Güncelleme Tarihi:
* Ceren Yalazoğlu Karakoç: “Biz bu süreci arınma, kendimizle baş başa kalma, keyif aldığımız şeyleri yapma kampı olarak düşünüyoruz.
- Bu süreçte nerede vakit geçiriyorsunuz?
* Ceren Yalazoğlu Karakoç: İstanbul’a yeni taşındık. Bu süreçte yeni evimizin ve yeni hayatımızın tadını çıkarıyoruz.
* Osman Karakoç: Tabii ki evdeyiz. Mümkün olduğu kadar evden çıkmıyoruz. Temel ihtiyaçlar eksildiğinde, haftada bir ya da iki kez dışarı çıkıyoruz.
- Evde vakit geçirmekten keyif alır mıydınız? Bu süreç sizi nasıl etkiledi?
* Ceren Yalazoğlu Karakoç: Biz zaten bayağı evcimen bir çift olduğumuz için açıkçası hiç zorlanmıyoruz. Bütün günümüz hemen hemen programlı. Tek özlemimiz güzel havalarda sahilde yürümek ve tabii ki beraber vakit geçirmekten zevk aldığımız dostlarımız.
* Osman Karakoç: Aslında bu anlamda çok da bir şey değişmedi bizim hayatımızda. Zaten çoğunlukla evde vakit geçirdiğimiz için hiç zorluk çekmedik, çekmiyoruz. Tabii bu sürecin bitmesi ümidini ve isteğini içimizde tutarak evin tadını çıkarıyoruz. Evde vakit geçirmeyi ben her zaman çok severim.
* Ceren Yalazoğlu Karakoç: Hemen her sabah belirli rutinlerimiz vardı, bunlara devam ediyoruz. Onun dışında ben mutfakta bir şeyler denemenin peşine düştüm. Osman da Almanca öğrenmenin...
* Osman Karakoç: Sabah erken kalkıyoruz. Bol kahveli, bol okumalı bir sabah geçiriyoruz. İyi seviyede İngilizcem var. Bir de geçmişten beri Almanca öğrenme isteğim vardı. Üniversitede okurken başlamıştım derslere ama yarım kalmıştı. Bu günleri fırsat bilip tekrar Almanca’ya başladım. Çok da keyifli. Umarım iyice geliştiririm.
- Evlerinde kalan insanlara ne önerirsiniz?
* Ceren Yalazoğlu Karakoç: ‘Bir daha fırsatım olmaz’ deyip, evde yapabileceğiniz ne varsa yapın. Sonra fırsatınız olmayabilir.
* Osman Karakoç: Bugünler aslında hepimiz için bir fırsat. Doğanın bize verdiği mesajı doğru okumalıyız. Tek bir dünya var ama milyarlarca bencil insan da var. Küresel ısınma ve değişen iklimler, susuzluğun neden olacağı kuraklık hâlâ kimsenin umurunda değil. Bencilliğimizi ve umursamazlığımızı, hayatın aslında dışarıda değil ruhumuzda, içimizde olduğunu anladığımız zaman sorunların da çözümü daha gerçekçi bir düzlemde tartışılabilir. Dışa dönük, gösteriş odaklı sahte yaşamlardan sıyrılıp içe dönerek...
- Şu an olmak istediğiniz bir yer var mı? Bu süreç sona erdiğinde ilk olarak ne yapmayı düşünüyorsunuz?
* Ceren Yalazoğlu Karakoç: Osman da, ben de ailemizi çok özledik.
* Osman Karakoç: Ailemin ve dostlarımın yanında olmayı çok özledim...
- Hürrriyet Ankara okurlarına bir mesajınız var mı?
* Ceren Yalazoğlu Karakoç: Biz bu süreci arınma, kendimizle baş başa kalma, keyif aldığımız şeyleri yapma kampı olarak düşünüyoruz, o şekilde ilerliyoruz. Bu bir süreç ve geçecek. Önemli olan işte tam da bu anın keyfini, zaman zaman hüznünü, umudunu, umutsuzluğunu yine de yaşamak.
* Osman Karakoç: Umutsuzluğa kapılmayın. Hayat çok güzel ve biz izin verirsek güzel olmay
DİZİ, KİTAP VE FİLM ÖNERİLERİ
- Yine okurlarımız için dizi, film ve kitap önerilerinizi alalım...
* Ceren Yalazoğlu Karakoç: Dan Franck’in ‘Bohemler’ kitabını önerebilirim. Dizi olarak da ‘Babylon Berlin’ ve yine bu dönemde izlediğimiz iyi filmlerden ‘Ford v Ferrari’yi tavsiye ediyorum.
* Osman Karakoç: ‘The Crown’, ‘Unorthodox’ en son izlediğimiz diziler. Ben aynı zamanda birkaç tane kitabı okumayı seviyorum. Şu an elimdeki kitaplar Yekta Kopan’ın ‘Aile Çay Bahçesi’, Pertev Nail Boratav’ın ‘Nasreddin Hoca’, James C. Davis’in ‘İnsanın Hikâyesi’.