Türkiye’de ‘çok mutlu’

Grubun kuruculuğunu, şarkı yazarı ve piyanist Thomas Lauderdale ile paylaşan solistleri China Forbes ise uzun bir aradan sonra çok özlediğini söylediği Türkiye’ye yeniden geliyor. “Get Happy” albümünü hazırlarken, eş zamanlı olarak The Sound of Music- Neşeli Günler filmiyle meşhur olan Captain ve Maria Von Trapp’ın gerçek torunları Sofia, Melanie, Amanda ve August von Trapp’ın da konuk olduğu, grubun 8. stüdyo albümü, “Dream a Little Dream” için kayıtlara giren Pink Martini’nin zarif solisti China, genç bir ekiple genç bir enerji yakaladıklarını belirtiyor.

Pink Martini’nin şarkıları da hep mutlu şarkılar diyebilir miyiz?

Şarkılarımızı ben de kesinlikle hayat dolu şarkılar olarak tarif ederdim. Hepsi güzel melodileri, ritimleri, dansı ve ortak yönlerimizi kutlayan şarkılar. “Get happy- Mutlu ol” ifadesinin, aslında karanlık bir tarafı da var, çünkü henüz mutlu olmadığımızı varsayarak mutlu olmaya çağırıyor. Kederli bir yerden mutluluğa çağırıyor. Sanki bir talimatla, sadece bir şalteri çevirip mutlu olabilirmişcesine.

DEVRİMCİ PERFORMANS

Albüme ismini veren “Get Happy” şarkısında ünlü şarkıcı- şarkı yazarı Rufus Wainwright ile düet yaptınız, şarkılarını sever misiniz?

Evet hem de çok, Rufus’u henüz 90’ların başında, New York’un küçük kulüplerinden “Fez”deki ilk performanslarından birine şahit olduğumdan beri çok severim. Tek başına piyanoda hem müthiş konsantre olarak hem de neşe ile devrimci bir performans sergiliyordu ve bir yıldız doğarken orada olduğum için kendimi çok da şanslı hissediyorum.

Hemen her albümde efsanevi isimlerle karşımıza çıkıyorsunuz, peki grubun bu nostaljik yaklaşımı sizin de hoşunuza gidiyor mu?

Grubumuzun fazlasıyla nostaljik havası hepimizin hoşuna gidiyor. Ama gidip albümde kayıtlar yapacağımız sanatçıları bulup getiren de Thomas oluyor ve geçmiş zamanların büyük isimlerini keşfetmeyi çok seviyor, kimisi hala sahnede oluyor kimisi de çoktan emekliye ayrılmış hatta ölmek üzere oluyor… Açıkçası Chavela Vargas, Henri Salvador ve Phyllis Diller ile tam da ölmeden önce kayda girmiş olduk.

STORM’LA İYİ ANLAŞIRIZ

Çok uzun zamandır Pink Martini’nin divası sizsiniz ama artık sahneyi Storm Large ile paylaştığınız da oluyor, peki iyi anlaşıyor musunuz?

Storm’la iyi anlaştığımızı herkes biliyor. Benim sıcakkanlı, boylu poslu sarışın kızkardeşim gibi. Beraber sahneye çıkacağımız zamanlarda kulisteki odamızı da paylaşıyoruz ve bu dünyada nelerle uğraştığımı, neler yaşadığımı tam anlamıyla bilen bir kadının etrafımda olması çok eğlenceli oluyor. Gerçekten de mesela pop dünyasında bir grupta solistlerin dönüşümlü olarak sahne alması pek de alışılmış ya da önceden kestirilebilir bir durum da değil. Ama bir şekilde işe yarıyor ve şimdi beş yaşında olan oğlumla daha çok vakit geçirebilmem açısından da imkan veriyor. Hep turnelerde oğlunun çocukluğunu kaçıran bir müzisyen gibi hissediyordum ama artık denge kurabiliyorum ve anne olmanın keyiflerini de kaçırmadan zevk aldığım işi yapabiliyorum.

Albümlerinizde meşhur şarkıları yeniden yorumluyorsunuz, peki sizce son albümünüzdeki en mutlu parça hangisi?

Bana kalırsa en mutlu şarkımız “Get Happy/Happy Days are Here Again”! Belki ayrıca “Zundoko-Bushi” ve son olarak “Üsküdar’a gider iken” kaydımız da en mutlu şarkılar...

Türkiye’deki izleyici özellikle sahnede romantik şarkılar söylerken zarif halinizi seviyor, peki size sahnede en çok romantik gelen şarkınız hangisi?

Sahnede en romantik hissettiren şarkı “Amado Mio” ve neredeyse 20 yıldır söylüyorum ve hala da çok seviyorum. Bana her daim seksi ve güzel kalmayı başaran eski bir dost gibi geliyor...

Amerikalı ‘Üsküdar’ı çok sevdi

Sahnede hep söylediğiniz Üsküdar şarkısını da son albümünüzde kaydettiniz, peki Amerikalıların şarkıya reaksiyonu nasıl oluyor?

Amerikan izleyicisi şarkıya bayılıyor. Sözlerini anlamıyorlar ama alkışlarla eşlik ediyorlar ve kalabalıkları mutlu eden şarkılardan da biri. Genelde sahneye şarkıyı bizimle beraber söylemeleri için seyirciler arasında varsa Türk izleyicileri de davet ediyoruz ve her zaman büyük sürprizler oluyor. Kimi zaman sahnede seyircilerle çılgın bir dans şöleni de yaşıyoruz.