Oluşturulma Tarihi: Haziran 02, 2008 00:00
Patron Patrona bu hafta inşaat sektörünü masaya yatırdı ve Türkiye Müteahhitler Birliği Başkanı M.Erdal Eren’i konuk etti. Eren, TOKİ’nin konut üretimine ilişkin eleştirilerle ilgili olarak, "Kim ne derse desin önemli işler yapıyorlar. ’Hazine arazisinde konut yapıyorlar, tabii ucuza yaparlar’ diyenler var. Ancak şu bir gerçek ki, Varto’da da TOKİ dışında kimse konut yapmıyor" dedi.
Türkiye Müteahhitler Birliği hakkında bilgi verir misiniz? Hangi tür müteahhitleri üye yapıyorsunuz? Üyelik kriterleriniz nedir?
- Türkiye Müteahhitler Birliği bağımsız, kar amaçlı olmayan, dernek statüsünde bir meslek kuruluşudur. 1952’de kurulmuştur. Türk inşaat-taahhüt sektörünün önde gelen firmalarından oluşan 143 üyesi bulunmaktadır. TMB üyelerinin Türkiye’de faaliyette bulunan ve 200 bin kadar olduğu tahmin edilen müteahhit sayısı içerisindeki payı oransal olarak binde birden daha azdır. Buna karşın TMB üyeleri Türkiye’deki inşaat taahhüt işlerinin yüzde 70’ini Türk müteahhitlerin yurt dışındaki işlerinin yüzde 90’ını gerçekleştirmektedirler.
TMB üyeleri yetmişli yılların başlarından bugüne kadar geçen sürede 69 ülkede 4000’i aşkın proje gerçekleştirmişlerdir. Bunların toplam bedeli 100 Milyar Dolar’a yaklaşmıştır.
İnşaat sektörünün uluslararası düzeyde tanınmış yayınlarından "Engineering News Record" (ENR) dergisi tarafından her yıl bir önceki yıldaki yurtdışı müteahhitlik geliri esas alınarak belirlenen "Dünyanın En Büyük 225 Müteahhidi" arasında 2007’de 22 Türk firması yer almıştır. Bu sayı itibariyle Türkiye ABD ve Çin’den sonra üçüncü konumundadır. Söz konusu 22 firmanın 20’si TMB üyeleridir.
Türkiye Müteahhitler Birliği yeni üye alımında epeyce seçici bir kuruluştur. Hem üyeliğe giriş belirli yetkinlik kriterlerine tabidir, hem de üyeliğin devamı süresince birliğin etik kurallarına uymak zorunluluğu vardır. En son olarak da üye adayının üyeliğe kabulü, yönetim kurulunun oybirliği kararına bağlıdır.
Ankara’daki müteahhitlerin Türk inşaat sektöründeki yeri ve ağırlığı hakkında neler söylersiniz?
- Türkiye’de yap-satçı olarak adlandırılan kesim de dahil olmak üzere "Ben müteahhidim" diyerek kartvizit verebilen 200 bin kadar müteahhit faaliyet göstermektedir. Bunların ne kadarının Ankara’da oldukları konusunda birliğimizde istatistik bulunmamaktadır. Türkiye Müteahhitler Birliği üyeleri söz konusu olduğunda 143 üyemizin yaklaşık üçte ikisinin merkez büroları Ankara’da, üçte birinin büroları ise İstanbul başta olmak üzere diğer illerde bulunmaktadır.
TOKİ’nin yaptığı inşaatlar üyelerinizi nasıl etkiliyor? Gerçekten haksız bir rekabet söz konusu mu?
- TMB üyelerinin büyük çoğunluğu konut inşaatlarından ziyade büyük ölçekli altyapı ve sanayi yapıları alanında faaliyet göstermektedirler. TOKİ’den iş alanlar sayıca üçü beşi geçmemektedir. Diğer taraftan TOKİ tarafından inşa edilen konutların çok büyük bir bölümü orta ve alt gelir grubuna hitabeden sosyal konut niteliğindedir. Üyelerimizin bu alandaki iş fırsatlarına ilgisiz kalacaklarını söylemek elbette mümkün değildir. Ancak TOKİ ihalelerine katılan müteahhitlik firmalarının kaliteden ödün vermek pahasına sürdürdükleri fiyat kırma yarışının üyelerimize çoğu zaman geçit vermediği de bir gerçektir.
TOKİ’nin zaman içerisinde konut üretiminden çekilmesini bizler de arzu ediyoruz. Sayın TOKİ Başkanı da bu yönde açıklamalar yapıyorlar. Ancak Türkiye’nin mevcut konut açığı ve tüketicilerin ödeme gücü dikkate alındığında TOKİ’nin daha bir süre konut üreticisi olmaya devam edeceği de görünüyor. TMB üyeleri olarak bizler TOKİ’nin rekabet yarattığını, ancak bu rekabetin TOKİ’nin kendi kurumsal politikası açısından ele alındığında kısmen de olsa haklı nedenleri bulunduğunu, esas haksız rekabetin TOKİ’nin açtığı ihalelerdeki fiyat kırma yarışı nedeniyle müteahhitler eliyle yaratıldığını düşünüyoruz. Ben şahsen TOKİ’nin bazı uygulamalarını beğenenlerdenim. Kim ne derse desin önemli işler yapıyorlar. "Hazine arazisinde konut yapıyorlar, tabii ucuza yaparlar" diyenler var. Ancak şu bir gerçek ki, Varto’da da TOKİ dışında kimse konut yapmıyor.
Yurtdışı Müteahhitlik Hizmetleri konusunda neler söylersiniz?
- Öncelikle, 2004 yılında Türkiye Müteahhitler Birliği için "İnşaat Sektörü Stratejik Planı" raporunu hazırlamış olan akademisyenler grubunun "Kişi başına milli geliri Türkiye kadar olan başka hiç bir ülkede, rekabet gücü Türk inşaat sektörü kadar yüksek bir inşaat sektörü bulunmadığı" şeklindeki teşhisini ve bundan duyduğumuz gururu paylaşmak istiyorum.
Türk müteahhitlerince çeşitli ülkelerde üstlenilen işlerin 2002’de 1.7 milyar ABD Doları olan toplam tutarı beş yılda 12 kattan fazla bir artışla 2007’de 19.5 milyar Dolar’a ulaşmıştır. Son 37 yıllık sürede yurtdışında üstlenilen toplam iş tutarı ise 105 milyar Dolar’a yaklaşmıştır.
Petrol ihraç eden ülkelerdeki yatırımların artması, kamu ihale sisteminde varlığını sürdüren aşırı düşük teklif sorununun nitelikli firmalarımızın iç pazardan dışlanmalarına ve yabancı ülkelere yönelmelerine neden olması gibi faktörler yurtdışı müteahhitlikte kaydedilen hızlı gelişmede elbette etkili olmuştur. Ancak şurası muhakkak ki en temel başarı faktörü müteahhitlerimizin yüksek rekabet gücüdür.
Türk müteahhitlerin rekabet gücünün temelinde; uluslararası standartlardaki hizmeti rakiplerden daha uygun fiyatlarla sunmak, risk alma kapasitesi, dinamizm, üretim kalitesi, proje yönetim becerisi, teknolojik yenilik, sözleşme hükümlerine bağlılık, Türkiye’nin coğrafi konumundan kaynaklanan lojistik avantajlar ve çevre ülkelerdeki iş ortamlarına aşinalık bulunmaktadır.
Ancak Türk insanına başka ülkelerin bütçeleri ile istihdam yaratmak, Türk inşaat sanayine ihracat kapıları açmak, ülkemize döviz getirmek hedefi meslektaşlarımız için çok da kolay ulaşılır bir hedef olmamıştır. İşlerimizin çoğunu canı kıymetli, riski sevmeyen batılı devlerin gitmek istemedikleri; istikrarsız ve güvenliği olmayan bölgelerde gerçekleştirdik. Sadece son üç yıl içerisinde Afganistan ve Irak’taki şantiyelerimizde patron, mühendis, işçi ve şoförlerimiz dahil 50’ye yakın şehit verdik.
Bugün geldiğimiz noktada, yurtdışı müteahhitlik hizmetlerinin yüzde 90’ını gerçekleştiren Türkiye Müteahhitler Birliği Üyeleri, Rusya, Ortadoğu, Kuzey Afrika, Orta Asya ve Balkanlarda önemli pazar paylarına sahip olmakla ün yapmışlardır. Yüksek müşteri tatmini, güvenilir iş ortakları olmaları, yerel iş çevrelerine olan aşinalıkları, her tür ve kategoriden çok çeşitli projeleri gerçekleştirmekteki başarıları, kaliteli Türk işgücünü ve inşaat malzemesi kullanmaları bir yandan mevcut pazarlarda daha güçlü konumlara gelmelerini sağlamakta, diğer yandan yeni pazarlara doğru yollarını açmaktadır.
Katar, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri başta olmak üzere petrol zengini ülkelerdeki çoğalan iş fırsatları paralelinde müteahhitlerimizin bunlardan yararlanma düzeyinin çok hızlı bir yükselme trendi içerisine girmiş olması bizi memnun etmektedir. Bu gelişmelerin de ışığında mevcut pazarlardaki payımızı arttırmaktaki ve yeni pazarlara açılmaktaki yüksek temponun sürdürüleceğine ve yurtdışı müteahhitlikte 2008 için belirlediğimiz 25 milyar Dolar hedefine ulaşacağımıza inanıyorum.
Sigorta sistemi etkin bir şekilde işletilemiyor
Yapı Denetimi Kanunu müteahhitleri nasıl etkileyecek?
Türk inşaat sektörünün bir numaralı sorununun yapı üretimindeki kalitesizlik olduğunu ve bu soruna yol açan nedenleri her vesileyle dile getiren ve çözümlerini hem kamuoyunun hem de yetkililerin dikkatlerine sunan bir lider meslek kuruluşu olarak Türkiye Müteahhitler Birliği, Yapı Denetimi de dahil, amacı kaliteyi arttırmak olan her türlü düzenlemeyi takdirle karşılamakta ve desteklemektedir. Ancak bu düzenlemelerin amacı gerçekleştirmekte ne kadar etkin oldukları ayrıca değerlendirilmesi gereken bir husustur. Bu değerlendirmede üzerinde önemle durulması gereken iki konudan biri yasa ve yönetmeliklerin içerik ve kapsam itibariyle yeterliliği, diğeri ise bunları uygulayacak olan kuruluşların yetkinliği ve donanımlarıdır. Yapı Denetimi Yasası bu bakış açısıyla ele alındığında bizce en temel eksiklik yasanın 19 ili kapsıyor olması ve sigorta sistemini etkin bir şekilde işletmekte yetersiz kalmasıdır. Uygulamaya gelince. Yapı denetimi firmaları eliyle yapılan denetimin etkinliğinin ölçülmesine ve üst denetim kuruluşları tarafından gözetim altında tutulmasına ihtiyaç vardır. Halen çok sayıda yapı denetimi firmasının kimi zaman meslek disiplinine ve etiğine gölge düşüren bir biçimde faaliyet gösteriyor olması hem bu gözetimin önemini arttırmakta hem de söz konusu firmalar için de bir akreditasyon sistemi getirilmesini zorunlu kılmaktadır.