Güncelleme Tarihi:
Valilik binası 93 yıllık tarihi içinde saklayan bir mekân. Uzun süre Sağlık Bakanlığı olarak kullanılmış. Ankara Valiliği, bu binaya taşınmadan önce aslına uygun olarak bina restore de edilmiş. Giriş kapısından içeri girdiğinizde sizi gösterişten uzak bir sergi karşılıyor. Bu sergi Ankara’nın ‘bayındırlık tarihi’ni içinde barındırıyor. Bina, restore edilirken düşünülmüş kalıcı bir Ankara sergisi. Hem protokol ziyaretçilerinin hem de valiliğe gelen vatandaşların görmesi istenmiş olmalı ki bina girişinden geçince Ankara, tarihiyle, kültürüyle karşımıza çıkıyor. Ankara’nın bugüne nasıl geldiğine, hangi tarihi evrelerden geçtiğine hemen tanık oluyorsunuz.
ANKARA’NIN TARİHİNİ GÖRMEK MÜMKÜN
İyi işleri gördüğümüzde ‘bu işte bir kuyumcu titizliği’ var denir. Bu sergi de her şey en ince ayrıntısına kadar düşünülerek dizayn edilmiş. Aydınlatması bile o kadar güzel düşünülmüş. Her belgeyi tıpkı bir kuyumcunun altınlarını aydınlatır gibi ışıtıyor. Ziyarete sunulan eserlerde o değerde. Sadece Ankara var bu sergide. Ankara’nın imarını ve tarihi serüvenini sergilenen yazılı ve görsel eserlerde görmek mümkün. Cumhuriyet’in ilk dönemlerini ve Osmanlı dönemini de içine alan devlet yazışmalarını görebilirsiniz. Eserlerde Mustafa Kemal Atatürk imzası görülebilir, yine dönemin padişahının imzası ve mührü de. Ankara’mızın 100. yılının sadece bugünle olmadığını görüyoruz. Geçmişini bilmeyen geleceğini inşa edemez. Ankara Valilik Binası’nın giriş kapısının bulunduğu mekânda sergilenen eserler günümüz Türkçesi metinler ve el yazmaları... Ankara’nın bozkırdan nasıl bir şehir haline geldiği görülmekte.
O BÜYÜK YAZARLARDAN ÖĞRENİYORUZ
Cumhuriyet’in ilk dönemlerinde Ankara’ya Elmadağ’dan getirilen içme suyunun getiriliş öyküsü, sokakları temizleyen temizlik işçilerine verilen iaşe bedelinin hangi kalemden ödendiğine ait belgeler, yine cumhuriyet döneminde belediye reisi olarak bilinen, önceleri şehreminin başkanlığında toplanan belediye meclisi tutanaklarından örnekler. Ankara’nın meşhur Jansen imar planı konusunda değişik görüşleri de burada görmek mümkün. Ankara’daki ilk yerleşim yerleriyle ilgili bilgileri Yakup Kadri’nin Ankara’sından ya da Falih Rıfkı Atay’ın Zeytindağı’ndan öğrenebilirsiniz. Çankaya sırtlarını, Etlik, Çiftlik, Keçiören bağları, Cebeci, Yenişehir ya da Tacettin Mahallesi... Ve keskin bir ışık halinde Ankara Kalesi’ni görürsünüz. Ankara’yı hep o büyük yazarlardan öğreniyoruz...
NE KADAR GURUR DUYSAK AZDIR
Serginin son bölümde bir kitaplık var; ‘Ankara Kitaplığı.’ İlginç olan kitapların kapaklarında bir şey göze çarpıyor. Kitapların adı ‘Ankara’, hepsi başkenti anlatıyor. Ankara’yı anlatan başucu kitaplarından üç kitap oradaydı. Ahmet Hamdi Tanpınar, Beş Şehir’inde Ankara’yı Yunus misali ete kemiğe büründürür. Falih Rıfkı Atay’dan Bahçelievler izlenimleri... Ahmet Hamdi Tanpınar’ın burçlarında bayrağımızın dalgalandığı Ankara Kalesi izlenimleri... Valilik salonundaki sergi, Ankara’nın binbir emekle, alın teriyle imar edildiğini anlatıyor. Vitrindeki her belge bugüne ışık tutuyor. Bir bölümünde altyapıya ait bir belgeler sıralanmış, başka bölümünde imar planı, başka bir yerde Hacı Bayram Camii ile ilgili kararlar görülür. Ankara’nın ilk imarı ve Jansen’in planının iz düşümü karşımıza çıkar. Jansen’in Ankara için yaptığı planlar ve yazışmaları görmek mümkün. Dönemin Ankara Belediyesi’nin bir yarışmayla bu imar planını hazırlama görevi verdiği Jansen’in Atatürk'le görüştüğü de bu sergideki yazışma örneklerinde var. Osmanlı dönemi yöneticilerinin Ankara ziyaretleri de sergide görülmekte. Özellikle açılmış bir sergi değil. Ankara Valiliği’ne gelen yerli ve yabancı konukların başkent tarihini bilmeleri için hazırlanmış sembolik bir sergi. Başkent tarihi ve kültürel kimliğinin kısa özeti. Bu sergi Ankara’nın 100. yılda nereden nereye geldiğini anlatıyor. Başkentimizle ne kadar gurur duysak azdır... Gidin, görün ve okuyun, Ankara’yı anlayın...