Güncelleme Tarihi:
KIBRIS asıllı modacı Abdullah Öztoprak, güzellik yarışmalarında, ismini duyurmadan çalışmalar yaptı. Çalışmaları çok beğenilen tasarımcı, bir arkadaşının verdiği cesaretle moda sektörüne adım atmaya karar verdi. Bir yıl boyunca bu sektörü inceleyen Öztoprak, gerekli alt yapının oluşmasıyla adım attığı moda sektöründe büyük bir yol katederek, dünyanın önemli moda organizasyonlarının dikkatini çekmeyi başardı. Öztoprak, 2010 yılında yurtdışında yapılacak birkaç organizasyonda Türkiye’yi temsil edecek.
Sıkıntılarımız var
* Moda sektöründe çalışan biri olarak Ankara’da olmanın sıkıntıları nelerdir?
Alışkın olmadığım bir şehirde kurtlar sofrasına kendimi teslim etmek yerine, yaşadığım şehirde kendi işimi yapmak isterim. Ankara’da insanların ilgisini çekmek konusunda sıkıntılar yaşıyoruz. Genelde önemli organizasyonlarda siz tercih edilmiyorsunuz. İyi iş yaptığım halde bazen Ankaralı dernekler bile bizim yerimize başkalarını tercih edebiliyor.
* Tasarım yaparken neye dikkat ediyorsunuz?
Benim ilk iki seansım karşılıklı konuşarak geçiyor. Kişinin psikolojik, sosyolojik yapısını analiz ediyorum. Bugün en büyük problem kişinin giyimiyle duruşunun, mimiğinin uyuşmaması. Esas anlamda esin kaynağım, moda olanı zoraki uygulamak değil. Bazı insanlar o dönemin modasını taşıyacak özelliğe sahip değil. Böyle müşterileri
ikna etmek gerekir. Benim tasarımlarım ticari değeri olması gereken tasarımlar değil. Ben tasarımlarımda hikayeci
kimliğimi kullanıyorum. Görsel
yeteneğimi ve kurgumu kullanıyorum. Giydiği kostüme hayat veren kişileri tercih ediyorum. Uygun görmediğim işleri yapmıyorum. Bir işyerinin de kimliği var.
Dolayısıyla hayır da evet kadar önemlidir.
Türk tasarımcıları pazarlamayı öğrenmeli
* Ankaralıların kıyafet konusundaki beklentileri?
Burası protokol şehri ve uyulması gereken belli bir görüntü var. Buranın ciddi bir yüzü var. 70 milyonun başkenti, bir ağırlığa sahip. Ankaralı da dışarı gittiğinde kendisini bu kimlikle hissettirmelidir. Düğünler İstanbul’daki gibi yalılarda yapılmıyor. Mevcut otellerde, otel salonuna uygun bir giyim tasarımı yapılmalı. Ankara’nın giyiminde toplama var.
Baktığımızda ayakkabı uymuyor
yada çanta uymuyor.
? Tekstil piyasasını nasıl
değerlendiriyorsunuz?
Türkiye büyük bir tekstil ülkesi olabilir. Türkiye’nin Çin ve Pakistan gibi ülkelerin fasoncu kimliğiyle mücadele etmemesi lazım. Onlar fasoncu.
Biz tasarımlarımızı satmalıyız. Marka olma yolunda ilerlemeliyiz. Türk tasarımcısının kendi kendini pazarlamasını öğrenmesi lazım.
Sıkıntılarımız var
Bizim yerel görünümümüz önemli. Bunu küçümsememeliyiz. Kendimizi beğenmiyorsak başkalarına nasıl kendimizi anlatabileceğiz. Tekstildeki delicesine furyaya katılmıyorum. “Her Şey 50 TL, 70 TL, 100 TL” gibi yazılar yazılması çok yanlış. Bu durumda doğal olarak tüketici yaptığımız işi değersiz olarak görmeye başlıyor. Anlamsız rekabete girmemek lazım.
Defilelerim ticari değil
* Hedefleriniz neler?
Hedefim Türkiye’yi tanıtmak. Türkiye’deki modern çizgiyi tanıtmak. Sadece geçmişimizi öne çıkararak değil bugünümüzü ve yarınımızı da öne çıkarmaya çalışıyorum. Defileler benim için ayrı bir çalışma sahası. Hiçbir defilem ticari değil. Belli sanat veya iş çevresinden insanlar, beni izliyorsa, benim toplumsal anlamda hizmet vermem lazım. İnsanlar benim yaptığım işleri görmek için beni izlemeye gelsinler. Defilelerde devamlılığı istiyorum. Bunun için iyi sponsorlar olması gerekiyor.
* Sıra dışı kıyafetleriniz çok dikkat çekiyor.
Ben tasarımlarımı şov amaçlı ve ticari olmak
üzere ikiye ayırıyorum. Siparişe yönelik olan ticari tasarımlar Ankara’nın dokusuna çok uygun.
Butiğimde bulunan bütün kıyafetler tektir. Defilelerdeki şov amaçlı tasarımların hepsinin bir hikayesi var. Örneğin Başkent Moda Günleri kapsamındaki “Habersiz” defilesinde her kostüm belli bir sosyal statüyü temsil ediyordu. Ayrıca “İp” konseptli defilede ipin hayatımızda ne kadar önemli olduğunu anlatmaya çalıştım.
Gelinliği 4 kez prova yaptı
Geçtiğimiz günlerde Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’le evlenen Esra Kara’nın gelinliğini de siz hazırlamıştınız.
Evet. 15 günde hazırladık. Esra Hanım, bakan eşi diye ayrıcalık istemedi, mütevazi bir gelinlik istediğini söyledi. Dantel, saten, inciler ile ışıltı katan malzemeler kullanıldı. Gelinlik için ilk görüşmeye Bakan Şimşek de katıldı. Esra Hanım, gelinlik için dört kez prova yaptı. Gelinliğin geleneksel çizgiler taşımasını istedim. Biz devlet olarak çok büyüğüz. Kaftan da geçmişten bugüne kültürümüzün önemli bir parçası. Gelinliği tasarlarken amacım, kültürümüzün bir parçası olan kaftanı bir kadına uyarlamak ve kadının kültürümüzde ne kadar güçlü konumda olduğunu göstermekti. Ruha hitap etmek, ruhu giydirmek önemli. Esra Hanım da gelinlik onun ruhuna hitap ettiği için düğün gecesi çok mutluydu. Ayrıca Türkiye’nin maliye bakanının piyasada onlarca yabancı marka varken Türk tasarımcısını tercih etmesi, benim ve Ankara için gurur verici.