Üç yıllık mücadele ile lösemiyi yendi
Güncelleme Tarihi:
Mücahit KOÇ / A.A.
Oluşturulma Tarihi: Haziran 13, 2011 00:00
Sivas’ın Divriği ilçesinden geldiği Ankara’da, üç yıllık bir mücadele sonunda Lösemili Çocuklar Vakfı’nın (LÖSEV) desteğiyle lösemiyi yenen 16 yaşındaki Büşra Özçiçek, hayata umutla bakıyor.
Büşra Özçiçek, 13 yaşında birden bire rahatsızlandı. Bacak ve bel ağrıları başlayan ve inanılmaz derecede halsizleşen Büşra, boğaz enfeksiyonu da geçirdi. Baba Halil Özçiçek’in işi dolayısıyla şehir dışında olması nedeniyle çaresiz kalan anne Fatügül Özçiçek, kızını hastaneye götürdü.
Tedavi LÖSEV’de başladı
Küçük Büşra’ya 13 yaşında lösemi tanısı konuldu. Sivas’taki hastane aileye tedavi için Kayseri ya da Ankara’ya gitmelerini önerdi. Bir akrabaları Özçiçek ailesini, LÖSEV’e yönlendirdi. Hemen ailesiyle birlikte Ankara’ya gelen Büşra’nın tedavisi LÖSEV Lösemili Çocuklar Hastanesi’nde başladı.
Büşra, ailesinin ve LÖSEV’in destekleriyle lösemiyle yılmadan mücadele etti. Zor günlerin üzerinden tam üç sene geçti ve Büşra lösemiyi yenerek iyileşti. Maskesini atan 157. LÖSANTE çocuğu olduğu belirtilen Büşra, şimdi hayata daha umutla bakıyor.
İlk belirti bacak ağrısı
Büşra Özçiçek, üç yıl önce aniden bacak ağrısı ile hastalığının başladığını belirterek, şöyle konuştu:
“LÖSANTE’ye (Lösemili Çocuklar Hastanesi) gittik, burada 1-1,5 ay yattım. Kemik iliği tedavisi yaptılar, o günlerde çok zayıftım, yürüyemiyordum, bel ağrılarım vardı. İkinci tedavimde daha ağır ilaçlar almaya başladım. İlaçlar ağır olduğu için dayanamıyordum, saçlarım dökülmüştü, o zamanlar saçlarım yoktu, daha sonra ayda bir tedaviye geçince rahatladım.”
Lösemili çocuklara tavsiyeler
Sağlığına kavuştuğu için mutlu olan Büşra, kendisine tedavi sürecinde destek olan ailesine ve LÖSEV’e teşekkür etti. Lösemili çocuklara tavsiyelerde bulunan Büşra, onlara hayata küsmemelerini önererek, “Mutlu olsunlar, yüzlerinde gülümseme eksik olmasın, her zaman kendilerine güvensinler ve inansınlar” dedi.
Lösemi hastalığın en büyük ilacı sabır
ANNE Fatügül Özçiçek bu hastalığın en büyük ilacının sabır olduğunu ifade etti. Bu hastalığın tedavisinin ağır olduğunu, sabır gerektirdiğini anlatan Özçiçek, hem kızı, hem de kendileri açısından oldukça zor dönemleri atlattıklarını söyledi.
Çaresiz bir dert değil
BABA Halil Özçiçek Çok zor günler yaşadıklarını ifade ederek, “Allah LÖSANTE’den razı olsun, bize maddi manevi destek veren personellerden razı olsun. LÖSEV’in kurucusu Dr. Üstün Ezer’e böyle bir yeri kurduğu için teşekkür ediyoruz. Lösemi çaresiz bir dert değil, bizim çocuğumuz kurtulduğu gibi her hasta çocuk kurtarır, ama tedavisi uzun süren bir hastalık, sabretsinler” diye konuştu.
Tedavi LÖSEV’de başladı
Küçük Büşra’ya 13 yaşında lösemi tanısı konuldu. Sivas’taki hastane aileye tedavi için Kayseri ya da Ankara’ya gitmelerini önerdi. Bir akrabaları Özçiçek ailesini, LÖSEV’e yönlendirdi. Hemen ailesiyle birlikte Ankara’ya gelen Büşra’nın tedavisi LÖSEV Lösemili Çocuklar Hastanesi’nde başladı.
Büşra, ailesinin ve LÖSEV’in destekleriyle lösemiyle yılmadan mücadele etti. Zor günlerin üzerinden tam üç sene geçti ve Büşra lösemiyi yenerek iyileşti. Maskesini atan 157. LÖSANTE çocuğu olduğu belirtilen Büşra, şimdi hayata daha umutla bakıyor.
İlk belirti bacak ağrısı
Büşra Özçiçek, üç yıl önce aniden bacak ağrısı ile hastalığının başladığını belirterek, şöyle konuştu:
“LÖSANTE’ye (Lösemili Çocuklar Hastanesi) gittik, burada 1-1,5 ay yattım. Kemik iliği tedavisi yaptılar, o günlerde çok zayıftım, yürüyemiyordum, bel ağrılarım vardı. İkinci tedavimde daha ağır ilaçlar almaya başladım. İlaçlar ağır olduğu için dayanamıyordum, saçlarım dökülmüştü, o zamanlar saçlarım yoktu, daha sonra ayda bir tedaviye geçince rahatladım.”
Lösemili çocuklara tavsiyeler
Sağlığına kavuştuğu için mutlu olan Büşra, kendisine tedavi sürecinde destek olan ailesine ve LÖSEV’e teşekkür etti. Lösemili çocuklara tavsiyelerde bulunan Büşra, onlara hayata küsmemelerini önererek, “Mutlu olsunlar, yüzlerinde gülümseme eksik olmasın, her zaman kendilerine güvensinler ve inansınlar” dedi.
Lösemi hastalığın en büyük ilacı sabır
ANNE Fatügül Özçiçek bu hastalığın en büyük ilacının sabır olduğunu ifade etti. Bu hastalığın tedavisinin ağır olduğunu, sabır gerektirdiğini anlatan Özçiçek, hem kızı, hem de kendileri açısından oldukça zor dönemleri atlattıklarını söyledi.
Çaresiz bir dert değil
BABA Halil Özçiçek Çok zor günler yaşadıklarını ifade ederek, “Allah LÖSANTE’den razı olsun, bize maddi manevi destek veren personellerden razı olsun. LÖSEV’in kurucusu Dr. Üstün Ezer’e böyle bir yeri kurduğu için teşekkür ediyoruz. Lösemi çaresiz bir dert değil, bizim çocuğumuz kurtulduğu gibi her hasta çocuk kurtarır, ama tedavisi uzun süren bir hastalık, sabretsinler” diye konuştu.