Türkiye iklimlerin buluştuğu tek ülke
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 24, 2008 00:00
TEMA Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Nihat Gökyiğit, Türkiye’deki 9 bin bitki türünün 3 bininin endemik tür olduğunu, Akdeniz, Karasal ve Okyanus iklimlerinin bir arada yaşandığı tek ülke olduğunu belirterek, "AB’nin Türkiye ile ilgilenmesinin en önemli nedenlerinden biri de biyolojik çeşitliliğimiz" dedi.
Tema Vakfı ve Olgunlaşma Enstitüsü işbirliğinde "Dünya Biyolojik Çeşitlilik Günü" dolayısıyla TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi’nde (ETÜ) "Biyolojik Zenginliğimiz" konferansı gerçekleştirildi.
Gökyiğit, buradaki konuşmasında, küresel iklim değişikliği nedeniyle dünyadaki yeraltı su seviyelerinin azaldığını ve çölleşmelerin yaşandığını, bu nedenlerle dünyada her yıl Yunanistan kadar ormanın yok olduğunu bildirdi.
Son 50 yılda fosil yakıtlardan kaynaklanan emisyonların 4 kat arttığına dikkati çeken Gökyiğit, dünyadaki kuş türlerinin 1/8’inin ve memeli türlerinin ise 1/4’ünün insan kaynaklı nedenlerle yok olduğunu kaydetti.
Gökyiğit, dünyada "kullan, at" hayat tarzının egemen olduğunu ifade ederek, doğanın korunması için artık bu tarzın "kullan, değerlendir, yeniden kullan" şekline dönüştürülmesi gerektiğini söyledi.
Türkiye’nin coğrafi olarak özel bir konumda olduğunu hatırlatan Gökyiğit, Türkiye’nin Sibirya, Akdeniz ve İran bitki coğrafyalarını barındırdığını belirtti. Gökyiğit, Çoruh Nehri’nin Karadeniz Bölgesi’nde bulunduğunu, ancak Artvin’de Çoruh kıyısında Akdeniz bitki örtüsünün ögesi olan zeytinin yetiştirilmesinin üçlü iklim özelliğinin en önemli göstergesi olduğunu dile getirdi.
Türkiye’nin Akdeniz, karasal ve okyanus iklimlerinin bir arada yaşandığı tek ülke olduğunu vurgulayan Gökyiğit, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dağda Sibirya iklimi, aynı dağın eteklerinde ılıman iklimde pamuk yetiştiriliyor. Dünya susuzlukla uğraşırken bizim Tuz Gölü’müzün etrafında 30’dan çok tuza dayanıklı bitki türü var. İstanbul 2 bin 450 bitki türüyle İngiltere ve Hollanda’yı geçiyor. Türkiye’deki 9 bin bitki türünün 3 bini endemik, yani sadece bizim ülkemizde bulunuyor. Bunları Avrupa Parlamentosu’nda sundum. Türkiye AB’ye üye olursa Avrupa için bunlar büyük kazanç olacak. AB’nin Türkiye ile ilgilenmesinin en önemli nedenlerinden biri de biyolojik çeşitliliğimiz."
Gökyiğit, buradaki konuşmasında, küresel iklim değişikliği nedeniyle dünyadaki yeraltı su seviyelerinin azaldığını ve çölleşmelerin yaşandığını, bu nedenlerle dünyada her yıl Yunanistan kadar ormanın yok olduğunu bildirdi.
Son 50 yılda fosil yakıtlardan kaynaklanan emisyonların 4 kat arttığına dikkati çeken Gökyiğit, dünyadaki kuş türlerinin 1/8’inin ve memeli türlerinin ise 1/4’ünün insan kaynaklı nedenlerle yok olduğunu kaydetti.
Gökyiğit, dünyada "kullan, at" hayat tarzının egemen olduğunu ifade ederek, doğanın korunması için artık bu tarzın "kullan, değerlendir, yeniden kullan" şekline dönüştürülmesi gerektiğini söyledi.
Türkiye’nin coğrafi olarak özel bir konumda olduğunu hatırlatan Gökyiğit, Türkiye’nin Sibirya, Akdeniz ve İran bitki coğrafyalarını barındırdığını belirtti. Gökyiğit, Çoruh Nehri’nin Karadeniz Bölgesi’nde bulunduğunu, ancak Artvin’de Çoruh kıyısında Akdeniz bitki örtüsünün ögesi olan zeytinin yetiştirilmesinin üçlü iklim özelliğinin en önemli göstergesi olduğunu dile getirdi.
Türkiye’nin Akdeniz, karasal ve okyanus iklimlerinin bir arada yaşandığı tek ülke olduğunu vurgulayan Gökyiğit, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dağda Sibirya iklimi, aynı dağın eteklerinde ılıman iklimde pamuk yetiştiriliyor. Dünya susuzlukla uğraşırken bizim Tuz Gölü’müzün etrafında 30’dan çok tuza dayanıklı bitki türü var. İstanbul 2 bin 450 bitki türüyle İngiltere ve Hollanda’yı geçiyor. Türkiye’deki 9 bin bitki türünün 3 bini endemik, yani sadece bizim ülkemizde bulunuyor. Bunları Avrupa Parlamentosu’nda sundum. Türkiye AB’ye üye olursa Avrupa için bunlar büyük kazanç olacak. AB’nin Türkiye ile ilgilenmesinin en önemli nedenlerinden biri de biyolojik çeşitliliğimiz."