Güncelleme Tarihi:
Şehir plancısı Sümeyye Akbaba, Ulus’ta üç yıllık çalışmayla 14 sokak ve caddeyi ayrıntılı olarak analiz etti. İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nde doktora eğitimine devam eden Akbaba’nın çalışması İçişleri Bakanlığı tarafından ‘Kentsel Mekân Tasarımı ve Suç’ ismiyle de kitap olarak yayımlandı. “Ulus’ta gökyüzünün daha fazla göründüğü sokaklarda suç oranlarının daha düşük olduğu sonucuna ulaştım” diyen Akbaba çalışmanın ayrıntılarını şöyle anlattı: “Uluslararası literatürde kentsel mekân tasarımı ve suç üzerine nicel ve nitel çalışmalar yürütülse de Türkiye’de yürütülen çalışmalar genellikle nitel ve sınırlı sayıda. Bu çalışmanın özgün kısmı, sokak ve caddelerin görsel niteliklerinin geliştirilen model ile puanlanabilmesi ve suç oranları ile matematiksel olarak ilişkilendirilebilmesi. Kentsel mekân tasarımı ve suç ilişkisini yürünebilirlik ve görsel kalite kavramları üzerine inşa ettim. Bilimsel bir çıktı alabilmek için patent başvurusunu yaptığım mekânsal-matematiksel bir model geliştirdim. Geliştirilen model ile Ulus’ta seçilen düşük-orta-yüksek suç yoğunluğuna sahip 14 sokak ve caddeyi otuza yakın değişken üzerinden analiz ettim. Analizi Prof. Dr. Ayşe Tekel Cubeiro danışmanlığında yürüttüm.
AYNI AKSTAKİ CADDELERDE FARKLI SONUÇLAR
İncelenen değişkenlerden örneğin yaya yoğunluğunun, bireye yönelik hırsızlık, yaralama, saldırı, öldürme gibi suçlarda artışa neden olurken, evden, iş yerinden hırsızlık gibi mülke yönelik suçlarda azalışa neden olduğunu gözlemledik. Veya sokak kesişim sayılarının yayalar için rota çeşitliliği sağlarken, suçlular için kaçış imkânlarını kolaylaştırıcı bir unsur olduğu sonucuna vardık. Yaptığımız istatistiksel analizler ile suç oranlarının yüksek olduğu sokaklarda görsel kalite değerlerinin daha düşük çıktığını gördük. Özellikle görsel kapalılığın fazla olduğu sokaklarda izlenebilirlik ve gözetlenebilirlik azaldığından suç işleme fırsatlarını arttırıcı işlev gördüğü sonucuna ulaştık. Örneğin Ulus Meydanı’nda kesişen Çankırı Caddesi’nde görsel kalite değeri düşük ve suç oranları yüksek iken aynı aks üzerinde yer alan Atatürk Bulvarı’nda görsel kalite değerinin yüksek ve suç oranlarının düşük olduğunu tespit ettik. Benzer durumu aynı aks üzerinde yer alan Cumhuriyet Caddesi ile Anafartalar Caddesi’nde de tespit ettik.
SONRAKİ ARAŞTIRMALARA DA FAYDALI OLACAK
Günlük yaşamımızda sokaklarda yürürken sokakların görsel nitelikleri ile etkileşime geçeriz ve buna paralel tepkiler-davranışlar üretiriz. Örneğin sokaklardaki peyzaj ögeleri, bakım ve temizlik, güçlü bir güvenlik duygusu oluşturur. Peyzaj ve bakım, suç işleme potansiyeli olan bireye ‘burada denetim ve gözetim var’ mesajı verir. Suçluda risk hissini arttırarak, suç işleme fırsatlarını azaltır. Ulus’ta gizli bölmeler/alanlar oluşturmadan yerleştirilen sıralı ağaçların olduğu sokaklarda, suç oranlarının daha düşük olduğunu gözlemledik. Otuza yakın değişken incelediğimiz bu çalışmada, hangi değişkenlerin suçu arttırıp azalttığını geliştirdiğimiz model ile analiz edebildik. Tasarlanan mekânsal-matematiksel modelin bundan sonraki araştırmalara önemli girdiler sağlayacağını düşünüyorum. Kentsel mekân tasarımı suç işlemenin tek sebebi olmadığı gibi mekândaki düzenlemeler de sorunun tek çözümü değildir. Ancak bu çalışma ile mekân tasarımının suç işlemede uyarıcı veya caydırıcı etkisi olabileceği ortaya konmuştur. Sonuç olarak insan tükettiği her şeyden etkilenen bir varlıktır. Sokaklar da toplumsal tüketim alanları olarak bireyleri ve toplumları etkilerler. Bu çalışma ile güvenli, işlevsel ve görsel olarak etkili kamusal mekânların suçu önlemede önemli araçlardan biri olabileceği tespit edilmiştir.”