Güncelleme Tarihi:
Kutu kutu pense
“Çocuk Oyunları” başlıklı kitapta, hemen hemen tüm çocukların bildiği “Aç Kapıyı Bezirgan Başı”, “Birdirbir”, “Körebe”, “Kutu Kutu Pense”, “Yağ Satarım Bal Satarım”, “Yakan Top”, “Uzun Eşek”, “Topaç”, “Köşe Kapmaca” gibi oyunların yanı sıra “Hımbıl”, “Gece Kemiği”, “Arabistan Buğdayları”, “Cumbara”, “Çömçe Gelin”, “Farfara Filli”, “Yumurta Yuvarlaması”, “Tikoça”, “Kıskanç Tavuklar” gibi yöresel oyunlar da yer alıyor. Kitapta, oyunların nerelerde, nasıl, kaç kişiyle oynanacağı görsel olarak ve tekerlemeler eşliğinde anlatılıyor.
Oyun akıldadır
Genellikle oyun başlatılırken yapılan “sayışmaca” örneklerine de yer verilen kitapta, Mevlana’nın “Oyun aslında akıldadır, ancak çocuk oyunla akıllanır”, J.J. Rousseau’nun “Önce çocuğun duyu organları eğitilmelidir. Bu da ancak oyunla olur”, Eflatun’un, “Çocuk oyunla büyümelidir”, Chiller’in “Güzel sanatın başlangıcı oyundur”, Groos’un “Oyun hayata hazırlıktır”, Einstein’ın “Hayat=İş oyun”, Goethe’nin “Çocuk oynayarak öğrenir, ciddiyet karşısında şaşırır” sözlerine de yer veriliyor.
Sanalda şiddet var
MEB İlköğretim Genel Müdürü İbrahim Er, kitabın önsözünde oyunun çocuklar için taşıdığı öneme vurgu yaptı. Toplumun kültür zenginliğinin bir göstergesi olan çocuk oyunlarının nesiller arasında bağ kurarak kültürün gelecek nesillere aktarılmasına imkan sağladığını belirten Er, çocuğun, oyunun hem uygulayıcısı hem de aktarıcısı olduğunu kaydetti.
“Çocuklarımız oynadıkça bu değer yaşayacaktır” diyen Er, “Şiddet içeren bilgisayar oyunları çocuklarımızın sevgi, şefkat, merhamet duygularının körelmesine, oynadığı oyunlardaki gibi can yakma ve zarar verme gibi davranışların ön plana çıkmasına; paylaşma, iş birliği, grup içi fedakarlık gibi duygularının ise gelişmesine engel olmaktadır” hatırlatmasında bulundu.
Çocuklar da huzuru yogayla yakalıyor
YOGA ile çocukların stresten arınacağını ve öğrenme potansiyellerinin artacağını belirten Sudoku Anaokulları Müdürü Derya Özer, çocukların küçük yaşlarda yogayla tanışması gerektiğini söyledi. Türkiye’de çocuk yogasına olan ilginin az olduğunu ifade eden Özer, zamanla bunun aşılacağını vurguladı.
Günümüzde yetişkinlere oranla çocukların daha çok rahatlamaya ihtiyacı olduğunu vurgulayan Özer, “Sınav stresi, ebeveynlerin beklentileri çocukları küçük yaşlarda büyük kaygıların kollarına atıyor. İşte tam da bu noktada çocukları yoga ile tanıştırmak gerekiyor. Sevgiyi, paylaşmayı, barışı ve kardeşliği yoga ile öğrenen çocuklar, geleceğe daha umutla bakıyor” dedi.
Çocuğun yaratıcılığının ve farkındalığının yoga eğitimleri ile birlikte artış gösterdiğini kaydeden Özer, şunları söyledi:
Oyunla eğitim
“Yoga ile bir çocuğun öğrenme kapasitesi uyarılır ve bu uyarı eğitim için kullanır. Çocuklar hareketle, izleyerek, dinleyerek, şarkılar söyleyerek bilgileri alır ve değerlendirir. Bütün bu öğrenme şekilleri çocuğun akıl, beden ve duygularını geliştirmesine yardımcı olur.