Oluşturulma Tarihi: Ağustos 25, 2010 00:00
Ramazan ayında oruç tutan kişilerin sık sık başağrısı şikayetinden yakındıkları görülür. Uyku düzenindeki değişiklikler ve sağlıklı beslenme kurallarına bağlı kalamamak şiddetli baş ağrılarının en önemli nedenini oluşturuyor.
NORMAL zamanlarda baş ağrısı yaşamayanlar bile ramazanda başağrısından şikayet edebiliyor. Migreni bulunanlarda ise durum daha dayanılmaz bir hal alıyor.
Ramazanda şiddetli başağrısı, migren krizi nedeniyle nöroloji polikliniklerine ve acil servislere başvuruların arttığını söyleyen Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Murat Sümer, “Ramazan aylarında migren sıklığı artmaktadır. Bunun nedeni oruç tutan migren hastalarında, uzun süren açlık periyodlarının migren ataklarını tetiklemesidir. Bu nedenle migren hastaları oruç tutacaklarsa sahura kalkmaları, böylece açlık periyodunu kısaltmaları daha uygun olacaktır” dedi.
Belirli aralıklarla ortaya çıkıyorMigrenin, belirli aralıklarla ortaya çıktığını, ışık ya da gürültü ile artış gösterdiğini belirten Sümer, şu bilgileri verdi:
“Tipik olarak migren atağı 4-72 saat sürelidir ve ağrı başladıktan 2-12 saat sonra tepe şiddetine ulaşır. Sıklıkla ağrı tek taraflıdır, zonklayıcı özellik gösterir. Migrende başağrısı yürümek ya da öne eğilmek gibi fiziksel aktiviteler ile şiddetlenir. Toplumun önemli bir kesimini etkileyen migren, iş gücü kaybına yol açan rahatsızlıkların da başında yer almaktadır. Günlük işleri engelleyecek derecede şiddetli olması, migreni diğer başağrısı tiplerinden ayırır. Migren hastalarının bir bölümünde aura olarak tanımlanan ve sıklıkla görme bozuklukları şeklinde ortaya çıkan belirtiler başağrısına öncüllük eder.
Ramazan migren ataklarını tetikliyorRamazan aylarında migren sıklığı artmaktadır. Bunun nedeni oruç tutan migren hastalarında, uzun süren açlık periyodlarının migren ataklarını tetiklemesidir. Bu nedenle migren hastaları oruç tutacaklarsa sahura kalkmaları, böylece açlık periyodunu kısaltmaları daha uygun olacaktır. Diğer yandan sahura kalkmanın yol açtığı uyku bölünmesi ve uyku düzenindeki değişikliklerin de migren ataklarını tetikleyebileceği bilinmelidir. Tetik faktörler açısından sorunu bireyselleştirerek ona uygun davranmak (atakları uykusuzlukla ortaya çıkan hastanın gece sahura kalkmaması gibi) akılcı olacaktır.
Kafein alımını sınırlamak önemliKafein alımının sınırlanması ve düzenli egzersiz de migrende atak sıklığını azaltabilir. Bu nedenle yorucu olmayan yürüyüşler yararlı olabilir. Migren ataklarında ağrı kesicilerin atağın erken dönemlerinde alınması, ağrı kontrolü açısından daha etkindir. Ancak oruç tutanlarda bu mümkün olmayacağı için ataklar şiddetli olabilir. Bu durumda loş ve gürültüsüz bir ortamda istirahat etmek ve mümkünse uyumak başağrısını yatıştıracaktır. Hekimleri tarafından, migren atak sıklığının azaltılması amacı ile koruyucu tedavi önerilen hastaların bu dönemde tedavilerini aksatmamaları önerilir. Bunların yanı sıra iftar zamanı ağır yiyeceklerden kaçınılmasının, genel sağlık açısından olduğu kadar başağrısı kontrolü açısından da önemli olduğu bilinmelidir.
Başağrısının ilacı yarım saat uyku molasıAÇ ve susuz kalmanın insan vücudunda bir takım ağrılara neden olduğunu ifade eden Sümer, “Özellikle baş ağrıları oruç tutanları ciddi şekilde etkiliyor. Ancak bu ağrılar meydana geldiğinde orucunuzu bozmadan ağrılarınızı gidermeniz mümkün. Bu noktada hastalarımıza nefes egzersizlerini ve bulunduğu ortamda sessizlik yaratıp, yarım saat uyumalarını öneriyoruz. Bir önemli nokta da migreni tetikleyen yiyeceklerden uzak durulmasıdır” dedi.
Sıvı tüketimine dikkatGASTROENTEROLOJİ Uzmanı Dr. Ali Tüzün sıvı tüketimine dikkat edilmesi gerektiğini söyledi.
Geleneksel iftar ziyafetinin tüm vücuda ağır bir yük getireceği öne süren Dr. Ali Tüzün, iftarda yeterli sıvı tüketilmesi gerektiğini, yağlı hamur işi gıdalardan ve mideyi fazla doldurmaktan kaçınılmalı gün içinde susuzluğa, sıvı kaybına neden olmamak için fazla tuzlu ya da ağır tatlı gıdalar kesinlikle alınmamalıdır. Reflü ve gaz sıkıntısına yol açmamak için sahurdan sonra yarım saatten önce hemen yatmamak uygundur.”
Çubuk’ta renkli etkinlikÇUBUK
Atatürk Parkı’nda gerçekleştirilen “Ramazan Akşamları” vatandaşlardan yoğun ilgi görüyor.
Çubuk Belediye Başkanı Lokman Özden, Atatürk Parkı’nda düzenlenen etkinliklerle, ramazanın Çubuk’ta dolu dolu yaşandığını belirtti. Çubuk’un son yıllarda yapılan alt yapı yatırımlarıyla daha da çok gelişip güzelleşeceğinin altını çizen Özden, ortaya çıkan başarının birlikte hareket etmenin sonucu olduğunu belirtti.
Bütün vatandaşları ramazan etkinliklerini izlemeye davet eden Özden, “Belediye olarak halkımızın ramazan ayını en iyi şekilde değerlendirmesi için böyle etkinlikler düzenledik” dedi.
Çubuk Belediyesi tarafından bu yıl ilki gerçekleştirilen ramazan etkinliğine vatandaşlar yoğun ilgi gösterirken programa binlerce kişi katıldı. Atatürk Parkı’nda yapılan etkinliklere katılan vatandaşlar düzenlenen etkinlikleri izleyerek keyifli anlar geçirirken, şiir sunumları ve konserlerin de yer aldığı şenlikte çocuklar arasında yapılan yarışmalar büyük ilgi gördü.
Huzurevinde iftar yemeğiETİMESGUT Kaymakamlığı tarafından Etimesgut Belediyesi Huzurevi sakinleri için iftar programı düzenlendi.
İftara Kaymakam Recep Erkılıç, Belediye Başkanı Enver Demirel ve huzurevinde kalan yaşlılar katıldı. Demirel ve Erkılıç iftar öncesinde yaşlıların ellerini öperek hal ve hatırlarını sordular. Ezanın okunmasıyla hep birlikte iftar yapıldı.
İftar sonrası yaşlılarla birlikte koyu bir sohbete koyulan Kaymakam Erkılıç ve Başkan Demirel, yaşlıların anılarını dinlediler. Keyifli iftar sofrasında çaylarını yudumlayan yaşlılar, gençlik anılarını anlattılar. Zaman zaman duygulanan yaşlıları teselli eden yine Kaymakam Erkılıç ve Belediye Başkanı Demirel oldu.
Ramazan mahyalarla renklenirRAMAZAN ayının gelmesiyle göze çarpan en büyük değişiklik kuşkusuz mahyalar. Türkiye dışında diğer Müslüman ülkelerde bulunmayan mahya geleneği, ramazana renk katıyor. İlk mahyanın ne zaman kurulduğu tam bilinmiyor. Bir kaynağa göre mahya, 2. Selim döneminde (1566-1574), bir diğerine göre ise 1617 yılında Sultanahmet Camisi’nde ilk kez kullanıldı. Osmanlı döneminde yağ kandilleri ile yapılan mahyalar, günümüzde elektrik ampulleri ile yapılıyor. Eskiden mahyacılık, büyük bir ustalık isteyen gerçek bir sanat dalıydı. Bu alanda yetişmiş büyük ustalar, yerlerini alacak olan çıraklara işin bütün inceliklerini öğretirlerdi. Mahya kurmak için, caminin en az iki minareli olması gerekir.