Uçakları kaldıran Kurmay Albay, emirleri silah zoruyla verdiğini iddia etti

Özkan ARSLAN/ANKARA,(DHA) - Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Akıncı 4. Ana Jet Üssü'ndeki eylemlere ilişkin hazırlanan iddianamede, 15 Temmuz gecesi uçakların kalkış emrini veren ve hava trafiğini koordine eden Akıncı Üssü'nün harekat komutanı Kurmay Albay Ahmet Özçetin, savunmasında, emirleri tanımadığı kişilerin silah zoruyla verdiğini iddia etti.

15 Temmuz günü Akıncı 4. Ana Jet Üssü Harekat Komutanı olarak görev yapan şüpheli Ahmet Özçetin'in faaliyetleri, iddianamede kapsamlı bir şekilde yer aldı. Özçetin'in 15 Temmuz gecesi saat 22.20'de Akıncı Üssü'nden keşif ve koordinat belirleme amacıyla Kayseri'den getirilen GÖREN uçağını kaldırdığı, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, TBMM, Gölbaşı Polis Özel Harekat binası, Emniyet Genel Müdürlüğü Özel Harekat Daire Başkanlığı, Ankara Emniyet Müdürlüğü gibi alanları bombalayanların ve Akıncı Üssü önüne darbe girişimini durdurmaya gelen sivil vatandaşlara ateş açan FETÖ'cü askerlerin Özçetin'in davetiyle üsse geldiği yer aldı.

FETÖ ÜYESİ DEĞİLİM DEDİ

Darbe gecesi, pilotlarda yaptığı telsiz konuşmasında, uçuş yasağı emrini veren Hava Kuvvetleri Komutanı için, "Biliyorum biliyorum o bir tane şahsiyetsiz karaktersiz bir adam vardı o tutuklandı. Şimdi o emri vermişti" diyen ve bu sözleri iddianameye giren Özçetin savunmasında FETÖ üyesi olmadığını ve darbe öncesi yaptığı iddia edilen toplantılara da katılmadığını söyledi.

HAVA KUVVETLERİ KOMUTANIYKEN AKIN ÖZTÜRK'ÜN GENEL SEKRETERLİĞİNİ YAPMIŞ

Savunmasında 2015 yılana kadar Akın Öztürk'ün genel sekreterliğini yaptığını, Öztürk görev bırakınca Akıcı Üssü'ne Değerlendirme ve Denetleme Başkanı olarak atandığını söyleyen Özçetin, daha sonra akademide Silahlı Kuvvetler Kursu aldığını ve Akıncı'ya tekrar döndüğünde harekat komutanı olarak görevlendirildiğini belirtti.

SOSYAL FAALİYET YAPMAYA KARAR VERDİK

Darbeci ÖKK personelinin kendi davetiyle Akıncı'ya geldiği yönündeki iddiaları kabul etmeyen Özçetin, personeli çağırmasının nedenini şöyle anlattı:

"Darbeden bir hafta önce, şu anda hatırlamadığım bir gününde özel kuvvetlerden normal askeri hattan ismini hatırlamadığım Albay rütbesinde bir şahıs beni arayarak, 'Hızır görevi' denilen Hava Kuvvetleri ile yerde Özel Kuvvetlerin bir noktanın korunması için ortak çalışması gerektiğinde bunun nasıl yapılacağının, ne gibi problemler çıkacağı, karacılarla havacıların bir araya gelip ortak bir dil oluşturmak için buna katkı sağlayacak bir faaliyet yapmamızı istedi. Bu şekilde sosyal faaliyet yapmaya karar verdik ve faaliyeti de 143. Filoda yapacaktık. Durumdan Filo komutanlarının da haberi vardı. Üsse kimlerin katılacağına dair herhangi bir isim listesi belirlemedik. Saat 16.00 civarında bunların 143. Filoda sivil olarak bulunduklarını gördüm. Başlarında bulunan şahısla kamelya da oturduğumuzu hatırlıyorum. Ancak ismini hatırlamıyorum. Ben telefonla görüştüğüm şahısla kaç kişinin geleceği hususunda herhangi bir konuşma hatırlamıyorum. Tahminim 20-30 civarında olur diye düşünüyordum. İlk gittiğimde 5-6 kişi vardı. Daha sonra bunların sayıları arttı ve insanlar gelmeye devam ettiler. Ben geldikleri araçları görmedim ancak şahıslar sivildi."

LOJMANDAKİ EŞİM VE ÇOCUKLARIMIN YANINA BİR EKİP GÖNDERDİKLERİNİ SÖYLEYEREK TEHDİT ETTİLER

Daha sonra pisti kontrol için oradan ayrıldığını ve tekrar döndüğünde 143. filonun oldukça kalabalıklaştığını gördüğünü söyleyen Özçetin şöyle devam etti: Hava kararmaya yakın filoya tekrar geldiğimde bu sefer özel kuvvetlerden gelen personelin üniformalarını giyip silahlarını kuşandığını gördüm. Ben oraya gittiğimde büyük bir kalabalık vardı. Bir koşuşturma vardı. Özel Kuvvetlerden gelen kişileri ben yukarıda belirttiğim sosyal faaliyet çerçevesinde üsse alın diye talimat verdim ancak kime verdiğimi hatırlamıyorum. Gazinoda konuştuğum tam teçhizatlı özel kuvvetlerden, rütbesini ve ismini bilmediğim şahıs, 'Birtakım yerlere terör saldırısı olacak, polis özel harekatın bu terör saldırılarının hedefinde bulunduğunu, bu kapsamda bizim tedbir amaçlı uçuş yapmamız gerektiğini' söyledi. Bununu üzerine ben de 'sizin söylemenizle ben böyle bir uçuş yapamam. Eskişehir birleştirilmiş hava harekat merkezinden bize bu yönde emir talimat gelmesi, filolarla görüşmesi ve emri de buraya vermesi gerekir' dedim. Konuştuğum kişi, 'durum farklı bir pozisyonda gelişiyor, biraz sonra Genelkurmay Başkanı da buraya gelecek, harekatı buradan idare edecek' dedi. Ben de kendisine bu şekilde yapamayacağımı, bu şekilde yapmamın da bir sonuç üretmeyeceğini söyledim. Bunun üzerine şahıs 'senin çocukların var, verdiğimiz talimatları ilgili birimlere ilet' diyerek, etrafındaki 3-4 kişiyle birlikte silahları bana doğrultarak beni tehdit ettiler. Lojmandaki eşimin ve çocuklarımın yanına da bir ekip gönderdiklerini belirttiler. Ben de bu tehditler üzerine süreci daha iyi anlamak, başka bir şekilde iletişim kurarak bir çözüm bulabilir miyim düşüncesiyle 'tamam dediklerinizi yapacağım' dedim. Şahıslar bunun üzerine polis özel harekata yönelik mühimmatlı uçakların, havaya kalkmasını, buraya terör saldırısı olacağını söylediler. Polis özel harekattaki yolun nizamiyenin terör örgütlerince hedef alınabileceğini söylediler. Ben de bunun üzerine 141. Filoya gittim. Orada Mustafa Azimetli subay arkadaşlar vardı. Özel kuvvetlerden kimse yoktu. Ben Azimetli'ye yukarıda belirttiğim şekilde polis özel harekata bir terör saldırısı olabileceğini, uçağın kalkmasını, bir harekat olursa da ona göre gereğinin yapılmasını söyledim"

HAVA KUVVETLERİ KOMUTANININA BÖYLE BİR BEYANDA BULUNMADIM

Darbe gecesi İstanbul'da derdest edilip Akıncı Üssü'ne götürülen Hava Kuvvetleri Komutanı Abidin Ünal'ın kendisiyle ilgili verdiği, "Beni karşılayan harekat komutanı Albay Ahmet Özçetin, 'bozulmuş ayarları düzeltiyoruz' dedi. Ben de kendisine tepki gösterdim" şeklindeki ifadesi sorulan Özçetin'in "Ben bu beyanı kabul etmiyorum, böyle bir şey demedim" dediği iddianamede yer aldı.

Öte yandan, Özçetin'in savunmasında bahsettiği kişileri genellikle, 'ismini hatırlayamadım, tanımadığım kişi' diye anlatması dikkat çekti.