Türkülere klasik yorum

Güncelleme Tarihi:

Türkülere klasik yorum
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 22, 2012 00:00

Sevilen türküleri yorumlayarak hem operaya hem de türkülere yeni bir soluk getiren opera sanatçısı Selva Erdener, Turkuvaz Beşlisi ile çıkaracağı yeni albümü için çalışmalarını tüm hızıyla sürdürüyor.

Haberin Devamı

ALBÜMÜNDE Türkiye’nin dört bir yanından Türkülere yer vereceğini söyleyen sanatçı, albümündeki bazı eserleri suçsuz yere cezaevlerinde yatanlara adarken, Suriye’de yaşananlara dikkat çekmek için de bir Suriye türküsü seslendirdiğini aktardı.

“Şu an ülkemizde ‘geçmiyor günler’ diyen çok kişi olduğunu düşünüyorum. Cezaevinde nedensiz yere yatan öğrenciler, gazeteciler, aydınlar var. Neden yattıklarını bile bilmiyorlar. Sebahattin Ali de bunlardan biriydi. Ömrü Sinop Cezaevi’nde geçmişti. Bu konuya dikkat çekmek için Sabahattin Ali şiirini albüme koymak istedik” diyen sanatçı, albümün Türk müziğine yeni bir soluk getireceğini ifade etti. Erdener ve albümde birlikte çalıştığı besteci Turgay Erdener ve Dokuz Eylül Üniversitesi Devlet Konservatuarı Orkestra şefi İbrahim Yazıcı albümle ilgili konuştu.

Haberin Devamı

Bu albümde nasıl bir ekiple çalıştınız?


Ekibimiz gerçekten çok şahane. Bütün iyi müzisyenler toplandık. Mübalağa yapmıyorum. Klarnette Ekrem Öztan var. Kontrabasta ise Doç. Dr. Alper Müfettişoğlu. Kendisi bu yıl en iyi öğretim elemanı seçildi, yani en iyi müzik öğreten adam. Aykut Köselerli ise oldukça ünlüdür. Üç ay önce bize dahil oldu. Kendisi Fazıl Say ile çalışıyordu.

Bu ekip nasıl bir araya geldi?

Bizi seneler önce yapılan bir festival buluşturdu. Benim “Sen sen sen” adlı bir albümüm çıkmıştı o zamanlar. Festivalde birlikte seslendirdik. Daha sonra devamımın gelmesini istedik, işleri büyüttük. Beş senedir birlikte çalışıyoruz ve birlikte yapacağımız ilk albüm olacak. Beraber çalmak benim için çok önemli. Biz sadece konser için bir araya gelmedik. Birbirimizle çok iyi anlaşmamız aynı frekansta olmamız lazım.

Nasıl bir albüm olacak?

Albümde altı tane türkü olacak. Türküleri Turgay Erdener ile seçtik. Gaziantep, Kıbrıs, Karadeniz türküsü var. Hatta Ankara havası bile olacak. Ankaralıyım ve Ankara havası seslendirmezsem olmaz. Kısacası bu coğrafyanın dört bir yanından türküleri albüme koyduk.

Başka neler olacak?

Diğer şarkılar ise beste. Hepsi de Turgut Erdener imzalı. Üç tane Federico Garcia Lorca şiiri olacak. Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası da iki şarkımızda bize eşlik etti ve müthiş bir yorum kattılar. Bir bestemiz de Sabahattin Ali’nin “Geçmiyor günler” adlı şiiri.

Bu şiiri seçmenizde özel bir sebep var mı?

Şu an ülkemizde ‘geçmiyor günler’ diyen çok kişi olduğunu düşünüyorum. Cezaevinde nedensiz yere yatan öğrenciler, gazeteciler, aydınlar var. Neden yattıklarını bile bilmiyorlar. Sebahattin Ali de bunlardan biriydi. Ömrü Sinop Cezaevi’nde geçmişti. Bu konuya dikkat çekmek için Sabahattin Ali şiirini albüme koymak istedik.

Önceki albümde bir Seferad türküsü vardı. Bu albümde de farklı etnik gruplara ait eserler olacak mı?

Evet bu albümde de bir tane Arapça şarkı olacak. 2006’da Suriye’ ye gitmiştik. O kadar güzeldi ki Halep ile Şam. İnanın çok etkilenmiştim. Orda istedim ki albümümde bir Suriye şarkısı seslendireyim. İki şarkı arasında kaldık ve sonunda ’Güzel kara gözler’ anlamına gelen bir türküyü yorumlamaya karar verdik. Her albüme bir tane farkı dillerin farklı yörelerin eserlerini koymak hoşuma gidiyor.

Şu an Suriye’de yaşanan olaylarla ilgili ne söylemek istersiniz?

Suriye de yaşanan bu olaylar beni çok üzüyor. O güzel yerler şimdi ne halde. Yaşanan olayları her gördüğümde içim çok burkuluyor. Halep, Şam bizim kültürümüzden çok şey barındırıyordu. Türkiye şehri gibiydi. Bu yüzden içim acıyor. Bu türküyü seslendirerek savaşın ne kadar yıkıcı bir şey olduğunun altını çizmek istedim. Çünkü Türkler savaşa karşıdır. Ben sanatçı duyarlılığı taşıyorum. O topraklarda böyle bir şeyin olması beni çok etkiliyor. Orda ölen insanlar beni çok ilgilendiriyor.

Sizce sanat barış için bir araç olabilir mi?

Sanatçıların önemli rolü var ve çok etkili bir araç sanat. Sanatçıyım diyen herkes de bu duyarlılık olmalı. Suçsuz günahsız halkın katledilmesi dokunuyor bana ve herkese de dokunmalı.

Orda konser vermeyi ister misiniz?

Gidebilme olasılığım olursa tabii ki isterim. İmkan olursa dünyanın her yerinde konser vermek isterim. Bu şarkıları, Türkçe’yi , Türkiye’ yi tanıtmak, benim yola çıkış amacım. Tüm dünya duysun isterim sesimizi.

Önceki iki albüme tepkiler nasıldı?

İnanın hiç negatif tepki almadım. Eleştirilmeyi severim keşke olumsuz şeyler de duysaydım ama olmadı. Hep olumlu tepkiler duydum. Açıkçası memnunum.

Hiç düet yapmayı düşündüğünüz biri oldu mu?

Müzisyenler birbiriyle çalışmaktan heyecanlanırlar. Eğer beni heyecanlandıran biri olursa neden olmasın. Açıkçası Neşet Ertaş ile düet yapmak isterim. Onun söyleyişini, yorumunu çok beğeniyorum. Türkü söyleyişi beni çok etkiliyor. Ne kadar güzel olur bir şarkıyı birlikte seslendirsek.

Albüm ne zaman dinleyicilere ulaşacak?

2013 de piyasaya çıkacak tahminim. Bu daha çok yapımcının insiyatifinde.

Operaya itici diyorlar

Bir haftadır kayıttayız. Zor bir iş yapıyoruz. Albümler kanal kanal kaydediliyor. Biz de hep birlikte çalıyoruz. Bu ekip stüdyoya kolay kolay sığmaz hep beraber söyleyeceğimiz için Bilkent Üniversitesi’nin konser salonunu kullanıyoruz. Bu şarkıları dinlerken operadan kaçmayacaksınız. Bu ülkede öteki diye bir şey varsa biz gerçekten ötekiyiz. Operaya itici diyorlar. Neden itici geliyor. Ben bu soruların hepsine cevap vermeyi istiyorum. Bu topraklarda böyle bir ses var ve bunun halka yabancı olmadığımı düşünüyorum.

Klasik müziğe Türkçe enstrümanlar kattık”


Albümdeki parçaları yeniden yorumlayan Turgay Erdener de amaçlarının Türkçe şarkı söyleme repertuarına katkıda bulunmak olduğunu söyledi. Erdener, klasik müzikle uğraşan insanların çok katı duvarlar ördüğünü ancak şimdi bu duvarların kırıldığını söyledi. Şimdi klasik müziğin içine Türk müziği enstrümanı girdiğini belirten besteci, “Eskiden bu çok zordu. Bale müziği yaptım kanun kullandım. Federico Lorca şarkılarında bile kanun kullandım. Böyle olunca memleketimden ses manzaraları oluyor” diye konuştu. Turgay Erdener, besteleri yabancı kulaklara dahi yabancı gelmeyecek şekilde yaptıklarını belirterek, klasik müziğin radyoda duyulduğunda artık kapatılmaması gerektiğini aktardı.

Haberin Devamı

Önemli olan armoni


Grupta piyanist olarak görev alan orkestra şefi İbrahim Yazıcı ise “Beraber müzik yapmak benim her zaman hoşuma gitmiştir. Önemli olan armoniyi sağlamak. Müzisyen kendisini sınırlamamalı, katı kurallar koymamalı. Oda müziği insanın paylaşmasını öğretiyor. Orkestra şefleri genellikle diktatör ruhlu olur hükmetmeyi severler ama burada öyle olmuyor. Hepimiz hocamıza (Turgay Erdener) bağlıyız. Paylaşmayı öğreniyoruz burada” dedi.

Fast food müziği yapmıyoruz


Sanat değeri taşıyan eserlerin insanı düşünmeye sevk ettiğini söyleyen Yazıcı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Günümüzde dinlediğimiz şarkılar fabrikasyon üretimi gibi. Ama bu şarkılar yıllar sonrada dinlenecek. Bir pop şarkıcı arkadaşım, ‘klasik müzik ne kadar sıkıcı’ dedi. Ona şu cevabı verdim: Senin albümün geçen sene çıktı bu sene dinleniyor mu? Hayır. Bu klasik şarkı 200 sene önce bestelendi ama hala dinleniyor. Biz ev yemeği yapıyoruz fast food değil hemen tüketilecek bir müzik yapmıyoruz.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!