BAKİR koyları, tertemiz kumları, az dalgalı suları ve doğayla bütünleşen güzellikleriyle Bartın, güneş-kum-deniz üçlüsüne kültürü de ekleyen kent olarak biliniyor.
Bartın’ın Ulus ilçesindeki doğa harikası Uluyayla, çevresini saran ağaçları, çiçekleri, pınarları, mağarası ve yaban hayvanlarıyla ilgi çekiyor.
Ulus’a bağlı Akçakese köyündeki 280 hektarlık, 7 kilometre uzunluğundaki Uluyayla, ortasında yer alan göleti, içinden yer altı nehirlerinin geçtiği mağarası ve çeşitli sporlara elverişli yamaçlarıyla görenleri adeta büyülüyor.
Karaca ve geyik gibi çok sayıda yaban hayvanının da bir arada görülebileceği milli park görünümündeki Uluyayla, çevresindeki ormanlarıyla doğa yürüyüşleri için eşsiz bölgeler arasında gösteriliyor.
Dünyanın en uzun İkİncİ kanyonuİzmir-Ankara kara yolunda bulunan Uşak, dünyanın en uzun ikinci kanyonuna sahip. Uşak kent merkezine yaklaşık 40 dakika mesafede olan Ulubey ilçesindeki kanyon, ABD’deki Büyük Kanyon’dan sonraki en uzun kanyon olarak biliniyor. Ulubey Kanyonları’nın uzunluğu 73 kilometreyi buluyor.
Türkiye’nin en önemli turizm merkezlerinden Aydın’ın Kuşadası ilçesi de denizi ve güneşiyle öne çıkıyor. İlçedeki Milli Park çıkışındaki Zeus Mağarası, sıcak yaz günlerinin en serin dakikalarının yaşandığı yerlerden.
Ege, Akdeniz ve İç Anadolu bölgelerinin kesişiminde yer alan Denizli, kaplıcaları ve dünyada eşi olmayan travertenlere sahip Pamukkale ile görülmesi gereken bir yer.
Tarihi ve doğal güzellikleriyle ünlü Denizli’nin en önemli turizm bölgesi olan Pamukkale, çeşitli nedenlere ve ortamlara bağlı, kimyasal reaksiyon sonucu çökelmeyle oluşan travertenlerden oluşuyor.
Ünlü Karahayıt Kaplıcaları da Pamukkale travertenlerinden 5 kilometre ileride bulunan aynı isimli beldede yer alıyor.
Onlarca şİfalı bİtkİ çeşİdİ
Manisa merkezine 24 kilometre uzaklıkta olan Spil Dağı Milli Parkı’na gitmek isteyenler, İzmir-Ankara yolundan Sütçüler Köyü’nü takiben parka ulaşabilir.
Spil Dağı Milli Parkı içerisinde endemik bir tür olan Manisa Lalesi, sümbül, çiğdem, sıklemenler, yabani karanfil, glayör, menekşe, papatya, gelinciklerle, 70 kadar şifalı bitki çeşidi bulunuyor.
İçerisinde bol miktarda sülük barındırmasından dolayı “Sülüklü Göl” olarak anılan Milli Parkın doğusunda 600 metre yüksekliğindeki kalkerlerin erimesiyle meydana gelmiş olan Dolin Gölü de görülmesi gereken yerlerden.
Dalış yapın balık avlayınEge’nİn İncisi İzmir’e 47 kilometre uzaklıktaki Seferihisar, MÖ 1050-1000 yıllarında kurulmuş 12 Ion kentinden biri. Seferihisar, tarihinin yanı sıra ilçeye 5 kilometre uzaklıktaki balıkçı yerleşimi olan Sığacık ile dalış yapıp zıpkınla
balık avlamak ve koyları yatla gezmek isteyenlere de hitap ediyor.
Çeşme ilçesi de önemli termal kaynaklara sahip. Denizin içinden kaynayan sıcak termal suları, plajın termal havuz işlevi görmesini sağlıyor.
İzmir’in 120 kilometre kuzeyinde bulunun Dikili de sahili, Merdivenli ve Denizköy’de bulunan krater gölleri ve mağaraları, Madra Çayı’na dayanan ormanları ile ilgi çeken ilçelerden.
İzmir Aydın kara yolunun 73. kilometresindeki Selçuk’un 7 kilometre uzaklığındaki Şirince köyü ise köy mimarisi, üzüm bağları, zeytin ağaçları ve şeftali bahçeleriyle çok sayıda turistin ilgisini çekiyor.
Tantuni yemeden dönmeyin
YÖRESEL tantunisi ve kerebici ile farklı damak tatları sunan, 321 kilometrelik sahil bandıyla da denizin, kumun ve güneşin tadını çıkarma fırsatı veren Mersin, Toros Dağları’nın eteğindeki yaylalarıyla da ziyaretçilerini bekliyor. Mersin’e tatile giden ve gidecek olanlar, ünü ülke genelini saran tantuni ve kerebiç tatmadan dönmemeli. Tantuni, tavaya dökülen su, yağ ve baharatın kıvamının iyi ayarlanmasıyla ortaya çıkıyor. Somun, açık ve lavaş ekmek arasına konulan tantuni, domates, yeşillik, soğan ve baharat eklenerek servis ediliyor.
Tarih meraklılarının görmesi gereken yerlerden birisi olan Ören beldesindeki “Eski Anamur” olarak bilinen Anamurium Antik Kenti, günümüze kadar gelmiş en önemli kalıntıları bünyesinde bulunduruyor. Antik kentte MÖ 4. yüzyıllarda kurulduğu tahmin edilen tarihi yapılar yer alıyor. Burayı görüp gezenler, antik kentin kıyısındaki kumsalda denize girebilir.
Evliyalar şehrini kuş bakışı izleyinTÜRKİYE’nin sanayi merkezlerinden Bursa, sahip olduğu tarihi ve doğal güzelliklere sahip. Kentin simgelerinden Uludağ, gezilecek yerlerin başında geliyor. Türkiye’nin önemli kayak merkezlerinden olan ve “Milli park” özelliği bulunan Uludağ, kent merkezine 34 kilometre uzaklıkta. Uludağ’a taksi-dolmuşlarla, doğal güzellikler ve Bursa Ovası kuş bakışı izlenmek istenirse de teleferikle çıkmak mümkün.
Osmanlı’ya başkentlik yapan ve “Evliyalar şehri” diye de anılan Bursa’da, çok sayıda türbe, han ve cami bulunuyor. Kent merkezindeki Hanlar Bölgesi’nde yer alan tarihi kapalı çarşı, yerli ve yabancı turistlerin uğraması gereken yerlerin başında geliyor.
Bursa’da, günün yorgunluğunu atmanın en güzel yolu ise kent merkezine arabayla 15 dakika mesafede olan Çekirge bölgesinde yer alan termal kaplıcalarda “Hamam keyfi” yapmaktan geçiyor.
Turizmin başkenti: Antalya
HER yıl ağırladığı 10 milyondan fazla yerli ve yabancı turistle turizmin başkenti olan Antalya, hemen her kesimden tatilciye, farklı olanaklar sunuyor.
Güneş, deniz, doğa ve tarihin uyum içinde bütünleştiği Antalya, Akdeniz’in en güzel ve temiz kıyılarına sahip. 647 kilometre uzunluğundaki Antalya kıyıları boyunca, antik kentler, limanlar, anıt mezarlar, dantel gibi koylar, kumsallar, yemyeşil ormanlar, şehir merkezinde ve bazı ilçelerde müzeler, iç kesimlere doğru da yazın sıcaktan kurtulmak isteyenler için serin yaylalar yer alıyor.
Antalya kent merkezinde, Konyaltı ya da Lara-Kundu sahilinde konaklayan tatilciler, otellerdeki etkinliklerin yanı sıra, şehir merkezinde de dolu dolu bir gün geçirebilirler. Tarih meraklıları ise, güne Kaleiçi’nin dar sokaklarında tur atarak başlayabilir. Kaleiçi’ne, Kalekapısı’ndan giren gezginler, Yivli Minare’yi görerek başlayacakları Kaleiçi turunda, Kesik Minare, Surlar, Hadrianus Kapısı (Üçkapılar), Osmanlı ve Rum mimarisinin izini taşıyan, bir çoğu restore edilmiş evleri görebilir.
Cam kilise ve havra yan yanaAKDENİZ Bölgesi’nin en uç noktasında yer alan Hatay, denizi, yaylaları, termal kaplıcası ve inanç turizminin yanı sıra, kağıt kebabı, künefesi, oruğu, zengin mutfağı ve farklı damak tatlarına hitap etmesiyle de tatilcilere çeşitli seçenekler sunuyor.
Müslüman, Hristiyan, Ermeni ve Yahudi vatandaşların barış, huzur, kardeşlik ve hoşgörü içinde yaşadığı Antakya’da, cami, kilise ve havrayı yan yana görmek mümkün.
Şehrin ana caddelerinden biri olan ve çok sayıda dükkanın sıralandığı Roma döneminin tek ışıklandırılmış mekanı Kurtuluş Caddesi’ndeki Ulu Cami, Anadolu’nun ilk camisi unvanını elinde bulunduran Habib-i Neccar Camisi ve türbesi, Süveyka Camisi ile Katolik Kilisesi görülebilir.
Kent merkezinde Cumhuriyet Alanı’nda yer alan Antakya Arkeoloji Müzesi’nde ise binlerce tarihi eser ve mozaik yer alıyor. Müze, sergilenen mozaiklerin büyüklüğü, sayısı ve kalitesi açısından dünyada Tunus’tan sonra en zengin ikinci mozaik müzesi sayılıyor.