Selma BIYIKLI/A.A.
Oluşturulma Tarihi: Aralık 16, 2008 00:00
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Uğur Bengisun, tek başına varisin bir risk faktörü olmadığını, ancak başka faktörlerle birleşince hayati risk oluşturabileceğini belirterek, "Kişinin varislerinin olması ve hareket kısıtlılığı, önemli bir risk faktörüdür" dedi.
Bengisun, toplardamarın uzayıp kıvrılması, genişlemesi ve deri altında mavi-yeşil kesecikler halinde belirginleşmesi şeklinde ortaya çıkan varislerin en yaygın görülen damar hastalıklarının başında geldiğini söyledi.
Varislerin erken safhada tedavi edilmesinin büyük önem taşıdığını ifade eden Bengisun, başlangıçta küçük kılcal damarlardaki mavi-yeşil renkteki damar genişlemelerinin, ileri safhalarda kahverengi renge dönüşüp varis ülserlerine dönüşebildiğini bildirdi.
Yeterli toplumsal bilinç oluşmadığı için bu tür rahatsızlıkların göz ardı edildiğini anlatan Bengisun, hastada belirgin bir ağrı ortaya çıkmadıkça sorunun önemsenmediğini, bunun da hastalığın ilerlemesine yol açtığını söyledi.
Bengisun, şunlara dikkati çekti:
"Tek başına varis bir risk faktörü değildir. Ancak başka faktörlerle birleşince hayati risk oluşturabilir. Kişinin varislerinin olması ve hareket kısıtlılığı önemli bir risk faktörüdür. Dizler bükülü durumda uzun süre oturulursa, bacaktaki derin toplardamarda pıhtı oluşabilir. Bu pıhtıdan kopan parçanın akciğere ulaşarak ani solunum yetmezliği ortaya çıkmasıyla kişi hayatını kaybedebilir. Kopan pıhtının büyük olması, ölüm riskini artırır."
Menopoz sonrası ya da meme kanserinde hormon tedavisi ile gebeliğin varise neden olabileceğini kaydeden Bengisun, "Genetik açıdan toplumumuzun yüzde 5’inde kan pıhtılaşmasına meyil söz konusu. Bu durum söz konusu faktörlerle birleşince, varis oluşumu daha kolaylaşabiliyor" diye konuştu.
Büyük bir ameliyat geçirmesi gereken hastalarda, varis ya da kanın pıhtılaşması sorununun bulunması durumunda da riskin yüksek olduğuna işaret eden Bengisun, bu riskle karşı karşıya olan hastaların ilgili uzman tarafından değerlendirilerek, altta yatan nedenin giderilmesinin yer7inde olacağını söyledi.
Varisin, cerrahi operasyonun yanı sıra, damar içi lazer yöntemiyle tedavi edilebildiğini belirten Uğur Bengisun, bu yöntemin genel anestezi gerektirmediğini, iş gücü kaybını önlediğini ve hastanede kalış süresini azalttığını kaydetti.
Hastaya lokal anestezi uygulanarak gerçekleştirilen lazer yöntemiyle bacağın iç yüzeyi ve üst kısmının uyuşturulduğunu belirten Bengisun, özel bir kataterle (ince plastik boru) içine girilen varisli damarın ultrason altında işaretlenerek yok edildiğini anlattı.
Uzun süre hareketsiz kalmayın
Bengİsun, varis sorunu yaşayanlara şu önerilerde bulundu:
Æ İş yerinde çalışırken veya uzun yolculuklarda hareketsiz kalmamalı, bacak hareketleri yapıp, sık sık mola vermeliler.
Æ Fazla kilosu olanlar kilo vermeli.
Æ Ağrıları artanlar soğuk suyla duş almalı.
Æ Sıcağa maruz kalmamalı.
Æ Fizik tedavi yaptırmamalı.
Æ Ayakta uzun süre çalışanlar topuklu ayakkabı giymemeli.