Güncelleme Tarihi:
Gizem KARADAĞ/ANKARA, (DHA) - TÜRKİYE Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, denizlerde av yasağının 1 Eylül itibarıyla sona ereceğini bildirerek, “1 Eylül’de balıkçılarımız ‘vira bismillah’ diyerek denize açılacaklar. Bütün balıkçılarımıza ürünü bol, bereketli bir sezon diliyorum” dedi.
TZOB Başkanı Bayraktar, yaptığı açıklamada, üç tarafı denizlerle çevrili, 8 bin 333 kilometre kıyı şeridine sahip olan Türkiye’nin büyük su ürünleri potansiyeli bulunduğunu belirtti. Su ürünleri avcılığında 2017’de ilk sırayı yüzde 49’luk payla Doğu Karadeniz Bölgesinin aldığı, bu bölgeyi yüzde 24,2 ile Batı Karadeniz, yüzde 14,8 ile Ege, yüzde 7,7 ile Marmara ve yüzde 4,3 ile Akdeniz bölgelerinin izlediği bilgisini veren Bayraktar, ülkenin Karadeniz, Akdeniz, Ege denizlerine kıyısı bulunduğunu, Marmara gibi bir iç denizi olduğunu, bu potansiyelin iyi bir şekilde değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
‘KIYILAR AŞIRI AV BASKISI ALTINDA’
Avcılıktaki sorunun kıyı avcılığına dayanması olduğuna dikkat çeken Bayraktar, “kıyılar aşırı av baskısı altındadır. Yeterli altyapı oluşturulamadığı için açık deniz balıkçılığı yeterince yapılamamaktadır. Oysa balıkçılığımızın geleceği açık denizlerdedir. Kıyılarımızda av baskısı sona erdirilmeli, açık deniz balıkçılığı desteklenmelidir” dedi.
Su ürünleri üretiminin 2017’de yüzde 7,2 büyümeyle 589 bin tondan 631 bin tona yükseldiği bilgisini veren Bayraktar, yine de 2015’deki 672 bin tonluk üretim rakamına ulaşılamadığına dikkati çekti. Üretimin yüzde 42,8’ini deniz balıkları, yüzde 8,3’ünü diğer deniz ürünleri, yüzde 5,1’ini iç su ürünleri ve yüzde 43,8’ini ise yetiştiricilik ürünlerinin oluşturduğunu belirten Bayraktar, şunları kaydetti:
‘BALIKÇILIK GELECEĞİNİN KARARMAMASI İÇİN SÜRDÜRÜLEBİLİR AVCILIK YAPILMALIDIR’
“2017 yılında 5,6 milyar liralık üretim değerine ulaşan su ürünleri sektörümüz, ülke potansiyeli göz önüne alındığında çok daha büyük seviyelere çıkabilir. Balıkçılığımızın geleceğinin kararmaması için sürdürülebilir avcılık yapılmalıdır. Sürdürülebilir su ürünleri üretimi, ülkemizde ana politika olmalı ve bu politika çerçevesinde gerekli stratejiler ile kısa, orta ve uzun vadeli eylem planları ve hedefler belirlenmelidir. Stokları koruyucu ve geliştirici yönde gerekli çalışmaların ve araştırmaların yapılması ve koruma kontrol çalışmalarının artırılmasına öncelik verilmelidir. Balıkçılıkta arz-talep dengesi oluşturulmalıdır. Ülkemizde, dünya ortalamasının altında kalan kişi başı su ürünleri tüketiminin artırılması için çalışmalar yapılmalıdır. Kaynakların rasyonel kullanılabilmesi için su ürünleri eğitim merkezleri kurulmalı, Ar-Ge çalışmaları desteklenmelidir. Su ürünleri sektöründe örgütlenme yapısı güçlendirilmelidir. Sektörde katma değeri artırmanın yolu, ürünlere yönelik dondurma, tuzlama, konserve ve paketleme ünitesi içeren işleme tesislerinin kurulmasından geçer. Bu tesislerin kurulması desteklenmelidir.”
Öte yandan hayvansal protein temininde önemli yeri olan su ürünlerini sofralara taşıyan balıkçıların avla ilgili kurallara titizlikle uymasının büyük önem taşıdığını vurgulayan Şemsi Bayraktar, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın su ürünleri avcılığı konusunda yaptığı denetim çalışmaları, avlanma zaman ve yer yasakları, avlanacak balık boylarıyla ilgili uygulanan standartların sektör için faydalı olduğunu belirtti.