Eray GÖRGÜLÜ
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 13, 2011 00:00
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, yarım kalan metrolar hizmete girdikten sonra işletme konusunda söz hakkı isteyeceklerini belirterek, “Belediyeye devredilecek ama işletecek şirketin yapısında söz sahibi olmak isteyebiliriz. İşletmeciliğin rantabl olması için yönetimsel anlamda biraz dahil olabiliriz” dedi.dedi.
DEVLET Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, gazetelerin Ankara eklerinin temsilcileriyle yaptığı toplantıda başkente ilişkin projelerle ilgili bilgiler verdi.
Yarım kalan metrolardan fuar alanına, hızlı tren projelerinden Bilişim Vadisi’ne kadar pek çok konuya değinen Babacan özetle şu mesajları verdi:
“Ankara’nın profili çok hızlı bir şekilde yükseliyor. ‘Türkiye’nin başkentini görsem’ diyen şu anda milyonlar var dünyada. Geçenlerde iller arası rekabetçilik endeksi yayınlandı. Burada dört kriter var. Erişilebilirlik, ticaret becerisi, yenilikçilik uygulamaları ve yaşam kalitesi. Ankara toplam endekste ikinci sırada. Ankara tüm alt endekslerde birinci sıradayken, erişilebilirlikte dördüncü sırada. Erişilebilirlikte ne var haberleşme ve ulaştırma var.
Ulaşım geride
Haberleşmede bir sorunumuz yok. Türkiye’nin en modern internet alt yapısı Ankara’dadır. Bilişim teknolojisinde Türkiye’nin merkezi konumunu kazanmış ODTÜ ve Hacettepe üniversiteleri var. Demek ki, geriye kalıyor ulaşım. Ankara’nın tüm illerine göre birincilikten ikinciliğe çeken ulaşım konusu var. Biz önümüzdeki dönemde Ankara’nın ulaşımına özel bir önem vermeye karar verdik.
3 milyar TL kaynakAnkara’nın öncelikle metro konusunu ele aldık. Hükümet Başkent’te yarım kalan metroların yapımını devraldı. Yaklaşık bedel olarak 3 milyar TL civarında bir rakamla yarım kalan metro projelerinin tamamlanabileceği kanaatine ulaştık. Yaklaşık 44 kilometre olan bu metro hatlarını iki yıl içerisinde bitirebileceğimizi planladık.
Söz sahibi olmak isteriz
İşletmesini belediye yapacak. Ulaştırma Bakanlığı zor yapar. Belediyenin hali hazırda çalışan otobüs hattıyla uyumlu olması ve tek elden yönetilmesi gerekir. Belki işletecek şirketin yapısında belki biraz söz sahibi olmak isteyebiliriz. Çünkü merkezi hükümet bu kadar kaynak aktarıyor, para bağlıyor, yani işletmeciliğin de rasyonel olmasının bir bakıma bir kontrolü açısından işletmecilikte yönetimsel anlamda o noktada biraz dahil olabiliriz. Melih Bey’e de bunu sezdirdim. Yani ‘Bu kadar para bağladıktan sonra merkezi hükümet olarak rantabl olması açısından söyleyeceğimiz işler olur’ dedim.
Hızlı trenin merkezi olacak“ANKARA’nın şehirlerarası ulaşımı da önemli. Ankara-Eskişehir hattı İstanbul’a kadar uzayacak ve 2013’e kadar bitecek. Asıl önemli olan hatlar Ankara, Afyon, Uşak, İzmir hattı. Bir başka önemli hat da Ankara’yı Kars’a bağlayan diğer hat. Ankara, Yozgat, Sivas, Erzincan, Kars. Dwolayısıyla İzmir’den Kars’a kadar olan hızlı demiryolu projesi tam merkezden Ankara’dan geçmiş oluyor. Ankara başkent sadece idari merkez değil, aynı zamanda Türkiye’nin hızlı demiryolu sisteminin tam merkezi haline gelecek.”
Başkent’in yolları mükemmel değilDEVLET Bakanı Ali Babacan, Ankara’da sağanak yağmurun ardından
trafik sıkışıklığı yaşanmasıyla ilgili bir soruya da şu yanıtı verdi:
“Genelde trafik sıkışıklığı trafik kazalarından kaynaklanıyor. Ancak şunu da kabul etmek lazım. Ankara’nın yol problemi yok, yağmur problemi yok, caddeler yollar mükemmel diyemiyoruz. Onu kabul etmek lazım. Fakat Ankara büyüyor, gelişiyor. Her sene 200 bin civarında nüfusu artıyor.”
AŞTİ de Akyurt da olurANKARA Ticaret Odası yeni yönetim kurulu beni ziyarete geldi. AŞTİ merkezi bir konuma sahip. Şehir trafiğine de fazla bir ilave yük getirmeden burası fuar merkezi olabilir diye önerdiler. Binayı öylece koruyup fuar merkezi haline getirmek düşünülebilir. Bu işe Büyükşehir Belediye başkanımız da henüz karar noktasında değil ama genelde sıcak bakıyor. Ancak, Akyur’taki fuar alanı çok daha geniş. Bu biraz daha şehir merkezinde düzenlenecek fuarlar için uygun bir konum olurken, Akyurt’taki biraz daha uzun vadeli sadece bir Ankara projesi değil Türkiye projesi olarak bakmak lazım. Bunlar birbirini dışlayan projeler değil. Birisi olursa öbürü olmaz diyeceğimiz projeler değil.
Bilişim İstanbul’daBİLİŞİM Vadisi üzerine biz de çalıştık, Ankara Kalkınma Ajansı da çalıştı. Bilişim Vadisi teknokentin çok ötesinde bir proje. Komple bir bölgenin bu işlere tahsisiyle alakalı. Bu Bilişim Vadisi’nin ilk Bilişim Vadisi diyeceğimiz projenin daha önce Başbakanımızın İstanbul’da belirlediği bir bölgede yapılacağı, ancak ilkinden sonra diğer illerde olabileceğiyle ilgili bir yaklaşım var. Yani o İzmit de değil, Ankara da değil. Bu finans merkezi gibi değil. Finans merkezi dediğimizde herşey bir noktada. Ama Bilişim Vadisi dediğimiz konu ilki olduktan sonra ikincisi üçüncüsü farklı illerde olabileceği proje. İşin özüne baktığınızda teknokentlere verdiğiniz desteğin aynısını Bilişim Vadisi’ne veriyorsunuz. Coğrafi yapılanmayla ilgili bir tanım meselesi bu. Yoksa Ankara’nın teknokentleriyle teşvik açısından İstanbul’daki Bilişim Vadisi’nin arasında bir fark yok.