık, kuruttuk, yol yaptık.

Belediyelerimiz, çok büyük paralara yapay göller, parklar, rekreasyon alanları yapıyorlar.

Oysa Başkent’in içinden geçen, yer altından akan temizlenebilecek akarsuları var.

KİMLER SORUMLU?

Bunlardan hiç olmazsa bir kısmı temizlenmeli, bir Başkent’e yakışır hale getirilmeli.

Peki kim bu derelerin katilleri?

Evet belediye başkanları, valiler, kent yöneticileri kabul.

Peki bizler?

Bizlerin hiç mi sorumluluğu yok?

TEMA’nın yazısında bizlerin sorumluluğu da anlatılıyor:

"Ankara halkı Ankara Çayı’nın kirliliği konusunda girişimde bulunmadığı, bu konuda bilinçlenmediği için bu kirlilikten sorumludur. İdareciler Ankara Çayı’ndaki kirlilikle ilgili olarak halkı uyarmadıkları ve bilgilendirmedikleri için sorumludur. Milletvekilleri, Ankara Çayı’nı kirleten kişi ve kuruluşların taraflarını tuttukları ve Ankara halkının menfaatlerini unuttukları için sorumludurlar."

Şimdi TEMA bu konuda bir çağrıda bulunuyor:

"Halkın bu konuda bilinçlenmesini sağlamak amacıyla Ankara Çayı’nı gündeme taşımak ve herkese sorumluluklarını hatırlatmak ülkesini toprağını, suyunu, havasını seven herkesin görevidir."

Ankara Hürriyet, bu görevi bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da şüphesiz yerine getirecek. Artan bir dozda...

Haberin peşinde

ANKARA Hürriyet daha önce bu konuyu bir çok kez sayfalarına taşıdı.

Haber Müdürümüz Levent Seğmen, geçen yılın son aylarında, gönüllü kent muhabirlerimizin yazılarını aktararak, "Umarız bir gün ’içinden su geçen kent’ olan Ankara, ’suyu içinden geçiren kent’ haline gelebilir" diye yazmıştı.

Yaz aylarında da arkadaşımız Cengizhan Çatal’ın haberinde Ankara Çayı’nın komşusu Keçiören Şefkat Mahallesi sakinlerinin "Koku ve pislikten utandığımız için misafir kabul edemiyoruz" şikayetlerini haberleştirmişti.

Haziran 2007’de İl Çevre ve Orman Müdürü Haluk Özder Ankara Çayı’nın temizleneceğini belirterek, "Çalışmalar bu sene biterse, önümüzdeki sene Ankara Çayı’ndan kaynaklanan fazla bir sıkıntı olmayacak" demişti. Bir yıl neredeyse doldu, temizlemek bir yana derelere yasak konuldu.

Bunlar Ankara Hürriyet’te bu konuda yer alan onlarca haberden sadece bir kaç tanesi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!