Ulus’tan Türkiye ve dünyaya açılan sokak: Çantacılar 

Hürriyet Ankara’nın tarihi sokak, çarşı ve pasajlardaki yolculuğu devam ediyor. İkinci durak Ulus’taki ‘Çantacılar Sokağı...’ Her ne kadar sokak olarak adlandırılsa da esnaf burayı ‘çarşı’ olarak tanımlıyor. 1970’li yıllarda çanta üretimiyle başlayan kümeleşme; bugün toptan ve perakende satışla devam ediyor. Önceleri ‘Nilüfer Sokak’ olarak adlandırılan bölge, yaklaşık 20 yıl önce ‘Çantacılar Sokağı’ adını aldı. Çantacılar Sokağı, günümüzde imalathanelerin yanı sıra okul çantasından valize, kadın çantalarından cüzdan ve çanta aksesuarlarına kadar hemen her şeyin bulunabileceği yaklaşık 250 dükkânla hizmet veriyor. Tarihi Çantacılar Sokağı sadece başkentin değil Türkiye ve dünyanın çanta ve çanta aksesuarındaki ihtiyacını da karşılıyor. Sokak özellikle okul çantası tedariğinde ilk sıralarda yer alıyor. Üretim atölyelerinde hummalı çalışmaların devam ettiği sokağın en büyük derdi ise üretime dayalı diğer meslek kollarında da olduğu gibi çırak yetiştirememek.

UNICEF İÇİN ÜRETTİ DANİMARKA’YA GÖNDERDİ

Sokağın esnaflarından Lokman Çiftçi yaklaşık 40 yıldır hem üretim hem de satış yapıyor. Atölyede yaklaşık 80 kişiyle üretim yaptıklarını dile getiren Çiftçi, Çantacılar Sokağı’nın sadece başkent için değil Türkiye ve dünya için de üretim ve tedarik merkezi olduğuna dikkat çekiyor. Çiftçi, “Geçen yıl UNICEF’in Danimarka’ya göndermesi için 15 bin çanta ürettik. Yine UNICEF’in yurt içinde kullanması amacıyla 20 bin parça üretim gerçekleştirdik. Bu yıl itibarıyla da 10 bin çanta üretimimiz devam ediyor” diyor.

Hem toptancı hem de imalatçı Halil Yüksel ise yaklaşık 20 yıldır sokakta esnaflık yapıyor. Yüksel, “Sokak sadece Ankara’ya değil Türkiye ve dünyaya da açılan bir kapı. Burada üretilen çantalar hem yurt içinde hem de yurt dışında kullanılıyor” şeklinde konuşuyor.

ÜRETİM İÇİN GEREKEN ÜRÜNLER DE BU SOKAKTAN TEMİN EDİLİYOR

Sokak sadece çanta ve çanta çeşitlerinin üretim ve satış adresi de değil. Aynı zamanda üretim için gerekli olan ürünleri de yine bu sokaktan karşılanıyor. Aynı sokakta deden kalma mesleği devam ettiren Mustafa Erdal da, “Çanta imalatçılarına çanta malzemelerinin tedariğini sağlıyoruz. Bir çanta imalatında gereken mukavvadan fermuara, kumaştan çanta tokasına kadar her ürünü imalatçılar için tedarik ediyoruz” ifadelerini kullanıyor.

ESNAF POZİTİF AYRIMCILIK BEKLİYOR

Ankara Umum Ayakkabıcılar ve Çantacılar Esnaf Odası Başkanı Hüseyin Uzun ise tarihi sokağı ve sokak esnafının beklentilerini şu sözlerle anlatıyor: “Önceleri ismi Nilüfer Sokak idi. Çantacılar, 1970’li yıllardan itibaren üretimle bu sokakta kümeleşmeye başladı. Zamanla mağazalar oluştu, toptan ve perakende satışlar başladı. Yaptığımız girişimlerle sokağın ismini 20 yıl önce Çantacılar Sokağı olarak değiştirdik. Aslında burası bir sokaktan ziyade bir çarşı. Görselliği ve ürün kalitesi alışveriş merkezlerindeki mağazalardan daha iyi diyebiliriz. Sokak sadece Türkiye’ye değil dünyaya da hizmet veren bir konuma sahip. Tedarik konusunda söz sahibi olan bir yer. Özellikle okul çantası tedariğinde birinciliği yakalıyor diyebiliriz.”
Uzun, yerli üretimin ise desteklenmesi gerektiğine dikkat çekerek şu ifadeleri kullanıyor: “Gerek çanta olsun gerek ayakkabı, bu ürünlerin üretiminde kullanılan ham maddenin ithalatının yüzde 40’lara düşürülmesi gerekiyor. Yerli üretimin desteklenmesi şart. Bizim sanayicilerimizin konuya öncülük etmesi, devletin de büyük teşvikler vermesi lazım. Üretim sektörünün ayrıcalığa ihtiyacı var. Burada esnaf ve zanaatkâra pozitif ayrımcılık tanınmalı. Üretim sektöründe çalışanların sigorta primleri ve vergileri en aza indirilmeli, maliyetleri düşürülmeli. Bize zanaatkâr insanlar lazım. Geleceğin beş yılını kurtarmamız için üretimde insan yetiştirmemiz gerekiyor.”

Çantacılar Sokağı’nın daimi müşterilerinden İbiş Çelik, umreye gidecek eşi için valiz bakıyor. Çelik, yıllardır çanta ve valiz alışverişini bu sokaktan yaptığını belirterek, “Hem uygun hem de kaliteli ürünler buluyorum. Bu nedenle her zaman Çantacılar Sokağı’nı tercih ediyorum” diyor.

Sokağın sevimli dostu ‘Dodo’ da her gün esnafla birlikte müşterileri karşılıyor. ‘Dodo’ hem esnafın hem de sokağın ziyaretçilerinin adeta maskotu olmuş durumda.